Tanzanya muhabbetiyle açılan gündem çerçevesinde, İman Hizmeti kitabımızın sonundaki şu yazımızı da okurlarımızla paylaşmak istiyoruz.
2008 yılı Mayıs ayının sonunda Fransa’nın Normandiya sahillerine yakın bir dağ evinde, oradaki okurlarımızın organize ettiği ve Almanya ile Belçika’dan da katılımların olduğu bir programda Risale-i Nur dersleri yapmıştık. Ondan altı buçuk ay sonra ise, oradan 24 bin kilometre uzaktaki beşinci kıtada, Sydney ve Melbourne şehirlerinde Nur sohbetlerine katıldık.
Dünyanın farklı ve çok uzak yerlerindeki bu tür ders ve programlar bize hep, Üstadın önde gelen talebelerinden Bayram Yüksel’in, Sıddık Süleyman’dan aktardığı çok ibretli ve düşündürücü bir anekdotu hatırlatıyor:
“Bir gün içimden dedim: ‘Biz yazıyor, biz okuyoruz. Üstad bu kadar zahmeti niye çekiyor?’ diye düşündüm. Böyle mülâhaza ediyordum. Üstad birden, ‘Kardaşım, göreceksin, ben bunları bütün dünyaya okutturacağım’ dedi.”
Bayram Yüksel diğer eski saff-ı evvel talebelerden de buna benzer çok şeyler işittiğini anlatıyor. Ki, Nurun ilk talebe ve kâtiplerinden Şamlı Hafız Tevfik ve Hafız Halid’den de bu manada nakiller yapılıyor.
Ve yeryüzünün “küresel bir nur dershanesi”ne dönüştüğünü gösteren örnekler her geçen gün artarken, Risale-i Nur’un ilk telif edildiği yer olma imtiyazıyla nazarların çevrildiği Türkiye’nin de, bu eserlerin yazıldığı dil olarak Türkçenin de yıldızı giderek parlıyor.
Başka ülkelerde olup da Risale-i Nur’la tanışma bahtiyarlığına erişenler, Türkiye’deki Nur Talebelerine gıpta ile bakıyorlar. “Ne mutlu size ki, bu eserlerin yazıldığı ülkede yaşıyorsunuz, bu eşsiz Kur’an tefsirinin birinci derecedeki muhataplarısınız ve eserleri orijinalinden okuma imkânına sahipsiniz” diyorlar.
Bu durumda bize düşen, bu özel mazhariyetin kadrini bilip, hakkını vermek için çok daha fazla gayret göstermek olmalı. Ve hizmetlerimizi, dar ve yerel ufukların ötesine uzanan bir bakışla, Üstadın Barla’da ifade ettiği küresel perspektife oturtarak devam ettirmeliyiz. Bunu yaparken, hizmetin orijinal prensip ve esaslarına sadakatle ve tavizsiz bağlılığın korunması; hariçten gelebilecek farklı telkin ve manipülasyon çabalarına karşı her zaman dikkatli ve müteyakkız olunması; hizmetin asliyetinin her hal ve şartta muhafazası çok büyük öneme sahip. (s. 138)
***
Kostroma Camiinin açılışı ve Üstaddan bir Kosturma hatırası - http://www.yeniasya.com.tr/video/kostroma-camii-nin-acilisi_431713
Risale-i Nur çizgisinde hakaret de yoktur, boyun eğip teslim olmak ve yakalalık yapmak da. Ve bu çizgiyi en iyi temsil eden, Yeni Asya’dır.
Ne hakaret, ne yalakalık - http://www.yeniasya.com.tr/video/ne-hakaret-ne-yalakalik_431816