"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Medrese-i Yusufiyeden...

Kâzım GÜLEÇYÜZ
06 Kasım 2016, Pazar
Aldığımız cezaevi mektuplarından biri:

Sizi daha önce TV ekranlarından az da olsa tanıyordum. Yeni Asya’ya abone olduktan sonra daha yakından fikirlerinizi öğrenme fırsatı buldum. 

Ben 17 yıldır İHL’lerde meslek dersleri öğretmenliği yapmış, neredeyse her yıl Arapça yarışmalarında okuluna birincilik ya da ikincilik kazandırıp ödüller almış, İslam hukuku alanında yüksek lisans yapmış, sonunda “Fetö”cü yaftasıyla cezaevine konulmuş biriyim.  

Adını bile duymadığım biri tarafından cemaat sohbetlerinde görüldüğüme dair verilen bir ihbarla buradayım. Bir din dersi öğretmeninin tefsir ve hadis okunan bir sohbet ortamında bulunması suç mu? 

Biz vatanımızı seviyoruz. Ama suçlular değil de alâkası olmayanlar hapiste iken “oh olsun’’ diyenler var. Allah vatanı büyük bir belâdan korusun. Bu duyarsızlık belâyı celb eder diye korkuyorum.

Şu anda cezaevleri gürül gürül Kur’an okuyan, ağlayarak namaz kılan insanlarla doldu. Kiminin hamile eşi, kiminin küçücük bebek ve çocukları, kiminin ergenlik çağında hayata isyan eden, ebeveynlerinin hapsedilmesini anlayamayan, çıldırmak üzere genç yavruları var. 

Üstadın ifadesiyle insanlar zulmetse de kader adalet eder diyor ve günahlarımıza kefaret saydığımız bu süreci yaşıyoruz.

Sizden dua istirham ediyorum.

***

Meselenin mağduriyetten ziyade kader ve hayır boyutunu vurgulayan bir mesaj daha:

Ben de mağdurlardanım. Ama size yazma sebebim kendimle değil, polis eniştemle ilgili. Kendisi sol görüşlü. Hiç ilgisi olmadığı halde darbe soruşturmasında ilk tutuklananlardan oldu. İftiraya uğradığını düşünüyoruz. Sabırla, duayla çıkmasını bekliyoruz. Bu arada içerideyken kendisinde güzel değişmeler olmuş. Şimdilik İhlâs ve Kevser Surelerini okuyarak namaza başlamış. Kendi anlatımı ile içerideki darbeden bîhaber, elinden tesbihi, dilinden duayı düşürmeyen arkadaşlardan etkilenmiş. 

Adlî kontrol şartı ile çıkan bir arkadaştan da kendi koğuşunda benzer bir olayı yaşadığını dinledim. Şu sıkıntılı süreç tamamlandığında hem ülkemiz, hem de birçok masum için hayırlara vesile olacağına inanıyorum. Herkese sabır diliyor ve dua ediyorum. Demek ki şer gibi gördüğümüz olaylarda da birçok hayırlar varmış.

90’larda “Kürt siyaseti”nde yapılan ve sorunu bugünkü boyutlara taşıyan hataların tekrarı şimdi çok daha vahim sonuçlar doğurabilir. Dikkat!

 

İçte ve dışta devlet politikalarının Meclis değil, MGK kararlarıyla belirlendiği bir işleyiş ülkeyi her alanda risklere açık hale getiriyor.

Mehdilik meselesine ışık tutan bir mektup - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/video/mehdilik-meselesine-isik-tutan-bir-mektup_414457 … @yeniasya aracılığıyla

Okunma Sayısı: 10779
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ayse

    6.11.2016 21:45:00

    Telefon görüşü diger mahkumlara her hafta. Bunlara 2 haftada bir sadece 10 dakika... Kazim bey.

  • Sebahat

    6.11.2016 20:55:52

    Sağolun Kazım bey gözlerim yaşardı.Ben de ihraç edilen binlerce insan dan biriyim.Elbet bu günlerde geçecek.Bizi ayakta tutan inancımız.

