Adem Çaylak, “Hizmet hareketi”ne yapılan operasyonu değerlendirirken, hayli ilginç noktalara dikkat çekmiş.
Özetle:
Ne yazık ki uzunca bir süredir Türkiye, bir operasyonlar ülkesi haline gelmiştir. Türk/İslam imparatorlukları geleneği ile kapitalist Batılı modernitenin öncüllerine dayalı Kemalizmin bir ürünü olan Türkiye’deki devlet aklı, uluslararası güç odakları ile bağlaşıklı bir şekilde her daim kurulu düzeni ayakta tutacak “kan tazeleme” operasyonlarına imza atmıştır. (...)
Hastalık saçan bağırsağın tümünü ortadan kaldırmaya yönelik köklü bir dönüşümden ziyade, bağırsağın içinde akan “kan” ve “özü” değiştirmeyi ve bağırsağa zarar verecek düzeye gelmiş “irin” ve “ur”ları temizlemeyi önceleyen sistem, madde/form ilişkisinde madde ya da yapıya göre şekil alan yeni formlarla kendini konsolide etmeyi (pekiştirmeyi) başarmıştır. Başka bir deyişle sistem, işlevini tamamlamış ve bağırsak için tehlikeli boyuta ulaşmış “irin” ve “ur”larını temizlemiş, küresel hegemonyada esen rüzgâra göre biçim alan sol, sağ, milliyetçi, muhafazakâr ya da İslamcı kanlarda yıkanarak hayatiyetini sürdürmüştür.
Ak Parti iktidarında, “seküler” Kemalizmi tasfiye etmede araç olarak kullanılan “dinci” Kemalizm ve “muhafazakâr kapitalizm” ile kan tazeleyen sistem, özellikle Gezi süreci ile başlayan ve 17 Aralık’la devam eden süreçte, (...) yeni manevraların peşindedir. (...)
Ak Parti iktidarında, önce Ergenekon ve Balyoz türünden yapılan operasyonlarla “seküler” Kemalistlere ve sosyalistlere operasyon yapılmış, sonra “dinci” Kemalistler ile Ak Parti’nin Erdoğan kanadı arasında karşılıklı operasyonel hamleler içine girilmiştir. (...) Erdoğan, bilerek ya da bilmeyerek ancak “Akkurtlar”ın etkisiyle kendi ayağına kurşun sıkacak operasyonel hamleler içinde hareket ettiği sürece (“hizmet”e yapılan operasyon gibi), Ak Parti içinde 2015 seçimleri sonrası başlaması kuvvetle muhtemel çatırdamanın kendisini yalnızlaştırıcı boyunduruğundan kurtulamayacaktır.
Görünüşte “hizmet”e yapılan operasyonu yapanların asıl hedefi, Erdoğan’lı Ak Parti’dir. Nasıl ki Türkiye’de sistem, (...) devlet iktidarını restore eden Erdoğan eliyle “hizmet”i etkisizleştirmeye yönelik operasyonlara başlamışsa, bu gidişle, operasyonu yapanların din soslu neo/faşist yeni Türkiye özünü Erdoğan’sız inşa etmek isteyenlerin operasyonuna maruz kalacağını düşünmekteyim.” (Milat, 16.12.14)
tweet: Kim darbeci ve cuntacı: “Gazeteciler bırakılsın” diyenler mi, salıverdikleri Ergenekoncu ve Balyozcularla saf tutup ittifak kuranlar mı?