"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Küresel dershane

Kâzım GÜLEÇYÜZ
13 Mayıs 2017, Cumartesi
Tanzanya muhabbetiyle açılan gündem çerçevesinde, İman Hizmeti kitabımızın sonundaki şu yazımızı da okurlarımızla paylaşmak istiyoruz.

2008 yılı Mayıs ayının sonunda Fransa’nın Normandiya sahillerine yakın bir dağ evinde, oradaki okurlarımızın organize ettiği ve Almanya ile Belçika’dan da katılımların olduğu bir programda Risale-i Nur dersleri yapmıştık. Ondan altı buçuk ay sonra ise, oradan 24 bin kilometre uzaktaki beşinci kıtada, Sydney ve Melbourne şehirlerinde Nur sohbetlerine katıldık.

Dünyanın farklı ve çok uzak yerlerindeki bu tür ders ve programlar bize hep, Üstadın önde gelen talebelerinden Bayram Yüksel’in, Sıddık Süleyman’dan aktardığı çok ibretli ve düşündürücü bir anekdotu hatırlatıyor: 

“Bir gün içimden dedim: ‘Biz yazıyor, biz okuyoruz. Üstad bu kadar zahmeti niye çekiyor?’ diye düşündüm. Böyle mülâhaza ediyordum. Üstad birden, ‘Kardaşım, göreceksin, ben bunları bütün dünyaya okutturacağım’ dedi.”  

Bayram Yüksel diğer eski saff-ı evvel talebelerden de buna benzer çok şeyler işittiğini anlatıyor. Ki, Nurun ilk talebe ve kâtiplerinden Şamlı Hafız Tevfik ve Hafız Halid’den de bu manada nakiller yapılıyor.

Ve yeryüzünün “küresel bir nur dershanesi”ne dönüştüğünü gösteren örnekler her geçen gün artarken, Risale-i Nur’un ilk telif edildiği yer olma imtiyazıyla nazarların çevrildiği Türkiye’nin de, bu eserlerin yazıldığı dil olarak Türkçenin de yıldızı giderek parlıyor.

Başka ülkelerde olup da Risale-i Nur’la tanışma bahtiyarlığına erişenler, Türkiye’deki Nur Talebelerine gıpta ile bakıyorlar.  “Ne mutlu size ki, bu eserlerin yazıldığı ülkede yaşıyorsunuz, bu eşsiz Kur’an tefsirinin birinci derecedeki muhataplarısınız ve eserleri orijinalinden okuma imkânına sahipsiniz” diyorlar.

Bu durumda bize düşen, bu özel mazhariyetin kadrini bilip, hakkını vermek için çok daha fazla gayret göstermek olmalı. Ve hizmetlerimizi, dar ve yerel ufukların ötesine uzanan bir bakışla, Üstadın Barla’da ifade ettiği küresel perspektife oturtarak devam ettirmeliyiz. Bunu yaparken, hizmetin orijinal prensip ve esaslarına sadakatle ve tavizsiz bağlılığın korunması; hariçten gelebilecek farklı telkin ve manipülasyon çabalarına karşı her zaman dikkatli ve müteyakkız olunması; hizmetin asliyetinin her hal ve şartta muhafazası çok büyük öneme sahip. (s. 138)

***

Kostroma Camiinin açılışı ve Üstaddan bir Kosturma hatırası  - http://www.yeniasya.com.tr/video/kostroma-camii-nin-acilisi_431713

Risale-i Nur çizgisinde hakaret de yoktur, boyun eğip teslim olmak ve yakalalık yapmak da. Ve bu çizgiyi en iyi temsil eden, Yeni Asya’dır.

Ne hakaret, ne yalakalık - http://www.yeniasya.com.tr/video/ne-hakaret-ne-yalakalik_431816

 

Okunma Sayısı: 4888
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan Erkiş

    13.5.2017 15:31:06

    ( 4 ) Neticesi kocaman bir hiç' olan bir işle iştigal abes olmaz mı? Dünya Mars'a insanla seyahate hazırlandığı şu bilim, iletişim, teknoloji, hürriyet ve şahsı manevi asrında bir de dönüp kendimize bakalım ve şu suali samimane soralım :"Biz neyle meşgulüz?" Daha dahilde uhuvvet ve muhabbet, ittihad ve tesanüdü tesis etmekte zorlanıyoruz. Oysa bunu temin edecek malzeme yâni rabıtalar bolca mevcut. Yâni yağ, şeker ve un var fakat helva yapacak usta maalesef yok. İşte o usta, teşbihte hatâ olmasın Risale-i Nur ve şahsı manevisidir. Yeniden bir asır öncesinin "-izm"li ve "-ist" li zulumatlı devirlerine dönmeyi netice verecek tek adamlık sistemine dönmek, milletin hak , hukuk ve menfaatini bir şahs-ı vâhide fedâ ve teslim etmek demek değil midir? Hangi asırda yaşıyoruz?

  • Özcan Erkiş

    13.5.2017 15:10:35

    ( 3 ) Fakat böyle "küresel dershane"de "küresel dersin" tahakkuku, öyle "armut piş, ağzıma düş"tarzında olacağını düşünmüyoruz herhalde. Azim, gayret, efalimizle izhâr, sabır, sebat ve fiili ve kavli dua. Menfi ve menfaatçi siyasetin oyunlarına gelmeden ve âlet olmadan. Küfür ve hakâret, yalan ve iftira ve itham gibi süfli şeylere tenezzül etmeden. Ne teslimiyet ne yağcılık ne yaltaklık yapmadan. Bu anlamda böyle bir tavrı medya alemine göstererek onlara örnek olan Yeni Asya'yı bir kez daha binler defa tebrik ediyoruz. İnşâallah sair medya ve cemaatlar da bundan ders alır ve kendilerini hak namına hesaba çekerler. Yanlışta ısrar ve inad etmenin kime ne faydası olmuş ki? Yanlışta ısrar ve inadın menfi neticelerini şu anda OHAL ile bütün Türkiye yaşamaktadır. Adalet zulme, hukuk keyfîliğe, demokrasi diktaya dönmüş vaziyette. Ülkemize ne faydası oldu? Hiç!

  • Özcan Erkiş

    13.5.2017 14:51:14

    ( 2 ) Lokal ve yöresel ölçekten, küresel ölçeğe evrilen Risale-i Nur hizmetleri ister istemez nazarları, Türkiye coğrafyasına ve Anadolu insanına çevirmiştir. Artık bundan sonraki adımlarımızı atarken biz de yerel değil küresel düşünmek zorundayız. Onun için "Eyy falan, Eyy filan " yahut "sen işine bak! nev'inden hitapların milletimiz adına ve hesabına, dahilde ve hariçte neye mâl olabileceğini iyi hesap mecburiyetindeyiz. Dünya küresel bir köydür ve inşâallah Üstad Hz.lerinin verdiği müjde ile "küresel dershane"hâline gelecek ve küre-i arzda bütün insanlar, bizimle birlikte, Risale-i Nur'lardan İslâm'ın kemalât ve hakâik derslerini mütalaa edecektir. Bizim için ne büyük saadet, bahtiyarlık ve mutluluk olacaktır değil mi?

  • Özcan Erkiş

    13.5.2017 14:37:34

    Sayın Güleçyüz, Türkiye'de Türkçe olarak te'lif edilen Risale-i Nur'ları dünyanın okuyacağı müjdesini, te'lif edildiği yıllarda talebelerine "Kardaşım, göreceksiniz, ben bunları bütün dünyaya okutturacağım!" diyerek veren Bediüzzaman Hz.lerinin bu sözüne bugün "görerek" şahitlik etmekteyiz. Zaten bütün dünyanın şu andaki en büyük ve şiddetli ihtiyacı sulh-u umumi " değil mi? Peki nasıl ve kimlerin eliyle olacak? İşte bu sualin cevabı, Risale-i Nur ve onun takip ettiği hizmet tarzıyla. Herhâlde bunu bilen uluslararası menfaat şebekeleri ve ifsat komiteleri de boş durmayacak, sulh-u umumiyi netice verecek Nur hizmetini akâmete uğratmak için dahilde ve hariçte tezgâhlar kuracaklardır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı