* Gençliğinde Bediüzzaman’a ziyaretlerde bulunan ve lâhikalarda Seyyid Salih olarak adı geçen Özcan, daha sonra genelde münferit olarak çalışmış, Arap dünyasındaki İslamî hareketlerle irtibatlar kurmuş, sahibi olduğu Hilal Yayınevi ve Hilal dergisi vasıtasıyla Seyyid Kutup ve Mevdudî gibi isimlerin eserlerini Türkçeye tercüme ederek yayınlamış bir isim. Risale-i Nur’un dahilî ve haricî bilumum cereyanlardan bağımsız ve orijinal hizmet metoduyla pek örtüşmeyen bu yaklaşımın, Özcan’la Zübeyir Gündüzalp başta olmak üzere önde gelen Nur talebeleri arasında yol açtığı ihtilâfa dair bilgiler ilgili kaynaklarda mevcut.
* Hilal Yayınlarında doğrudan-dolaylı bir “derin yönlendirme” olup olmadığı konusu, (Hamza Türkmen’in yaptığı) bu açıklamalar muvacehesinde değerlendirilebilir mi?
* Demokratları deviren Kemalistlerin hazırladığı 61 Anayasası solun önünü açmış. Bu durum Kemalist sistem tarafından bir tehdit olarak algılanma aşamasına gelindiğinde de çare, İslamı ideolojik yaklaşımlarla yorumlayıp “önce devlet” vurgusu yapan cereyanların MİT organizasyonu ile topluma lanse edilmesinde aranmış. Hedef, solcu, komünist, Marksist hareketin dizginlenmesi.
* Ama “sosyal adalet”le sınırlanan “Seyyid Kutup açılımı,” aynı yazarın “irtica” bağlamında görülen diğer eserlerinden esirgenmiş, tam tersine o kitapların çevirileri takibat konusu yapılmış.
* Ancak olay, rejimin “İslamcı ideoloji”yi de kendi amacı için kullanmakta beis görmediğinin örneği.
* 12 Eylül sonrasında, derin bağlantıları olan bir şahsa kurdurulan PKK’nın “kontrol”den çık(arıl)ıp “tehdit” haline ge(tiri)lmesi üzerine, ona karşı Hizbullah’ın teşkilatlandırılması hadisesi de aynı mantığı gözler önüne seren bir diğer örnek değil mi?
* Peki, 27 Mayıs’tan sonra bir numaralı düşman olarak Risale-i Nur hareketini görüp “Nurculukla mücadele komiteleri” kurduran, Ankara İlahiyat Fakültesinin bazı profesörlerini, hattâ Diyanet’i bu maksatla yönlendirip organize etmeye ve kullanmaya çalışan malûm zihniyetin, Seyyid Kutup’un kitabını pazarlamasına ne demek lâzım!
* Demek ki, her hal ve şartta Kemalist sistemin asıl korkusu Risale-i Nur. Sırf onun önünü kesebilmek için, bulabildiği her yola tevessül ediyor. Ama beyhude... Hak yine yerini buluyor. (Yeni Asya, 25.5.13)
tweet- “Yeni Asya ile artık ilgimiz kalmadı” deyip yolunu ayıranlar; madem öyle, niye hâlâ Yeni Asya ve mensuplarıyla uğraşmaya devam ediyorsunuz?