  • Raşit Duran

    6.11.2016 12:15:48

    (3) Kimseye suç isnat etmeden ve onları itham etmeden bir hakikati de beyan etmek zorundayım. Yeni Asya hariç, zulüm boyutuna varan mağduriyetlere ve toplumsal travmaya sebebiyet veren bu süreçte, cemaatların tavrı ve duruşu maalesef hiç de mümince olmadı. Uhuvvet ve muhabbetin muktezasını yerine getiremediler. Sevmemek yahut beğenmemek başka adavet ise daha başka şeydir. Bir topluluğa olan adavet bizi haktan hukuktan ve adaletin yanında yer almaktan alıkoymamalı idi. Dünya bir meydan- ı imtihandır.

  • Raşit Duran

    6.11.2016 12:01:37

    (2) Zulüm, tahakküm ve istidat bir mümin ve Müslümanın irtikap edeceği şeneat ve deneat değildir ve olamaz. Yine bir mümin yahut müminler topluluğu olan cemaatlar da zulüm, tahakküm ve istidat gibi imanın hususiyetine muhalif şeyleri alkışlamak şöyle dursun taraf ve razı olamaz, tasvip edemez. Zira zalimin hasmı Allah'tır (cc). Bu mağduriyetleri yaşatanlar ile ona karşı sessiz kalanlar hiç değilse insaniyet namına kendilerini sorgulamaları gerekmez mi? Çünkü "islamiyet insaniyet- i kübradır. "

  • Raşit Duran

    6.11.2016 11:46:43

    (1) Medrese- ı Yusufiye'den yazan bu mağdur kardeşimize geçmiş olsun diyor en kısa zamanda hürriyetine ve ailesine ve vazifesine kavuşması için dua ediyoruz. Zaten bu kardeşimiz gibi pek cok mağdur kardeşimiz, insanların zulüm ettiğini bilen ve inanan bir insanlar. Bu süreç de bitecektir. Sabır, dua, teslim ve tevekkül ile kaderin hakkımızda verdiği hükme rıza ile sırat- ı müstakimden ayrılmayalım. Zira gidecek ve çalacak başka kapımız da yoktur. Melce ve mencemiz O'dur (cc).Hem şikayet O'nadır O'ndan değil.

  • Fatıma

    6.11.2016 11:45:06

    Allah'ım sıkıntıda olan kardeşlerimizin yardımcısı olsun. Rabbim zalimin zulmünü dindirsin. İnsanlara da bu zulmü görebilecek basiret nasip etsin inş. Âmin...

  • Omer

    6.11.2016 09:39:06

    Cok acilar yasaniyor kazim bey. Herkese acik gorus ayda bir iken. Maalesef bu insanlara 2 ayda bir kere... Yorum sizlerin...

  • Ali Tam

    6.11.2016 00:45:04

    Zulm büyük bir haksizliktir; yani hakki hak sahibine degil de baska birine vermektir. Bunun uygulayicisina da Zalim denir. Ne zulmün ne de zalimin özürü muteberdir. Hesabi Allah'a aittir. Hangi zat böyle bir zulmün müsebbibi olarak Allah'in karsisina cikmak ister? Galiba aklindan zoru olan ve nefsi, gururu aklini gecmis divanelerin cesaretidir. Böyle bir durumda insan zalim mi mazlum mu olmak ister. Eger iki secenek varsa mazlum olmak Allahin rahmetini celbetmeye vesiledir ve Allah zalimleri asla sevmez. Anadoluda cok zalim hükümdarlar hükmetmis ve herbirinin zamani gecmis cezalari Allah'a kalmistir. Vaktiyle tahtlarda sefa sürenler zalim olarak Mahkeme-i Kübra da hesap vermenin agirligini kabirlerine girdikleri andan itibaren hissetmektedirler. Mazlumlarin hakki ise kendilerine mutlaka verilecektir. Bu durumda Mazlumlari tebrik eder. Yasasin zalimler icin Cehennem deriz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı