"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Muhalefet boşluğu

Kâzım GÜLEÇYÜZ
16 Haziran 2016, Perşembe
Türkiye siyasetinin son dönemdeki en ciddî ve kronik sorunlarından biri, muhalefet boşluğu.

Görünüşe bakılırsa Mecliste temsil edilen üç muhalefet partisi var, ama bunların genel anlamda çok fazla etkili olabildiklerini söylemek hayli zor.

Bu partilerin, iktidar politikalarını denetleme, yanlışlarını engelleme ve güçlü bir iktidar alternatifi oldukları noktasında millete ümit verme açısından başarılı oldukları iddia edilemez.

Bunun, 34 yıldan beri siyaseti cenderede tutan 12 Eylül darbe düzenine, 28 Şubat’ın genel siyasette yaptığı tahribata ve iktidar politikalarına bağlı sebepleri de var şüphesiz, ama söz konusu üç partinin bizzat kendilerinden kaynaklanan sorunlar da mevcut. 

Kısaca tek tek ele alacak olursak:

CHP’nin en büyük handikapı, geçmişten devraldığı ağır yük ve olumsuz imaj. Gerek 1950 öncesi tek parti devrindeki baskıcı ceberut uygulamaları ve bilhassa “din düşmanı” algısı, gerekse çok partili sisteme geçildikten sonra izlediği yıkıcı muhalefet, darbe destekçiliği ve resmî ideoloji bekçiliği, toplumsal hafızada çok derin olumsuz izler bıraktı ve bu yüzden dindar çoğunluk bu partiye hâlâ soğuk bakıyor.

Son dönemde bu imajı kırmak ve halkla sıcak bir bağ kurmak için çok çalışıyor CHP, ama yakın zamanda netice alabilmesi hayli zor görünüyor. Büyük çoğunluğun eli sandıkta bu partiye oy vermeye bir türlü gitmiyor. Onun için de oy oranı yüzde 25’in üzerine çıkamıyor ve bir alternatif oluşturamıyor.

MHP de Türk milliyetçiliğine bina ettiği parti felsefesi ile kitlelerde karşılık bulamıyor ve yönetim problemleri sebebiyle yaşadığı iç tartışma sebebiyle bölünmenin eşiğinde. Buradan yeni bir oluşum çıkar mı, yakında belli olur.

HDP ise bir yönüyle MHP’nin “laik-sosyalist-Kürtçü” versiyonu olarak görülürken, diğer yönüyle bu imajı kırmak için toplumun her kesiminden farklı insanları da bünyesinde toplama çabasıyla yoluna devam ediyor.

Ama terör örgütüyle olan ilişki ve muhatabiyeti, HDP’nin en önemli yumuşak karnı. Başından beri hatırı sayılır bir kitle ile birlikte bilhassa asker tarafından “PKK’nın Meclisteki sivil uzantısı” olarak görülmesi, sürekli bir gerilimin odağında yer almasını netice veriyor.

Dokunulmazlıkları kaldırma operasyonu HDP’nin bu sıkıntılı durumu  üzerinden verilen start ile diğer partilere de teşmil edildi. Ve görünen o ki, muhalefet boşluğu daha da derinleşecek.

TMK’ya dokundurmayıp, daha ötesinde güvenlikçi ideolojiye iyice teslim olmak terörü bitirir mi, yoksa daha da azmasına zemin mi hazırlar?

AB diyor ki “Terörle mücadele ederken şiddet çağrısı içermeyen görüş beyanlarına ilişmeyin.” AKP ise buna karşı diretiyor. İşin özeti bu.

Terör suçlamasını muhaliflerine karşı sindirme ve tasfiye aracı olarak kullanan anlayış ülkeyi gerip kutuplaştırıyor ve dünyadan koparıyor.

Okunma Sayısı: 2236
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • demokrat

    16.6.2016 08:50:17

    muhalefet yok ki boşluk olsun...

  • necati

    16.6.2016 03:42:53

    Ee ne yapacağız şimdi çıkış yolu yokmu? Daha ne zamana kadar bu iktidar ve muhalefete nasıl dayanacağız. Türkiye nerdeyse bölünmenin yada Allah korusun iç savaşın eşiğinde cıkış yoluda görünmüyor. Fedret devri sanki. Allah'ın yardımına iltica etmekten duaya sarılmaktan başka caremiz kalmadı gibi. İslami cemaatlar da büyük bir gafletin icinde gövdenin içine girmiş kanını emen kurt u dost zannediyor.İnşallah Demokratlar tekrar dirilir de 1950 deki gibi kararan ufkumuz aydınlanmaya başlar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı