"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

OHAL keyfîlikleri ne zamana kadar?

Kâzım GÜLEÇYÜZ
06 Temmuz 2017, Perşembe
Cumhurbaşkanı dönüp dönüp “OHAL’den kim ne zarar görmüş?” lâfını tekrarlayadursun; OHAL’in etkilemediği bir hayat kalmadı gibi.

Gelinen noktada tek başına Erdoğan’a kalan AKP 16 yıl önce yola çıkarken kurucuları arasında yer almışken, daha sonra yolunu ayıran ve OHAL KHK’sıyla üniversiteden de çıkarılan Fatma Bostan Ünsal, Nur’a verdiği mülakatta, pasaportu da iptal edildiği için geçen yıl kur’ada çıktığı halde hacca gidemediğini, bu yıl ise hiç başvurmadıklarını, eski AKP milletvekili ve Mazlumder eski başkanı olan eşinin de, doğrudan onunla ilgili bir karar ve işlem olmamasına rağmen bu durumdan etkilenip gidemediğini anlatmıştı.

KHK’zedelerden benzer durumda olan daha birçok insan var. Ve diğer çok daha ağır mağduriyetler ortadayken, bunları seslendirmekten dahi hicap duyuluyor.

Bizim gri pasaport başvurumuzun “takdiren” reddinde de yeni bahane OHAL.

OHAL düzeninde, gri pasaportunuzun olması yetmiyor; BYGEM’den ayrıca “Yurt dışına çıkmasında sakınca yok” yazısı almanız gerekiyor. Bu yazı verilmemişse çıkamıyorsunuz. Gazetecileri tamamen memur statüsüne hapseden bir cendere.

Gerçi OHAL öncesinde de keyfîlikler fazlasıyla vardı. Meselâ bizim basın kartımızın yenilenmeme gerekçesi olarak, 28 Şubat dönemindeki bir yazımızdan dolayı aldığımız mahkûmiyet gösterilmişti.

Buna karşı hukukî yollara başvurduk ve engellemeyi aştık. Ama hâlâ kartı hiçbir gerekçe gösterilmeksizin verilmeyen arkadaşlarımız var. Defalarca başvurulup bilgi istenmesine rağmen sonuç alınamıyor, dahası cevap da verilmiyor. Tam bir sorumsuzluk ve inanılmaz bir keyfîlik...

Şimdi bunlara OHAL kılıfı giydiriliyor.

Ve bilumum hukuksuzlukların, savsaklamaların, hak ihlâllerinin gerekçesi ve dayanağı olarak kullanılan OHAL, böylesine keyfîliklerin de paravanı yapılıyor.

Tam da hukuk devletini “rule of law: kanun hakimiyeti” ile tanımlayan merhum Demirel’in “fetret” olarak nitelediği kanunsuzluk, kuralsızlık, başıboşluk hali.

Türkiye bu fetret halini ve OHAL keyfîliklerini ne zamana kadar taşıyacak?

***

Delilsiz, haksız ve keyfî tutuklamalar artıp uzadıkça, zaten dibe vurmuş olan yargıya güven iyice sıfırlanıyor. Yazık değil mi? 

Ali Ferşadoğlu: Mayıs-2018'e kadar geçerli gri pasaportum var. Kıbrıs'a gidemediğim gibi, Fransa için BYGEM'den istediğim yazı da verilmedi.

Gri pasaport başvurularımızın reddi üzerine - http://www.yeniasya.com.tr/video/gri-pasaport-basvurularimizin-reddi-uzerine_437042

Okunma Sayısı: 9140
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan Erkiş

    6.7.2017 23:13:18

    ( 3 ) OHAL ve KHK'lar ile demokratik hukuk devletini askıya alan, adâlet için yürüyüş yapanları terörist gibi gören iktidar, şimdiden insanları (olmayan) demokrasi için nöbete çağırmaktadır. Bu nasıl bir tezattır! Madem sokakta adalet için yürümek suçtur ve yargı icabında "çağırabilir " diyorsunuz hangi gerekçe ile insanları meydanlara üstelik olmayan bir şey için nöbete çağırıyorsunuz? Benzer eylemi iktidar yapınca mübah, muhalefet yapınca suç mu oluyor? Hukuku keyfimize ve siyasete tâbi kılarsak, hukuk hukuksuzluğa, adâlet zulme inkılâp etmez mi? AP'nin müzakereleri dondurma kararı bile tek başına Türkiye'de hukuk, demokrasi ve yargı bağımsızlığının olmadığının delilidir. Artık hakikatleri ters yüz ederek milleti kandırmaktan vazgeçelim.

  • Özcan Erkiş

    6.7.2017 20:43:02

    ( 2 ) Ne vakit Türk yargısı hakiki mânâda tarafsız ve bağımsız; yargıçlar da âdil, cesur, erdemli ve vicdanı hür olursa -inşâallah -o zaman bu haksız, hukuksuz ve adaletsiz süreç bitecektir diye duâ ve ümit ediyoruz. Gri pasaport ve hac gibi hususlar bile keyfe ve takdire bırakıldığına göre ötesi için ne söylesek boştur. Meselâ, şu ana kadar meşru ve müspet dairede devam eden Adâlet Yürüyüşü için CB diyor ki :"şiddet yaşanmadığı takdirde sonuna kadar izin veririm! "(Yeni Asya,6.7) Artık takdir de izin de tek elde toplandı. Zaten iktidarın 4'ü yâni Rabia'sı içinde de ne adalet ne hukuk ne demokrasi var. Hepsi " teklik "üzerine kurulu bir ideoloji ve siyasî zihniyet. Halkçıların 6 okuna mukabil siyasal İslâmcı iktidarın da 4+2 (tek adam, tek parti, toplam )6 parmağı bulunmaktadır. Değişen nedir ki? Dün 6 ok, bugün 6 parmak. Mânâ, mahiyet, muhteviyat, uygulama aynı. Sadece isimler değişik.

  • Özcan Erkiş

    6.7.2017 20:13:26

    Sayın Güleçyüz, 16 Nisan'dan önce fiilen, 16 Nisan'dan sonra da resmen tek adamlık sistemine geçtiğimizden; yürütme, yasama ve yargı da tek adam sistemine uymuş ve uyarlanmıştır. Dolayısıyla OHAL keyfilikleri de "tek adam sisteminin ne vakit keyfi çatarsa " o zaman bitecektir. OHAL ve KHK'lar ile demokratik hukuk devletini askıya alan Türkiye'yi, AP aynı hukuk, demokrasi ve âdil olmayan yargı gerekçeleriyle, müzakereleri dondurma kararı vermesi de gösteriyor ki, şu anda Türkiye'de hukuk ve demokrasi ve adâlet yoktur. Olsaydı onbinlerce insan Adalet için Adâlet Yürüyüşü yapar mıydı? Hukukun üstünlüğüne istinad eden demokratik bir ülkede yargının bırakın keyfi kararlar almasını, katiyen siyasetin emri altına girmezdi. Anayasada "yargı bağımsız ve tarafsızdır "diyor ama hakikatte ise ne bağımsız ne de tarafsızdır. İşte sorun da burada başlamaktadır.

  • HÜSEYİN İLHAN

    6.7.2017 17:04:01

    Muhterem GÜLEÇYÜZ normaldir.ALİL KAFALARIN BAŞ olduğu yerde rahatsızlıklar,keyfilikler eksik olmaaz.Lakin hatırlatırım bu yapılan yanlışları tarihe kara harflerle yazıyor ve dahi MAHŞERDE İKİ ELLERİMİZ GIRTLARINDA.Öyel yağma yoook.Rabbim YARINA BIRAKIR AMMA ZALİMİN YANINA BIRAKMAAAZ. Hele hele şehitleri katillere peşkeş çeken zalimleri aslaaa.

  • Mustafa BITERk

    6.7.2017 10:40:39

    Birilerinin keyfi yetene kadar !

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı