"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

OHAL’de anayasa değiştirmek

Kâzım GÜLEÇYÜZ
13 Ocak 2017, Cuma
Terör saldırılarının artarak devam ettiği, Fırat Kalkanından da yeni yeni şehit haberlerinin geldiği, OHAL’in üç ay daha uzatıldığı, KHK ihraçlarının sürdüğü, bazı milletvekillerinin tutuklandığı, ekonomik göstergelerin olumsuza döndüğü, kurdaki yükselişin durdurulamadığı, halkın cebini yakacak zamların peş peşe geldiği bir ortamda Meclis gündemine getirilen cumhurbaşkanlığı teklifi, toplumdaki gerilimi daha da tırmandırdı.

Darbe girişimine karşı sergilenen iktidar-muhalefet dayanışmasını simgeleyen Yenikapı ruhunun yerini yine kutuplaşma aldı.

Meclise ve topluma dayatılan anayasa değişikliğinin gerek muhtevası, gerek zamanlaması gergin tartışmalara sebep oluyor.

İtirazların en çok odaklandığı konulardan biri, toplumun ve ülkenin tümünün geleceğini çok yakından ilgilendiren ve olabildiğince geniş bir mutabakata dayandırılması gereken kritik bir düzenlemenin, OHAL şartlarında, özgürce müzakere edilmesine fırsat verilmeden oldu-bitti yöntemiyle Meclise onaylatılarak hayata geçirilmek istenmesi.

İktidar cenahı, konunun OHAL ortamında görüşülmesinde, hattâ referanduma götürülmesinde herhangi bir sakınca görmüyor.

Evvelce “Referandum öncesi OHAL kalkar” demiş olan Başbakanın bu sözü dahi bilâhare “çiğnendi,” unutturuldu, terörün ve güvenlik probleminin devam ediyor olması gerekçe gösterilip, referandumun da OHAL ortamında yapılmasına yönelik bir kamuoyu oluşturulmaya çalışıldı ve gidişat o yönde.

Bu durum, öteden beri seslendirilen “Çok partiye geçtikten sonra yapılan bütün anayasalar darbe ürünü. Normal zamanda ve demokrasi içinde anayasa yapmayı veya değiştirmeyi beceremiyoruz” algısını “siviller eliyle” kuvvetlendiren bir sonuç doğuruyor.

Böylece, darbeyle mücadele gerekçesiyle  ve o mücadelenin gerekleriyle sınırlı olarak geçici bir süre için ilan edilen OHAL’de yapılıp, olağanüstü hal sonrasında da geçerli ve kalıcı kılınmak istenen, üstelik çoğu hak ve özgürlük ihlali niteliğindeki icraat ve tasarruflara, söz konusu tartışmalı anayasa değişiklikleri gibi çok kritik düzenlemeler de emrivaki usulüyle dahil edilmeye çalışılıyor.

Yaralı demokrasimiz, bu dayatmayı bertaraf edip edememe sınavıyla karşı karşıya...

İlk turda 341 vekilin evet dediği “Seçilme yaşı 18'e insin” düzenlemesi doğru mu? O yaş böyle ağır bir sorumluluğu üstlenmek için uygun mu?

Seçilme yaşını 18'e indirecek düzenleme için eğitimciler, pedagoglar, psikologlar, sosyal ve siyaset bilimciler... ne diyor; duyan var mı?

Meclisteki sandalye sayısında öngörülen 50 artış, 18 yaş grubundan seçilecekleri kapsayacak “çocuk kontenjanı” için mi pakete konuldu!

Okunma Sayısı: 6151
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Fehmi

    14.1.2017 10:48:55

    Şuan dayatılan bir çok şeyin gereksiz ve israftır israf ise haramdır ilk önce toplumun acilen iç barışa -adalete -istikrarli bir ekonomiye ihtiyaci var......

  • Özcan Erkiş

    13.1.2017 16:03:57

    (2) Mecliste görüşülen Anayasa değişikliği manzarası katiyen tasvip edilmeyecek bir tablodur. Âdeta meydan muharebesi şeklinde cereyan eden bu görüşmeleri yapan vekiller şunu bilsinler ki bunun sokağa ve topluma menfi yansımaları vardır. Daha medenî bir görüşmeyi niçin beceremiyoruz? Aslında 330 ile 340 arasında oylarla geçen maddeler, gözden kaçan bir gerçeği de gösteriyor. O da 550 vekilin bulunduğu bir Mecliste, evet oyu kullanan vekiller bile belki "kerhen" belki "içine sinmeden" belki "mahalle baskısı" gibi kendi vicdanlarından ziyade harici tazyik altında oy kullanmaktadır. Çünkü bir Anayasa değişikliği teklifinde yine Anayasa hükmü olan "gizli oy" kuralını ihlâl eden bir vekil bunu bir de göstere göstere yapma ihtiyacını neden duymuş olabilir? Demek bir korku ve kaygısı var. Olayı basite almamak lâzımdır. Bediüzzaman Hz.nin "Hücumat-ı Sitte'de (29.Mektup) İkinci Desise olarak zikrettiği hiss-i havf" öyle yabana atılacak türden bir şey değildir.

  • Özcan Erkiş

    13.1.2017 12:44:56

    (1) Sayın Güleçyüz, "Çaydan -yahut dereden- geçerken at değiştirilmez" diye bir tâbirimiz vardır ki tam da bugünümüze hülasa ediyor. Siz de şu anki ahvâlimizi özet hâlinde yazmışsınız. Bu durumda daha öncelikli dahili ve harici meseleleri bırakıp, tek adamın yönetimine yoğunlaşmak suretiyle yeniden toplumu germenin ve ayrıştırmanın ne gereği ne zamanıdır. Bir defa adı üstünde OHAL ve KHK ların vesayeti altında bir süreç yaşıyoruz ki pek çok açıdan hukuk askıya alınmış durumda. 82 Anayasasına 35 yıldır "Darbe Anayasası" diyoruz, çünkü darbe ortamında ve silahların gölgesinde halka kabul ettirilmiştir. Şimdiki Anayasa değişikliği de hem meclis hem de halk tarafından onaylanırsa, muhtemelen korkarım ki buna da yıllarca "OHAL Anayasası" demek zorunda kalacağız. Zira demokratik olmayan bir zamanda, zeminde ve şartlarda yapılmış bir Anayasa değişikliği olacaktır. Konunun uzmanı pek çok akademisyen, teklif edilen sistemin derde deva olmayacağını ifade etmektedirler.

  • hasanali

    13.1.2017 03:49:39

    18 yaşında bir insan ergenlik problemleriyle uğraşırken sorumluluk alacak.Yardıma muhtaç konumdayken yardım edecek.What is das?

  • mustafa toplar

    13.1.2017 03:45:35

    anayasa değişiklikleri, gizli oylama da dahil usul olarak doğru yapılırsa demokrasi neden yara alsın ki. yapılmak istenen değişikliklerdeki meclisi fesih ve cb kararnamelerine ben de karşıyım ama isteyen de varsa ve usulen de değiştirme imkanları varsa yapacak birşey yoktur. halk da kabul ederse sonuçlarına iyi ya da kötü hep birikte katlanacağız. buna demokrasi diyorlar. imkan olsa da herkes bireysel olarak kendi dünyasında keyfince istediği siyasi sistemde yaşayabilse. maalesef ki istemesek de uzlaşının olmadığı durumda çoğunluğun belirleyeceği siyasi sistemi kabul etmek zorundayız.

  • Celal can

    13.1.2017 02:17:58

    Seçilme yaşı 18 insinmi? Bu sorunun cevabı için; Ali ferşatoğlunun 03 0cak 2017 tarihli köşe yazısının okunmasını tavsiye ederim.Hayırlı çalışmalar dilerim.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı