"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

OHAL kaybettiriyor

Kâzım GÜLEÇYÜZ
28 Nisan 2017, Cuma
Saray ve iktidar, meş’um 15 Temmuz kalkışmasını gerekçe göstererek ilan ettiği OHAL’i çok fazla benimsedi.

Üçüncü kez uzatılmasıyla olağanüstü hal uygulaması bir yılı doldurmuş olacak.

Sonrasında da, eğer yürürlüğe girebilirse, Cumhurbaşkanının tek başına ve re’sen OHAL ilan ederek ülkeyi KHK’larla yönetebileceği bir sisteme geçilecek.

Görünüşte sıkıyönetim kaldırılırken, o düzenin OHAL adıyla süreceği bir sistem.

Erdoğan OHAL’den duyduğu memnuniyeti “Normal düzende yapamayacağımız birçok şeyi bu sayede yapabildik” diyerek ifade etmiş ve bu düzeni ilânihaye devam ettirme niyetini açığa vurmuştu.

Aslında OHAL’in de bir hukuku var.

Ama 9 ayı aşkın süredir uygulanan şeklinde bu hukuk da kaale alınmıyor. KHK’lar sadece OHAL’i ilan sebepleriyle sınırlı ve geçici olarak çıkarılmalı iken, on binlerce insanın en temel haklarını gasp eden kalıcı tasarruflar olarak dayatılıyor.

Düşünce, ifade, basın, bilim, sanat, teşebbüs, çalışma, mülkiyet... gibi temel hak ve hürriyetler inanılmaz bir hoyratlıkla çiğneniyor.

Hak arama yolları da kapatılıyor.

KHK’ların bir ay içerisinde Meclise sunulup onaylanması ve bu icap yerine gelmezse hükümsüz sayılmaları gerekirken, 9 aylık sürede şimdiye kadar çıkarılan 22 KHK içinde sadece 5’inin Meclisten geçmiş olması da, hukuk ve kural tanımazlığın ulaştığı boyutu gösteriyor.

Sürekli hale getirilen OHAL rejimiyle hukuk ilkeleri tamamen işlemez kılınır ve adalet terazisinin ayarı yoğun baskılarla iyice bozulurken, demokrasi de darbe dönemlerini aratmayan, hattâ yer yer onları dahi geride bırakan keyfî uygulamalarla fena halde daraltılmış durumda.

Bu durumun hem iç, hem dış siyasetteki olumsuz yansımalarını görüyoruz.

İktidar ve devlet gücünü ve imkânlarını sonuna kadar kullanan gerilim, dışlama, kutuplaştırma üzerine kurulu siyasî stratejiler iç barış ve huzuru tehlikeye atıyor.

Aynı yaklaşımın dış politikadaki tezahürleri ise tutarsız, çelişkili, bir dediği bir dediğini tutmayan, istikrarsız, fevrî ve tavizkâr yaklaşımlar olarak ortaya çıkıyor.

Sonuç: OHAL her alanda kaybettiriyor.

 ***

Meşruiyeti içeride ve dışarıda sorgulanan referandum sonrası Türkiye nereye gidiyor? -  http://www.yeniasya.com.tr/video/mesruiyeti-iceride-ve-disarida-sorgulanan-referandum-sonrasi-turkiye-nereye-gidiyor_430344

Nur’la Recep’in nikâhı, Receb ayını uğurlayıp Şaban’a girdiğimiz dün kıyıldı. Nur’un özgürlüğüyle taçlanması duasıyla Allah tamamına erdirsin.

Okunma Sayısı: 9222
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan Erkiş

    28.4.2017 12:30:44

    ( 4 ) Dahilde ve hariçte çözüm bekleyen devasa meseleler varken iktidarın (mı desek ) birinci ve öncelikli derdi "partili cumhurbaşkanı" projesini hayata geçirmek. Ve muhtemelen iktidarın yeni genel başkanı ile yeni bir genel seçim. Tabi bu arada yazılan haberlere bakılırsa bundan evvel dahili siyasetin iktidar lehine netice ve semere vermesi için ciddi bir gündem değişikliği olması ihtimali çok yüksek. Meselâ Ayasofya'da cuma namazı! Neden olmasın? Burası Türkiye ve artık 24 saat politik manevralar için uzun bir süre. OHAL, referandum, partili cumhurbaşkanlığı, yeni seçim ve....Yeni Türkiye! Değişen ne olacak derseniz, hepsi bir arada bir Türkiye! Artık OHAL ve KHK'lardan kurtulacağız! Çünkü CBK.lar onlara ihtiyaç bırakmayacak! Peki Türkiye ne vakit "uçuşa " geçecek derseniz onu bilemem. Bildiğim bir şey varsa adâlet, hürriyet, meşveret, istişare, hukukun üstünlüğü, meclisin şahsı manevisine istinat eden demokrasiyle ancak uçuşa geçebiliriz başka değil, vesselâm. .....

