"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Meclis, basın, yargı ve üniversite hür mü?

Kâzım GÜLEÇYÜZ
04 Kasım 2016, Cuma
Merhum Süleyman Demirel’in her fırsatta tekrarladığı demokrasi kriterlerini Dr. Aylin Cesur “hür seçim, hür parlamento, hür basın, hür yargı, hür üniversite, hür sendika, hür inanç, hür vicdan, hür zihin, hür meydan, hür sokak, hür sivil toplum” olarak sıralamıştı.

2016 Türkiye’sinde bu kriterler açısından nasıl bir tablo ile karşı karşıyayız?

Seçimden başlarsak: Şeklen hür gibi görünen, ama darbe ürünü bir sistemin kurallarıyla ve haksız rekabet şartlarında yapılan seçimlerin gerçek anlamda hür olduğunu ve bu sistemde seçmenin hür iradesinin sağlıklı bir şekilde tecellî ettiğini söyleyebilmemiz mümkün mü?

Peki, bu seçimlerle teşekkül eden parlamento hür mü? Liderin tercihiyle aday listelerine konulup o sayede seçilebilen milletvekilleri hür iradelerini kullanabiliyorlar mı? İktidar, daha doğrusu lider vesayeti altındaki bir Meclis hür olabilir mi?

Basın hür mü? Medyadaki yapılanmanın iktidara bağımlı kılındığı ve farklı görüşteki muhalif  basın organlarının tartışmalı gerekçelerle tasfiye edildiği, değişik yöntemlerle kontrol altına alındığı, otosansüre zorlandığı bir yapıda hürriyet olur mu?

Yargı hür mü? Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının siyasî müdahalelerle fiilen yok edildiği; hakim teminatının ortadan kaldırıldığı; yüksek mahkeme üyeleri dahil, hâkim ve savcıların sorgusuz sualsiz gözaltına alınıp tutuklanabildiği; mahkemelerin kararlarını hukuka değil, siyasî mülahazalara göre almaya zorlandıkları ve bunu açıkça itiraf ettikleri; etkili ve yetkili konumdakilerin söylem ve eylemleriyle yargı süreçlerini yönlendirdikleri bir tabloda hür yargıdan söz edilebilir mi?

Üniversite hür mü? Akademisyenlerin giderek ağırlaşan bir baskı altında tutulduğu; dalgalar halinde gözaltına alınıp tutuklandığı ve meslekten ihraç edildiği; muhalif duruşa sahip olup bu eksende tavır koyanların hedef gösterilerek hain ilan edildiği; rektör atamalarının tek seçicinin tercih ve iradesine bağlandığı; bilim, sanat, fikir, ifade hürriyetlerinin ağır ihlallere maruz bırakıldığı bir işleyişte hür üniversite söz konusu olabilir mi?

Devam edeceğiz.

Bir kez daha: Suç ve ceza şahsîdir. Suçu kim işlediyse cezasını o çeker. Onun suçundan ailesi, akrabası veya arkadaşı... sorumlu tutulamaz.

Diyanet ve Risale-i Nur - http://www.yeniasya.com.tr/video/diyanet-ve-risale-i-nur_413759

Okunma Sayısı: 3576
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Raşit Duran

    4.11.2016 14:54:22

    (5) Siyaset ve ülkeyi yönetmek bunlar değildir ve öyle olmamalıdır. Kavgaya harcadığımız zamanı ve kaynakları ülkenin maddi manevi imarı ile demokrasinin, hürriyetin, adaletin bütün kurum ve kuralları ile çalıştığı Parlamenter Demokrasinin inşası için harcamış olsaydık Allahu a'lem bugün memleketi ve insanımızı boğan şu meseleler ile boğuşuyor olmayacaktık. Vakit yine geçmiş değil. Dahilde kılıç çekilmez, düsturunu rehber edinerek, evvela ve süratle toplumsal barışı tesis etmeli, haksız hukuksuz ve antidemokratik uygulamalardan vazgeçmeyeliyiz. Suçlular cezasını çeksin ama 15 Temmuz melun girişimi, zulme, mağduriyete sebep ve bahane olmamalıdır. Fitne ve tefrika öyle bir virüs ki, değil insanı kocaman devletleri bile yıkar.

  • Raşit Duran

    4.11.2016 14:19:54

    (4) Daha ülkemizde tam manasıyla birlik beraberlik sulh ve sükunu, demokrasiyi, adaleti ve hürriyeti tamamiyle tesis edememiş iken, tek adam, tek iradeyle bir bakıma totaliter bir yönetim olacak Başkanlık ve idam gibi konuları gündeme getirmek, ülkemizi hür ve demokrat dünyada yalnız bırakacak çok riskli girişimlerdir. Akıllı, tecrübeli, ferasetli ve basiretli "devlet adamları" ülkeyi ve milleti tehlikeye atacak tarzda siyaset yapmaz ve yapmamalıdır.

  • Raşit Duran

    4.11.2016 14:08:19

    (3) Hem Başkanlık hem de idam konusunu kendi aralarında tartışan bilhassa iki siyasi parti, karşılıklı paslaşarak bir oldu bitti ile halletmeyi düşünüyorlarsa, ülkeye ve millete iyilik zannıyla kötülük yapmış olurlar. Hem küre-i arz bir kocaman bir köy haline gelmiştir. Türkiye'nin taraf olduğu, imza atıp taahhütte bulunduğu, uymakla yükümlü olduğu pek cok uluslarası sözleşme ve kuruluşlar vardır. Hem dahili hem harici politikalarda bunları göz ardı edemeyiz. Bize ne deme lüksümüz bulunmamaktadır.

  • Raşit Duran

    4.11.2016 13:53:27

    (2) AB hedefi, hukukun üstünlüğü gibi taahhütlerle iktidar olan ve üstelik 14 yıldır ülkeyi tek başına yöneten bir iktidarla geldiğimiz son durum; dahilde yeniden patlayan bombalarla yaşadığımız kaos ve korku ortamı, hariçte Ortadoğu bataklığına girmiş bir ülke. Peki gündem ne? Başkanlık ve idam. Her iki konuda da halka sağlıklı bilgi vermek yerine siyasi dayatma ve karşılıklı restleşmeler. Hele idam konusu tam bir mizah.Vaktiyle meydana "urgan" atıp "al sen as!"diyen bir muhalefet diğer yanda "sen niye asmadın? "diyen iktidar Her ikisi de kafaları karıştırmaktla gündemi meşgul etmektedir.

  • Raşit Duran

    4.11.2016 12:25:43

    (1) Doğru ve haklı tespitlerin yer aldığı yazınızla başlıkta sorduğunuz sualin cevabi:Kesinlikle hayır! Hürriyet lafiz olarak var fakat mânâ ve muhteva ve icraat olarak maalesef yok hatta aksi uygulamalar var. Yazınızdaki 4 kurumun hür olduğunu söyleyenler delilleriyle ortaya koymalıdırlar. Aksi mugalata ve hilaf-ı vaki beyan olur. Hem hepimiz bu ülkede yaşıyoruz Marsta değil. Makyavelist politikacılara değil dürüst ve samimi siyasetçilere ihtiyacımız var.Hayırlı cumalar duasıyla.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı