"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Madem gizlenecek birşey yok, açıklayın

Kâzım GÜLEÇYÜZ
27 Aralık 2014, Cumartesi
MGK Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu, TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonunda milletvekillerinin Millî Güvenlik Siyaset Belgesinde cemaat ve paralel yapıdan söz edilip edilmediği sualini, “Belgede açık adres gösterilmez. Bir grup, örgüt veya yapıyı tehdit olarak görmeyiz. Genel ifadeler var” diye cevaplamış.

Diğer birçok soruyu ise karşılıksız bırakan Hacımüftüoğlu, Kırmızı Kitap veya gizli anayasa olarak da anılan belge için “İçinde anayasaya aykırı birşey yok. Toplumdan gizlenecek birşey de yok. Bana sorarsanız açıklanmalı. Ancak anayasanın 10. maddesi ve diğer mevzuat hükümleri doğrultusunda açıklama yetkisi Bakanlar Kurulunun takdirindedir” demiş.

ABD’de güvenlik belgesinin halka açıklandığını örnek verirken, “Ama açıklanmayan kısımları daha çoktur” şeklinde konuşmuş. Bizde tümünün gizli tutulmasını ise savunamayıp topu hükümete atarak işin içinden sıyrılmış.

MGSB’de bundan önce yapıldığı ifade edilen değişiklikle irticanın tehdit olmaktan çıkarıldığı yönündeki açıklamaları hatırlatan milletvekillerinin “Bugün cemaat veya paralel yapının yeniden belgeye girdiği dikkate alındığında irtica yeniden ulusal tehdit kapsamına girdi denilebilir mi?” sualine de “Böyle bir sınıflandırma yapmayız. Tehdit algıları nedir, onu koyarız. Genel ifadeler kullanılır, öyle şeyler var” diye karşılık vermiş (Milliyet, 13.12.14).

Bu cevaplar komisyon üyesi milletvekillerini tatmin etti mi, bilmiyoruz. Ama bizi etmedi.

Anayasanın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10. maddesine atıf yapılmasının, konuyla nasıl bir alâkasının bulunduğunu da anlayamadık.

MGSB’nin gizliliğinin kaldırılıp topluma açıklanmasının “eşitlik” ilkesiyle ne ilgisi var?

Tehdit algılarıyla ilgili olarak belgeye konulduğu söylenen genel ifadeler neler? Ve bunların içi kim tarafından ne şekilde dolduruluyor?

Belgenin içeriğinde anayasaya aykırı birşey olmadığını söylüyor Genel Sekreter. Bu tesbit anayasanın neresi için geçerli? Başlangıç kısmından itibaren darbe anayasasının ruhunu oluşturan resmî ideoloji içinse, sorun bu zaten.

Genel Sekreter “Belgede toplumdan gizlenecek birşey de yok. Bana sorarsanız açıklanmalı” diyor. Madem öyle ve madem yetki hükümette; neden bu gizlilikte ısrar ediliyor?

Tam tersine, konuyla ilgili soru ve tartışmalarda hep “Gizlidir, açıklayamayız” tavrı sergileyen hükümet, dahası, bilgi sızdırmaları olduğunda niçin sızdıranların peşine düşüyor?

Bu ketumiyetle “ileri demokrasi” olur mu?

tweet- Yeni Türkiye, iktidarın iddia ve söylemlerini sorgulama gereği dahi duymadan papağan gibi tekrarlayan “STK’lar”la kurulacaksa vay halimize.

Okunma Sayısı: 4134
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Derkan BERK

    27.12.2014 15:27:01

    Haksızlıklar, zulümler, iftiralar, hırslar, makam mevki düşkünlüğü, maddi menfaatler, şehevani hevesler, kibir, nesnel kutsallıklar (şirkin her çeşidi), öfke ve intikam, şiddetten zevk alan şizofrenik paranoyalar ve daha nice dinen red edilmiş hususiyet ve ahval; işte bu imtihan dünyasının mühim sualleri... Bunları ünsiyet haline getirmek şiddetli felaketleri celb ettiği gibi,, dahil olmak ise; cehennemi intac ediyor. İmtihan böyle bir şey... Cennet mekan bir dünyada yaşıyor olsak ; şaşkınlığa düşmek elzem olurdu. Bu dünyanın yaratılışında, her türlü şerrin varlığı; imtihan hikmetlerine müsteniddir. Sabırlı ve uyanık olmak, hadiselere doğru teşhis koymak ve kasırgalar sakinleşinceye kadar da; fiili ve kali dualara devam etmek gerek... Hakikaten ve şehadeten ; "cennet ucuz değil,, cehennem dahi lüzumsuz değil"... Risale-i Nur ları okuma sürelerini arttırmak zorundayız !!!

  • A.DERVİŞ MANDIRACI

    27.12.2014 14:27:05

    DÜNKÜ yazınızın konusu bugün açıklamaya çalıştığınız siyaset belgesinde ki direktiflerin bir parçası gibi duruyor.Sahabe Efendilerimizin yaşlılık dönemlerinde içine düştükleri fitne-fesadın bir parçası olmaları gibi günümüz ağabeylerinin bir kısmı da aynı görüntüyü veriyor. ASLOLAN MARİFETULLAH VE MUHABETULLAH dır.Vasıtalar aslın yerini almaz alamaz.GENÇ USAME BİN ZEYD i ordu komutanı yapıp sefere gönderen RESULULLAH asm ın hastalığının tesiriyle alabileceği karar olarak değerlendiren SAHABE dikkati nerede,Fitne koptuğunda ondan kaçamayan zaafiyet nerede.ALLAH İÇİN siyasetin yelkenine kapılıp ikide bir bildiri,tebrik,açıklama yayınlamak siyasetin göbeğine oturmak değilde nedir.Bir kısım menfaatçılar öylesaine mistik hava oluşturuyorlar ki,sanki ÜSTADIN canlı gölgesinden bahsediyorlar.Ve bunun üzerinden kendi fikirlerini,uygullamalarını dokunulmaz kılıyorlar.DİKKAT

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı