"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Misak-ı Millî tartışması ve Musul-Kerkük tuzakları

Kâzım GÜLEÇYÜZ
25 Ekim 2016, Salı
Cumhurbaşkanının gündeme getirdiği “Misak-ı Millî” kavramı ve sınırları, Osmanlı Meclis-i Meb’usan’ının 28 Ocak 1920’de kabul ettiği kararla belirlenmişti ve Mondros Andlaşmasının imzalandığı tarih itibarıyla işgal altında olmayan Osmanlı topraklarını kapsıyordu.

Misak-ı Millî sınırları içinde, bugünkü Anadolu ve Trakya’ya ilaveten, gündemdeki Musul ile beraber Kerkük ve Süleymaniye’yi içine alan bölge, yani şimdiki Irak’ın neredeyse yarısı ve ayrıca Suriye’nin de yarısı vardı.

Ve tarifi, kararda şöyle yapılıyordu:

“İskenderun körfezi cenubundan (güneyinden) Antakya’dan Halep ile Katma istasyonu arasında Cerabulus Köprüsü cenubunda Fırat nehrine mülâki olur (kavuşur), oradan Deyrzor’a iner, ba’dehu (ondan sonra) şarkta temdit ederek (uzanarak), Musul, Kerkük, Süleymaniyeyi ihtiva eder (içine alır).”

Ayrıca, bugünkü Yunanistan sınırları içindeki Batı Trakya ile Gürcistan’a ait—ama o zaman Kars ve Ardahan’la beraber “elviya-i selâse,,” yani “üç sancak”tan biri olarak anılan—Batum’un statülerinin, buralarda yapılacak referandumlarla tayini öngörülüyordu.

Batum 1921’de yapılan Kars anlaşmasıyla Lozan’dan önce Gürcistan’a verildi. Batı Trakya’dan Lozan’da, Musul ve Kerkük’ten Lozan sonrası vazgeçildi. Özellikle Musul ve Kerkük’ün terk edilmemesi için Birinci Meclis çok direndi, ama son aşamada M. Kemal bastırınca buralar TC sınırlarının dışında kaldı.

O dönemde Birinci Dünya Savaşının galiplerince cetvelle çizilen sınırlar hep tartışma konusu oldu. Bu sınırlar bölgenin sosyal, tarihî ve coğrafî özelliklerini dikkate almadan mı belirlendi, yoksa bir asır sonrasını bile kapsayan tuzaklar yerleştirme düşüncesiyle mi?

Gelişmeler ikinci şıkkın geçerli olduğunu her geçen gün daha açık ortaya koyuyor.

90 yıl dış destekli aktörlerle sürdürülen bir statükoyu, BOP uzantılı “Arap baharı” tezgâhıyla değiştirme ve bölge ülkelerini birbiriyle çatışan küçük devletçiklere bölüp parçalama senaryolarının yürürlüğe konulduğu bir süreçte, iştah kabartıcı Musul ve Kerkük tuzakları ABD’nin 1991’de başlattığı Birinci Irak Savaşından bu yana sürekli gündemde.

Bu tuzaklara düşme riskinin yine yükseldiği ve sağduyu ihtiyacının had safhaya çıktığı çok hassas ve kritik günlerden geçiyoruz.

Merhum Gönenli Hocanın talebelerinden, Yerebatan Camii eski İmamı Enver Baytan Hocaya Allah’tan rahmet, ailesine sabr-ı cemil niyaz ediyoruz.

“MGK-2004’te uyardık” diyen H. Özkök’e BB’ın “Cemaatler ne zamandan beri terör örgütü oldu?” cevabı olumlu. İcraat da cevapla uyumlu olmalı.

 

BB: “Kimse eline silah almadıkça, teröre bulaşmadıkça, insan öldürmedikçe terör örgütü muamelesi görmez.” Peki KHK mağdurlarının kaçı böyle?

Okunma Sayısı: 5974
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Raşit Duran

    25.10.2016 17:44:03

    Başbakan "Teröre bulaşmayan terörist sayılamaz! diyor ama söylem ayrı eylem/fiil/icraat ayrı. Madem öyle terörle alakası olmayan insanlar neden hâlâ mağdur edilerek hukuk ayak altına alınıyor? Çevre Bakanı da "Rant olmadan hayat olmaz! " diye beyanat vermiş. Bir vekil de "Ya Başkanlık ya pişmanlık!"buyurmuş. Adeta kırk katır mı Kırk satır mı, der gibi. Siyaset ve ülkeyi idare etmek bu mudur Allah aşkına? Böyle siyasiler ve siyaset anlayışı ile ülkeye ne siyasî ne de ekonomik istikrar gelir. Ne de dahili sulh ve sükun tesis edilebilir. Yazık değil mi bu ülkenin heba edilen zamanına, emek ve enerjisine, tabii ve beşerî kaynaklarına?