  • Özcan Erkiş

    28.4.2017 12:13:45

    (3) Öylesine hukuk skandalları yaşıyoruz ki neredeyse normal karşılamaya başladık bile. Meselâ YSK'nın referandum sonucuna dair gerekçeli kararında gerekçe : Tam kanunsuzluk koşulları oluşmadı! Yâni demek ki tam kanunsuzluk, yarım kanunsuzluk ve çeyrek kanunsuzluk halleri de mevcut imiş! Evvel yok idi iş bu rivayet yeni çıktı, durumu! Nesiller boyu tartışılacak bir 2017 Referandum hikâyesi bırakacağız gelecek kuşaklara. Nasıl bir hukuk nasıl bir demokrasi ya Rabbi! Hayır şaşırmıyoruz sadece soruyoruz. Mağdur Kürsüsünden okuduğumuz mazlumların, anne-baba ve evlat feryatları hukuksuzluk ortamında yeterince duyulmuyor bile. Yeni Asya da olmasa her yer güllük gülistanlık zannedilecek. Algı operasyonu ve toplu hipnoz işte böyle bir şey. Hâb-I gaflet!.....

  • Özcan Erkiş

    28.4.2017 11:57:05

    (2) Nasıl ki ağır yaralı bir insan âcil müdahale edilmez ise kan kaybından ölebilir aynen bunun gibi OHAL de ülkede kan ve can ve mal kaybına sebebiyet vermektedir. Âcilen demokratik hukuk devletine dönülmesi icap etmektedir. Ki topyekûn milletin maddi ve manevi hayatına kast edilmemiş olsun. Mevhum ve muhayyel ve sonradan icad edilen "silahsız terör örgütü" suçlaması ile yüzbinlerce insanı mağdur etmek, peşinen ceza vermek ancak darbeci Sisi'nin ve diktacı rejimlerde olabilir. Yahut "İttihadçı" kafanın "yok(sa) kanun, yap kanun! " sözünde ifadesini bulan istibdat rejimlerinde. Biz hangi sınıfa giriyoruz takdirini sizlere bırakıyoruz. Yalnız demokratik hukuk devleti sınıfına girmediğimiz kesin. Yazınızda da ifade ettiğiniz gibi, 22 KHK'nın sadece 5 tanesi Milletin Meclisinden geçmesi de bize diyor ki : Hâkimiyet milletindir! sözü OHAL'de geçmez!...

  • Özcan Erkiş

    28.4.2017 11:41:47

    (1) Sayın Güleçyüz, herkese hayırlı cumalar temenni ediyorum. Öylesine hukuksuz bir süreç yaşıyoruz ki, hangisinden başlasak yahut hangisini yazsak bilemiyoruz. Yeni Asya'nın bugünkü manşeti Türkiye'nin son durumunu özetler mâhiyette : Tutuklamalarda Mısır'la yarışıyoruz! Hukuk ve demokrasi konusunda, hür, medenî ve demokrat dünya ile yarışacak yerde, sözde beğenmediğimiz darbeci Sisi'nin antidemokratik rejimiyle yarışıyoruz. Bu ayıp bize yetmez mi? İsimler değişik mahiyet aynı. Orada darbe rejimi burada OHAL. Demek "tebeddül- ü esmâ ile hakaik tebeddül etmez!" hakikatini aynel yakin yaşıyoruz. Red ve inkârı katiyen mümkün değil. 15 Temmuz bahane OHAL uygulamaları şahane ki 3'ncü defa 3 aylığına uzatıldı. Hem de Milletin Meclisinden onay almadan. Nasıl demokrasi ama! "Yerli ve milli " olabilir mi?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı