"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Normalleşme diyorsanız...

Kâzım GÜLEÇYÜZ
16 Ağustos 2017, Çarşamba
OHAL sürecinde yaşananların AB başta olmak üzere dış dünyada yol açtığı olumsuz algı ikide bir “George ve Hans’ın ne dediği bizim için hiç önemli değil” diyen Cumhurbaşkanı ve ekibi tarafından umursanmıyor gibi gösterilmeye çalışılsa da iktidarın dışarıyla ilişkilerdeki önemli isimlerinden Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek bu noktadaki sıkıntılara birinci derecede muhatap olan isimlerden biri olarak farklı konuşuyor.

“Türkiye’nin en çok yanlış anlaşıldığı alan ne? f.ö ile, bölücü terör örgütüyle mücadelede hukuk devleti ilkesinin, adaletin zayıfladığı, demokratik standartlardan Türkiye’nin geriye gittiği argümanı” diyerek bunu ifade ettikten sonra soruyor:

“Darbe girişimi başarılı olsaydı hukuk rafa kaldırılmayacak; anayasa, demokrasi, herşey kesintiye uğramayacak mıydı?”

Bunu sorarken OHAL uygulamalarındaki hukuk dışılıkları es geçen Şimşek, bundan sonrası için şu “güvence”yi veriyor:

“Hukuk ve adalet için komisyon kuruldu. Biz bunlarla hukuk sisteminin ve demokrasinin işlediğini ortaya koyacağız. İyi bir iletişimle diyeceğiz ki Türkiye bir demokratik resesyona girmedi, hukuk devletini güçlendirme, pekiştirme ilkesi ve amacından uzaklaşmadı. Temel hak ve özgürlüklerde geri gitme gibi bir niyeti yok.”

Zor dönemin geride kaldığını ve Türkiye’nin normalleşme dönemine girdiğini belirten Şimşek şimdi yapacakları şeyin, reformlara, demokrasi ve hukuk devletinde oluşturulan algıyı değiştirmek için güçlü bir iletişime ve doğru uygulamalara daha çok enerji harcamak olacağını söylüyor. (Abdullah Karakuş, Milliyet, 31.7.17)

Ama sonu gelmeyen Bylock operasyonlarının pazarda domates satan veya hac için yola çıkan teyzelere yönelmesi, Şimşek’in bu sözlerini açığa düşürüyor.

Normalleşme dönemine girildiyse bunlar ne? Ve on binlerce haksız tutuklama neden habire uzatılıp devam ettiriliyor?

Ve böyle bir tabloda AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ın “Davaların AİHM’e götürülmesi ve tazminatla karşılaşmak istemiyoruz” (Serpil Çevikcan, Milliyet, 10.8.1) sözü bir sıkışmışlığın ve giderek artan bir tedirginliğin ifadesi değilse ne?

***

-HSK Bşkvekilinin bile “Hoş değil, hesabı sorulacak” dediği “pazarcı teyzeye gözaltı” için AKP’li Mahir Ünal: Bylock varsa gözaltına alınır!

-Normalleşme için ilk yapılması gerekenlerden biri, delilsiz ve haksız gerekçelerle tutuklanan masumların tahliyesini hızlandırmak.

-Van Bediüzzaman Mevlidi’nin ardından - http://www.yeniasya.com.tr/video/van-bediuzzaman-mevlidi-nin-ardindan_440408

Okunma Sayısı: 7153
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan ERKİŞ

    16.8.2017 18:44:25

    (7) 3-"İyi bir iletişimle" diyor BB Yardımcısı. Demek Türkiye'yi idare eden iktidar cenahının Dış Dünya ile "iyi" olmayan yahut kendini doğru ifade edemeyen bir iletişim meselesi var. Nasıl olmasın ki, dış dünyaya "George ve Hans" diyerek, dost ve müttefiki ülkelere karşı tahkir ve tahrik edici lisanla harici diplomasiye yakışmayan bir üslup kullanılmaktadır. Böyle bir lisan ve üslupla elbette iyi bir "iletişim" kurulamaz. 4-"Türkiye bir demokratik resesyona(durgunluk) girmedi, hukuk devletini güçlendirme, pekiştirme ilkesi ve amacından uzaklaşmadı. Temel hak ve özgürlüklerde geri gitme gibi bir niyeti yok." demektedir. Eğri oturalım fakat doğru konuşalım. Türkiye bir yılı aşkın bir süredir, demokratik hukuk devletinin rafa kaldırıldığı OHAL darbe rejimi ile idare olunmaktadır. Yargıya olan güven dibe vurmuştur. Hukuksuz ve keyfi kararlar ile binlerce insan mağdur edilmiştir. Uzun lafın kısası, bir kez daha "hak, hukuk, adalet" diyoruz.

  • Özcan ERKİŞ

    16.8.2017 18:25:15

    (6) Sayın BB Yardımcısı asıl güvenceyi bu millete vermelidir. 1."Hak ve adalet için komisyon kuruldu" diyor. Bunun için yargı tarafsız ve bağımsız, yargıçlar da adil, cesur ve vicdan hürriyeti ile kararlarını hukuk içinde korkusuzca vermiş olsalardı, hak ve adalet yerini bulmuş olacak, OHAL Komisyonuna da ihtiyaç kalmayacaktı. 2-"Bunlarla hukuk ve demokrasinin işlediğini ortaya koyacağız" demektedir. Hukukun üstünlüğü ve demokrasi OHAL Komisyonu ile işlemez. Çünkü OHAL'in kendisi demokratik hukuk devletini sekteye uğratan antidemokratik bir uygulamadır. Hukukun ana kuralları ve demokratik sistemin evrensel kaideleri vardır. Zaten OHAL bu kural ve kaidelere uymadığından antidemokratiktir. Bu sebeple iktidar hem OHAL diyecek hem de hukuk ve demokrasiden bahsedecek ve Dış Dünya da buna itibar edecek öyle mi?

  • Özcan ERKİŞ

    16.8.2017 18:11:33

    (5) BB Yardımcısı Türkiye ile ilgili menfi algının argümanlarını sayıyor. "Hukuk devleti ilkesinin, adaletin zayıfladığı, demokratik standartlardan Türkiye'nin geriye gittiği." Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Demek bizim ısrarla hak, hukuk ve adalet dememizde bir haklılık payı varmış. Zira aynı şeyleri dış dünyadaki dost ve müttefik ülkeler de söylüyor. Kızmak, öfkelenmek, meydan okumak yerine hür, medeni ve demokrat dünyanın standartlarına kendi milletimizde sahip olsun diye gayret etmeliyiz. BB Yardımcısının dış dünyaya verdiği "güvencelere" bakalım. "Hukuk ve adalet için komisyon kuruldu. Biz bunlarla hukuk sisteminin ve demokrasinin işlediğini ortaya koyacağız. İyi bir iletişimle diyeceğiz ki 'Türkiye bir demokratik resesyona girmedi, hukuk devletini güçlendirme, pekiştirme ilkesi ve amacından uzaklaşmadı. Temel hak ve özgürlüklerde geri gitme gibi bir niyeti yok'." diyor.

  • Özcan ERKİŞ

    16.8.2017 10:22:04

    (4) BB Yardımcısının 4.paragrafta verdiği sözlü "güvenceler" ne dahili ne harici tatmin etmez. Zira bizim gibi dış dünya söyleme değil eyleme/fiile bakmaktadır. Demokratik hukuk devleti var mı yok mu? Mesele ve kriter bunlardır, sözler değil. OHAL darbe rejimi bir yılını çoktan geçti, iş dünyası ve hatta bazı bakanların bile zaman zaman "OHAL kalkmalıdır" talebine verilen cevap, "Kusura bakmayın!" değil mi? OHAL kalkmadıkça, KHK'dan hukuk ve demokrasiye dönüş yapılmadıkça, dışarıya verilen "güvenceler" sözden öte bir mana ifade etmeyecektir. Önce OHAL kaldırılmalı ardından da zaman kaybetmeden hak, hukuk, adalet ve demokrasi yeniden sağlam esaslarla tesis edilmelidir. Hukuksuz ve keyfi kararların yol açtığı mağduriyet giderilmeli, toplumsal travmaya, manevi tahribatı netice veren bu süreç bitirilmelidir. Toplumsal barış, uhuvvet, muhabbet, ittihad ve tesanüd yeniden ihya edilmeli ki hür, medeni, demokrat dünyanın saygın bir üyesi olalım.

  • Özcan ERKİŞ

    16.8.2017 10:10:49

    (3) Bir yanda darbeciler yargılanırken öte yanda darbe ile ilgisi olmayan bir kesim, 15 Temmuz bahanesiyle ilan olunan OHAL hukuku ile mağdur edilmekte ve zulme maruz bırakılmaktadır. Darbeye teşebbüs eden ve 250 insanı şehit eden başkaları fakat hesap sorulan başkaları olmamalıdır. O vakit hak, hukuk, adalet, demokrasi nerede kalır? Hürriyetçi, katılımcı ve çoğulcu demokrasi; adalet ve meşverettir. Kuvvetin kanunda olduğu sistemdir. Hukukun üstünlüğüdür. Meclisin şahsı manevisine istinat eden rejimdir. Kanun önünde devlet reisi ile dağda koyun otlatan çoban birdir. Hürriyetçi demokrasilerde, kanunda suç sayılan fiili işleyenler cezalandırılır. Yani suç ve ceza şahsidir. Kimse tarafsız ve bağımsız yargıda yargılanmadan suçlu ilan edilemez. Yargılama yetkisi bağımsız ve tarafsız TC Mahkemelerine aittir. Hiç bir şahıs, kurum ya da kuruluş bu yetkiyi keyfi olarak kullanamaz. Kullanırsa orada hak, hukuk, adalet, hürriyet ve demokrasi olmaz. Böyle olunca Türkiye algısı nasıldır?

  • Özcan ERKİŞ

    16.8.2017 09:57:47

    (2) Demek iktidar cenahı hem dahilde hem hariçte Türkiye ile alakalı algının hiç de iyi olmadığını biliyor. BB Yardımcısının sözleri buna işaret ediyor. Peki bu menfi algıyı müspete çevirmek için iktidar ne gibi çareler düşünüyor? Asıl mühim mesele budur. Malumu ilam etmek değil. Yeniden demokratik hukuk devletine ve normale dönmek için takip olunacak dahili siyaset harici diplomasi nasıl olmalı ki "kötü" algılanan Türkiye "iyi" olarak algılansın? Herhalde iktidar, bunun, OHAL'i devam ettirerek olacağını söyleyemez. Zira OHAL bir darbe rejimidir ve böyle bir rejim hür, medeni ve demokrat dünyada maalesef hüsn-i kabul görmemektedir. Dahilde bile kabul görmeyen antidemokratik bir sistem niye hariçte kabul görsün ki? Artık iktidar şu manasız, faydasız ve zararlı inadı bırakarak OHAL'e son vermeli ve Türkiye olarak hem de acilen normalleşmelidir. Bundan başka çözüm yolu mu var?

  • Özcan Erkiş

    16.8.2017 09:43:12

    Sayın Güleçyüz, akıl için yol birdir. Türkiye algısı hem dışarda hem içerde aynı yönde. BB yardımcısı yeni ve farklı şeyler söylemiyor. Mâlumun ilamı. Asıl şaşırtan ve tuhaf olan, bize" kel alaka?" diye sual sorduran beyan 2.paragrafta söylediği "Darbe girişimi başarılı olsaydı hukuk rafa kaldırılmayacak; anayasa, demokrasi, her şey kesintiye uğramayacak mıydı?" ifadesi. Elbette kesintiye uğrayacaktı. İşte sorun da burada başlıyor ya. Madem darbeciler başarı olsaydı OHAL benzeri bir rejim kuracaktı, başarılı olmadıklarına göre neden iktidar onların istediği OHAL'i ilân etti? 15 Temmuz darbe girişimini 250 şehit vererek önleyen halkın bu direnişi hukukun üstünlüğü, adalet, tam ve ileri demokrasi ile taçlandırılmalı değil miydi? Fakat iktidar böyle yapmayıp, darbe girişimini "Allah'ın bir lütfu"bilip, 20 Temmuz'da OHAL'i ilân etti. Ve darbecilerin "kesintiye uğratmak"istedikleri "demokrasi" bu sefer yine kesintiye uğradı. Hem de iktidar eliyle ve OHAL ilân edilerek. Fark?

  • Mehmet

    16.8.2017 02:18:58

    Hata,günah,kasıt,iftira,hukuksuzluk,fitne,fesat,kanunsuzluk varsa Allah sorar.Ama bylock kullandınız mı diye sormayacak.Ama herkesi bylock bahanesi ile mağdur etmenizi soracak

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı