Birlik Vakfında yaptığı konuşmada, toplantıya katılan STK temsilcilerine eğitim ve kültürde arzu ettikleri hedeflere ulaşamadıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözü döndürüp dolaştırıp yine “paralel”e getirmişti.
Bir defa daha “ihanet çetesi” tabirini kullanan Erdoğan, “Milletimiz bu çeteye karşı üzerine düşeni yaptı. Şimdi onların açtığı yaraları iyileştirmek, ortaya çıkan ihtiyaç ve boşlukları telafi etmek sırası sizde. Onların yoğunlaştığı eğitim ve kültür alanlarında seferberlik ilan etmeliyiz” deyip “2019’a kadar bu işi bitirelim” mesajı vermiş.
“Bizim mücadelemiz paralel çeteyle, masum cemaat tabanıyla bir meselemiz yok” diye başlatılan sürecin geldiği noktayı ifade etmesi açısından da manidar olan bu sözlerin iyi tahlil edilmesi lâzım.
Demek ki, eğitim, kültür ve maneviyat alanlarında açılan yaralar, ortaya çıkan ihtiyaç ve boşluklar var. Ama bunları Erdoğan’ın hedefe koyduğu cemaat bağlamında—hele cemaatin özellikle bu alanlarda yaptığı olumlu hizmetleri tamamen yok sayarak—konuşmak ne kadar doğru?
“Maneviyatta sınıfta kaldık” itirafının, iktidarın önde gelen bazı isimleri tarafından sıklıkla tekrarlandığını biliyoruz.
Bunun en önemli sebeplerinden biri, okullara seçmeli Kur’an ve siyer dersleri konulsa da, genel eğitim müfredatındaki Kemalist içeriğe dokunulmamış olması.
Ve toplum genelini olumsuz etkileyen manevî ve ahlâkî yozlaşmaya karşı, çocuklarımızı koruma ve bağışıklı kılma noktasında kayda değer bir tedbirin alınmaması.
Okul ve öğrenci sayılarındaki artışla övünülen imam hatiplerde bile bu açıdan çok acı ve endişe verici bir tablo mevcut.
Bu okullara giden öğrencilerde namaz kılma oranındaki düşüklüğün yanı sıra, kalite, seviye ve genel gidişat noktasında gözlenen işaretler maalesef iç açıcı değil.
Bu da mı cemaatin marifeti?!
Peki, eğitim, kültür ve maneviyat alanlarındaki vahim gerilemelerde, “masa-kasa-nisa” üçgenindeki nefis imtihanlarına yenik düşen kimi iktidar mensuplarının payı neden hiç gündeme getirilmiyor?
13 senelik AKP iktidarı, bu alanlarda kendisinin de itiraf ettiği başarısızlığının sorumluluğunu cemaate yıkarak temize çıkabilir ve işin içinden sıyrılabilir mi?
AKP ile CHP’nin darbe mevzuatını temizleme ve AB yasalarını hızlandırma uzlaşması inşaallah hayata geçer de ülke artık normalleşmeye başlar.
Bize düşen, torunlarımızın torunlarına, sorunlarını hukuk ve demokrasi içinde uzlaşarak çözmelerine imkân verecek bir sistem kurmak olmalı.