Merhum Süleyman Demirel’in her fırsatta tekrarladığı demokrasi kriterlerini Dr. Aylin Cesur “hür seçim, hür parlamento, hür basın, hür yargı, hür üniversite, hür sendika, hür inanç, hür vicdan, hür zihin, hür meydan, hür sokak, hür sivil toplum” olarak sıralamıştı.
2016 Türkiye’sinde bu kriterler açısından nasıl bir tablo ile karşı karşıyayız?
Seçimden başlarsak: Şeklen hür gibi görünen, ama darbe ürünü bir sistemin kurallarıyla ve haksız rekabet şartlarında yapılan seçimlerin gerçek anlamda hür olduğunu ve bu sistemde seçmenin hür iradesinin sağlıklı bir şekilde tecellî ettiğini söyleyebilmemiz mümkün mü?
Peki, bu seçimlerle teşekkül eden parlamento hür mü? Liderin tercihiyle aday listelerine konulup o sayede seçilebilen milletvekilleri hür iradelerini kullanabiliyorlar mı? İktidar, daha doğrusu lider vesayeti altındaki bir Meclis hür olabilir mi?
Basın hür mü? Medyadaki yapılanmanın iktidara bağımlı kılındığı ve farklı görüşteki muhalif basın organlarının tartışmalı gerekçelerle tasfiye edildiği, değişik yöntemlerle kontrol altına alındığı, otosansüre zorlandığı bir yapıda hürriyet olur mu?
Yargı hür mü? Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının siyasî müdahalelerle fiilen yok edildiği; hakim teminatının ortadan kaldırıldığı; yüksek mahkeme üyeleri dahil, hâkim ve savcıların sorgusuz sualsiz gözaltına alınıp tutuklanabildiği; mahkemelerin kararlarını hukuka değil, siyasî mülahazalara göre almaya zorlandıkları ve bunu açıkça itiraf ettikleri; etkili ve yetkili konumdakilerin söylem ve eylemleriyle yargı süreçlerini yönlendirdikleri bir tabloda hür yargıdan söz edilebilir mi?
Üniversite hür mü? Akademisyenlerin giderek ağırlaşan bir baskı altında tutulduğu; dalgalar halinde gözaltına alınıp tutuklandığı ve meslekten ihraç edildiği; muhalif duruşa sahip olup bu eksende tavır koyanların hedef gösterilerek hain ilan edildiği; rektör atamalarının tek seçicinin tercih ve iradesine bağlandığı; bilim, sanat, fikir, ifade hürriyetlerinin ağır ihlallere maruz bırakıldığı bir işleyişte hür üniversite söz konusu olabilir mi?
Devam edeceğiz.
Bir kez daha: Suç ve ceza şahsîdir. Suçu kim işlediyse cezasını o çeker. Onun suçundan ailesi, akrabası veya arkadaşı... sorumlu tutulamaz.
Diyanet ve Risale-i Nur - http://www.yeniasya.com.tr/video/diyanet-ve-risale-i-nur_413759