Geçtiğimiz haftayı Trump’ın Kudüs provokasyonu üzerinden dünyaya “adalet dersleri” vererek geçirdikten sonra, bu haftaya, hukuk devletinin tabutuna yeni KHK’larla çakılan son çivilerin tetiklediği yoğun tartışmalarla giriyoruz.
Evvelâ Kudüs meselesinde gelinen son noktaya kısaca temas edecek olursak:
Trump’ın emrivakisine karşı olağanüstü toplanan BM Güvenlik Konseyinin almak istediği karar geçmişteki benzerlerinde olduğu gibi yine ABD vetosuna takıldı.
Bir oy 14 ülkenin oyunu bloke etti.
Bunun üzerine konu BM Genel Kuruluna taşındı ve orada 128 ülke, oylama öncesinde ABD yönetiminin yaptığı tehdit ve şantajlara rağmen Kudüs’teki İsrail-ABD emrivakisini reddeden güçlü bir irade ortaya koydu
Bu sonuç, bir cihetiyle, Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin geçen yüzyılın başlarında ifade etmiş olduğu “Âlem-i insaniyette medeniyet, fazilet, hürriyet galebe edecek” tesbit ve öngörüsünü tasdik ve teyid eden yeni bir örnek olarak kayıtlara geçti. Ancak
Ancak bu karar BM Genel Kurulu için yeni birşey değil. Öncesinde de İsrail işgalini reddeden, Filistin ve Kudüs’e arka çıkan, destek veren çok sayıda Genel Kurul kararı var.
Üstelik çok daha kuvvetli vurgularla.
Bu bakımdan, son kararı içeride yeni bir siyaset ve propaganda malzemesi olarak kullanma çabalarının reel bir zemini de, ahlâkî bir karşılığı da, anlamı ve mantığı da yok.
Ayrıca, gerek İİT zirvesinde, gerekse BM Genel Kurulunda alınan kararların ve hamaset söylemlerinin sonuç vermesi için, eyleme dökülmüş caydırıcı yaptırımlar uygulanması, daha önemlisi Kudüs ve Filistin’e sahip çıkıp destek vermek için sağlam, ayağı yere basan, uzun soluklu stratejiler gerekiyor. Ama hâlâ işin o tarafına dair herhangi bir işaret yok.
Buna mukabil, “işgal ve terör devleti” İsrail’le çok yönlü ve yoğun ilişkiler hiçbir şey olmamış gibi aynen tamgaz devam ediyor.
Geçen günlerde “Eyy” hitapları ve “Her tarafın güç olsa ne yazar?” fırçaları ile “posta konulan” Trump’a ise, üstelik hiçbir nedamet ve geri adım sinyali vermediği halde, şimdi yeniden diyalog kapıları aralanıyor.
Ve Kudüs gündemi kapanmadan, OHAL rejimine yeni KHK’larla devam ediyoruz...
Diyarbakır’daki İttihad buluşması da çok yoğun bir katılımla son derece şevkli, heyecanlı ve coşkulu bir atmosferde gerçekleşti. Katılımlarıyla bu kervana güç veren ve şahs-ı manevînin bu bölgede de sapasağlam ayakta olduğunu gösteren emektarlara ve gençlere teşekkür ediyoruz.
Diyarbakır’da şevkli, coşkulu ve heyecanlı İttihad buluşmasından sonra yapılan bölge toplantımız da son derece istifadeli ve verimli geçti. Batman, Mardin, Van ve Cizre başta olmak üzere çevre il ve ilçelerden katılan ve katkıda bulunan bütün temsilcilerimize teşekkür ediyoruz.