  • SAİD HAKTAN

    25.10.2016 15:31:29

    GEÇMİŞTEKİ savaşlarda hezimeti bile bir başarı olarak göstermek ve birilerini CEPHEDEN CEPHEYE KOŞAR gösterenler...Osmalı düşmanlığı için mi? Yoksa yeni iktidardan bir paye veya yerler almak için mi? Alçakça Osmanlı sultanlarını "HAİN" ilan etmişlerdi.Oysa ki;Sulatan vahdettin R.ALH. m.kemale samsuna gitme vazifesini vermişti.Yıllarca bu memleketin çocukları m.kemalin kendi başına hareket ederek padişahın bilgisi olmadan kurtuluş savaşını başlattığı söylendi...Zavallılar...Gelenin keyfi için geçmişe küfrettiler,maalesef...Ama okumuş nesil bu palavraları yutmadı....Kazım kardeşim Cumhurun başı ne derse alttakiler (başbakan dahil) aynı şeyi söylüyor...ŞİMDİLERDE;MAĞDUR FALAN YOK...Edebiyatı...Allah cc ıslah etsin sizleri...Her Canlı gibi İKTİDARLARDA yaşlanır ve ölür...O zaman size de acımayacaklar...Vesselam...

  • kasım

    25.10.2016 14:46:19

    Kendi insamızı yok ederek hangi fethi gerçekleştirebiliriz.Misakı milli falan hep gaz almak için ve de hedefe ulaşmada kahramanlığa ihtiyacımız var.

  • Raşit Duran

    25.10.2016 12:06:42

    (4) Aklın yölü birdir, derler. Madem Başbakan "cemaatların terör örgütü olamayacağını " kabul ile beyan ve ilan ediyor; ohalde, gerçek suçlu-suçsuz ayrımı yapılmadan toptancı bir zihniyetle binlerce insan neden maddeten ve mağdur edildi? Maddeten mağduriyet telafi edilebilir ya manevi mağduriyet ve tahribat? Madem gerçek böyle, zararın neresinden dönülürse kârdır, hakikatince, hükümet antidemokratik ve hukuksuz uygulamalara bir an önce son vererek gasp ettikleri mal mülk, hürriyet, makam mevkileri hak sahiplerine iade etmeleri gerekir.

  • Raşit Duran

    25.10.2016 11:47:36

    (3 ) Demek emperyal devletlerin oraya gelişi haklı ve güçlü oluşlarından değil, alemi İslamın dağınıklığı, perişaniyeti,birbirine dost olamadıkları içindir. Etnik ve mezhepcilik üzerinden siyaset yaptıkları için ne dahili ne de harici barışı tesis edemiyoruz. Bir de cehalet sefalet ve tefrika ortamında mantar gibi biten "sözde cihat" fakat hakikatta "Işid vb terör örgütleri" hem müslümana hem de İslâm'a en büyük darbeyi vurmaka emperyalistlerin "güvenlik bahanesiyle" müdahalesine zemin hazırlamaktadır.

  • Raşit Duran

    25.10.2016 11:28:28

    (2)Asırlarca aynı coğrafyada yaşamış, yüzlerce "bir birleri " olan islam ülkeleri olarak medeni insanlar gibi bir araya gelerek siyasi, iktisadi ittifaklar kurarak anlaşmalar yaparak ülkelerin toprak bütünlüğü ve bağımsızlığına da riayet ederek barış içinde yaşamak niçin mümkün olmasın. Gayrimüslim ülkeler bunu başarırken tevhid dininin müntesipleri olan müslümanlar niçin başaramasın?

  • Raşit Duran

    25.10.2016 11:15:56

    (1 ) Emperyal güçlerin 1asır önce o günün şartlarına ve kendi menfaatleri istikametinde çizdikeri haritaların miadı dolmuş olmalı ki bugün yeninde yeni şart ve menfaatlere göre bir harita için bu coğrafyadalar. "Orada ne işiniz var?" sorusunu onlara sormadan evvel kendimize sormamız gereken sorular da olmalı değil mi? Bu coğrafyada bir türlü beceremedigimiz ittihad ile kendi insanımıza çok gördüğümüz, demokrasiyi, adaleti, hürriyeti, hukukun üstünlüğü, temel insani hak ve hürriyetleri kamil manada tesis edemediğimizden bunları bahane eden ama asıl niyetleri sömürü olan emperyal devletler yine devrede.

  • Abdurrahman KOÇAK

    25.10.2016 00:48:14

    O dönemde Birinci Savaşının galiplerince cetvelle çizilen sınırlar hep tartışma konusu oldu. Bu sınırlar bölgenin sosyal, tarihî ve coğrafî özelliklerini dikkate almadan mı belirlendi, yoksa bir asır sonrasını bile kapsayan tuzaklar yerleştirme düşüncesiyle mi?Bu paragrafta Birinci Dünya Savaşının olacak herhalde düzeltilmesi. Tespitler ve sonuç çok doğru .Bir asır sonrasını kapsayan tuzaklar maalesef yerleştirilmiş.Konu çok hassas ve Türkiyenin bu tuzaklara düşmemesi lazım...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı