Sabah, internet sitesinden ilk saldırıyı 17 Temmuz’da yaptı ve bizden şu cevapları aldı:
Vaktiyle Bediüzzaman mevlidi düzenlediğimiz için Yeni Asya’ya saldıranların başını çeken Sabah, şimdi bize “darbe tetikçisi” diyor, iyi mi?!
Ömrümüz 12 Eylül, 28 Şubat ve bilumum darbelerle mücadele ederek geçti. Ve Sabah şeysi bize darbe tetikçisi diyor. Utanmazlığın böylesine...
Vaktiyle Hulusi Turgut’un Fethullah Hocayı göklere çıkaran dizisini âlâyıvâla ile yayınlayanın da yine Sabah olduğunu, unutanlara hatırlatalım.
Bugün utanmadan bize “darbe tetikçisi” iftirası atan Sabah’ın kirli arşivi, 28 Şubat’ın pespaye tetikçiliğinin en bayağı örnekleriyle dolu.
Biz 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan’a... nasıl karşı çıktıysak 15 Temmuz’a da karşı çıkıyoruz. Aksini iddia eden müfteridir.
***
Sabah’ın 22 Temmuz’daki ikinci saldırısına da şu cevapları verdik:
Birincisi, önceki cevaplarımı aynen tekrarlıyorum.
İkincisi, ben hayat boyunca hiç kimsenin tetikçisi olmadım ve olmam. Yazdıklarım ve söylediklerim ortada. Müfterileri, iddialarını destekleyecek bir kanıt göstermeye davet ediyorum. Hodri meydan.
Üçüncüsü: İftiralarının tam tersinin geçerli olduğunu gösteren bir örnek, bizzat kendi arşivlerinde. İsa Tatlıcan’ın benimle yaptığı ve 26 Mart 2014’te sitelerinde yayınladıkları mülâkat.
Dördüncüsü, Yeni Asya’nın darbelere karşı duruşu da, Fethullah Gülen ve iktidarla ilgili tavrı da son derece açık ve nettir. Hiçbir aşağılık iftira bu prensiplere dayalı duruşa gölge düşüremez.
Beşincisi, Yeni Asya’nın dağıtımı kısa bir dönem tamamen profesyonel bir iş anlaşması ile Cihan Dağıtım tarafından gerçekleştirilmiş ve kayyım ataması ile sona ermiştir. İftiranızın delili bu mu?!
Altıncısı, Yeni Asya’nın okuyucu ve temsilcileri tarafından terk edildiği iddiasının da aslı yoktur. Gazetenin yayın politikası her yıl iki defa yapılan temsilciler toplantısı başta olmak üzere bütün istişare zeminlerinde değerlendirilip müzakere edilmekte ve onaylanmaktadır.
Yedincisi, Mehmet Kutlular’ın aktif hizmette olduğu dönemde de, şimdi ve her zaman olduğu gibi Yeni Asya’nın tavrı prensiplere ve istişareye dayalı kurumsal bir irade ile ortaya konuluyordu. Fethullah Gülen’le ilgili eleştilerimiz de, yollarımızın ayrıldığı 1974’ten beri asla yıkıcı ve tahripkâr olmayan bir dille ifade ediliyordu. Ancak Gülen haksız hücumlara hedef olduğunda da savunuluyordu. Bunun son örneklerinden biri Kutlular’ın 2 Temmuz 2010 tarihinde çıktığı NTV ekranında söyledikleridir. Onun için, müfterilerin Kutlular üzerinden yapmaya çalıştıkları çarpıtmalar da geçersizdir.