"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Müteşekkiriz

Kâzım GÜLEÇYÜZ
30 Nisan 2017, Pazar
Evvelce bu köşede çıkan ve bilâhare Risale-i Nur’dan Hayat Prensipleri adlı kitabımızda topladığımız yazılarda özellikle vurguladığımız hususların başında, müfritane irtibatın ve ehl-i tahkik olmanın mutlak zaruret olduğu geliyor.

Bilhassa bu zamanda ve hele içinden geçtiğimiz son derece kritik süreçlerde bunlar çok daha hayatî bir önem kazanmış durumda.

Çünkü hizmetimizi hedef alan fitne ve tuzaklar, iftira ve karalamalar, hücumlar, saldırılar ve karanlık algı operasyonları... had safhada.

Bunları boşa çıkarıp püskürtmek için, hiçbir boşluk bırakmayacak şekilde sıkı ve canlı bir irtibat ve iletişim halinde olmak çok önemli. 

Görevleri icabı vitrinde olan hizmet ehli hakkında zihinlerde soru işaretleri uyandırıp suizan oluşturmayı ve güveni sarsmayı hedefleyen iddia ve iftiraları çürütmek için de.

Şükre medar bir tahdis-i nimet olarak ifade etmek isteriz ki, şimdiye kadar camiamız mensuplarıyla bir araya gelme fırsatı bulduğumuz her vesile, ne kadar mütesanid, şuurlu ve davasına sahip bir şahs-ı manevî olduğumuzu gösterdi.

Her yerde karşılaşıp kucaklaştığımız ve samimiyetle bizi bağrına basan hizmet kahramanları, ailecek kesintisiz bir dua desteğiyle her zaman yanımızda ve arkamızda olduklarını dile getiriyorlar.

Yazdığımız her satırı, söylediğimiz her kelimeyi dikkatle takip ediyor; hassas ve tehlikeli bir süreçte, mayınlı alanlarda zaman zaman risk çizgisinde gördükleri kimi hallerde bizim adımıza endişeleniyor ve münhasıran bu kaygıyla “Aman dikkat!” sinyalleri gönderiyorlar.

Bölge toplantısı veya ziyaret gibi vesilelerle buluştuğumuzda, zihinlerindeki soru işaretlerini açıklık ve samimiyetle iletiyorlar. Biz de aynı şeffaflık ve samimiyetle soruları cevaplandırmaya çalışıyoruz. Böylece hem tereddütler izale oluyor, hem tesanüd pekişiyor, hem de şevk, moral ve motivasyon güçleniyor.

Nadiren de olsa tek tük çıkabilen, şahs-ı manevînin iltifat ve itibar etmediği ard niyetli ve marjinal tenkit ve sataşmalar ise tecrit oluyor.

Zorlu mücadelemizde bizi hiçbir zaman yalnız bırakmayan isimsiz kahramanlara müteşekkiriz. 

Allah razı olsun.

***

CB: “Tutuklu gazeteciler listesindekilerin 144’ü terörden, 4’ü adi suçtan içeride.”

Adalet Bakanı: “Gazetecilik yaptı diye tutuklanan yok. Kim var diyorsa yalan söylüyor.” 

AB Bakanı: “Gazeteci kimliği olup silah taşıyandan gasp edene kadar bir sürü şey var bu dosyalarda.”

Hepsi aynı ezberi tekrarlıyor. Ama tutuklu gazetecilerin çoğu için hiçbirinin aslı yok. Hele Nur’da bunlardan tek birini gösterin, hepimiz bu mesleği bırakalım!

Okunma Sayısı: 9137
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan Erkiş

    30.4.2017 15:17:30

    (4) "Müşteri aramamak" başka, muhtaçlara hakaik-i imaniyenin ulaştırılması hesabına "neşir ve ilân" başkadır. Kitabullah ve Sünnet-i Seniyye'nin düsturlarına ters düşmeyecek tarzlarla hakâikin neşir ve ilân hizmeti ihmal edilmemelidir. Meselâ, Üstad Hz.lerinin "fâni ve fenâ bir adamın güzel ve bâki bir sözü"nü neşir ve ilân etmekte bir beis görmüyor. Bu tarz bize bir mesaj vermiyor mu? Hakâik, menfi ve menfaatçi siyasete âlet ve onun taassubâne taraftarlığına fedâ edilmeyecek kadar ulvi ve yüksektir. Hz.Üstadın "nifak ve şikak, kin ve adavete" sebebiyet veren "tarafgirlik, inad ve hased"ten bahsettiği 22.Mektupta, bunlara "çirkin ve merdut, muzır ve zulüm ve hayat-ı beşeriye için zehirdir! " diyor. Şu andaki toplumsal fitne ve zulümlere, bunları yapan menfi siyasete bir de bu zaviyeden bakmak icap etmez mi?

  • Özcan Erkiş

    30.4.2017 14:51:29

    (3) Yunus Emre diyor ki :"Gelin tanış olalım / İşi kolay kılalım!" Bir hizmeti, dâvâyı yahut misyonu kitlelere ulaştırılmak, sahiplenmek, çokların hizmete omuz vermesi ancak dâvâyı tanıtmak ve tanışmaya bağlıdır. Üstad Hz.leri her platformda (cerâid, mahkeme salonları vb) dâvâsını neşir ve ilân etmiştir. Medyanın olmadığı eski çağlarda, kitlelere neşir ve ilân vazifesini çarşı pazarlarda "dellâl "adı verilen şahıslar yapardı. Şimdiki iletişim asrının dellâlı da Medya araçlarıdır. Bunlardan müstağni kalamayız. Hele doğru ile yalanın aynı tezgâhta satıldığ, yalanın revaçta olduğu şu zamanda,, Yeni Asya gibi doğruyu konuşan gazetelerin ve şahsı manevisinin varlığı çok ehemmiyetlidir. Bu ehemmiyetine binaen "tanış olup, işi kolay kılmak" elzemdir.

  • Özcan Erkiş

    30.4.2017 12:58:12

    (2) Dünya ve dalalet ehlinin bile şahsı manevi halinde ittifak ve ortak akılla, ortak hareket ettiği, küçük ve marjinal grupların bile bir gazete yahut mecmuasının olduğu şu asırda, aynı Kitâbı okuyan, aynı lisanı konuşan, aynı duyguları paylaşan şahsı manevilerin inad ve ısrarla "cemaatin gazetesi mi olur? " tarzında asrın ruh ve hususiyetine ters söylemlerle muhalif ve muarız bir tavır takınmalarını anlamak mümkün değil. Üstelik Üstad Hz.lerinin gazete aldırıp okuttuğunu bildiğimiz halde. Maksadımız tenkit değildir. Ehl-i hakikat hakperest olmalı, kendi mesleğinin muhabbetiyle hareket ederken, başka meslek sahiplerinin eksik taraflarını nazara vererek, haklılık dâvâsında bulunmamalıdır. Verdiğimiz ""derslere"muhalif bir tavır takınmakla, o hakikatların kıymetini düşürmeye hakkımız olmasa gerektir. "Hakkı bâtılın savletinden korumak"için ne gibi çare düşünüyorlar acaba? Kıtalararası füzelere karşı piyade tüfeğiyle mi?....

  • Özcan Erkiş

    30.4.2017 12:39:07

    (1) Sayın Güleçyüz, asıl bizler topyekûn Yeni Asya câmiasına müteşekkiriz. Çünkü hakkın hatırını âli tutacak, âli himmet babayiğit ve hakperestlerin ortalıkta görünmediği şu zulümlü ve zulumatlı süreçte, hakkın ve haklının, mazlum ve mağdurun sesi ve tercümanı olmakla ciddi ve ehemmiyetli ve kıymetli bir hizmete (her zaman olduğu gibi ) imza attınız. Binlerce teşekkürler ediyor, Allah ebeden razı olsun diyoruz. Hem cemaat nedir ve nasıl olmalıdır, sualine, müsbet hareket tarzınız ve medyaya güzel bir numune teşkil edecek üslubunuzla da fiili bir ders verdiniz. Tabiki ders ve ibret alana. Meselâ kendi adıma, bu güzel hizmete katkıda bulunmak hesabına bayiye gelen 3 âdet Yeni Asya'yı her gün alıyor ve 3 değişik yere bırakmak suretiyle hakaik-i imaniye ve Kur'aniye'nin medya lisanıyla hizmetine küçük de olsa iştirak ediyorum. Fakat asıl hizmeti Yeni Asya ve değerli ekibi ve kalemleri yapmaktadır.

  • Necati

    30.4.2017 01:00:36

    Allah sizdende razı olsun, bu sıkıntılı süreçte hiç bir zaman Risale-i Nurların istikamet cizgisinden sapmadan, azami sabet ve metenetle, büyük bir cesaret ve gayretle, sarsılmadan hucumlara karşı durdunuz ve duruyorsunuz. Bütün Yeni Asya çalışanlarını da tebrik ediyor, bu ulvi davada her zaman yanınnızda olduğumuzu haykırıyoruz. Bu zamam hakkın ve hakikaten tek susmaz sesi olan, zulme ve zalime karşı menevi cihat görevini hakkı ile ifa eden Yeni Asya bizlerde müteşekiriz. Allah bu kahramanlardan ebeden razı olsun. Bu hizmetinizi melek-i alanın sakinleri de alkışlıyorlar...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı