"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kudüs tamam, KHK’lara devam

Kâzım GÜLEÇYÜZ
26 Aralık 2017, Salı
Geçtiğimiz haftayı Trump’ın Kudüs provokasyonu üzerinden dünyaya “adalet dersleri” vererek geçirdikten sonra, bu haftaya, hukuk devletinin tabutuna yeni KHK’larla çakılan son çivilerin tetiklediği yoğun tartışmalarla giriyoruz.

Evvelâ Kudüs meselesinde gelinen son noktaya kısaca temas edecek olursak:

Trump’ın emrivakisine karşı olağanüstü toplanan BM Güvenlik Konseyinin almak istediği karar geçmişteki benzerlerinde olduğu gibi yine ABD vetosuna takıldı.

Bir oy 14 ülkenin oyunu bloke etti.

Bunun üzerine konu BM Genel Kuruluna taşındı ve orada 128 ülke, oylama öncesinde ABD yönetiminin yaptığı tehdit ve şantajlara rağmen Kudüs’teki İsrail-ABD emrivakisini reddeden güçlü bir irade ortaya koydu

Bu sonuç, bir cihetiyle, Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin geçen yüzyılın başlarında ifade etmiş olduğu “Âlem-i insaniyette medeniyet, fazilet, hürriyet galebe edecek” tesbit ve öngörüsünü tasdik ve teyid eden yeni bir örnek olarak kayıtlara geçti. Ancak

Ancak bu karar BM Genel Kurulu için yeni birşey değil. Öncesinde de İsrail işgalini reddeden, Filistin ve Kudüs’e arka çıkan, destek veren çok sayıda Genel Kurul kararı var.

Üstelik çok daha kuvvetli vurgularla.

Bu bakımdan, son kararı içeride yeni bir siyaset ve propaganda malzemesi olarak kullanma çabalarının reel bir zemini de, ahlâkî bir karşılığı da, anlamı ve mantığı da yok.

Ayrıca, gerek İİT zirvesinde, gerekse BM Genel Kurulunda alınan kararların ve hamaset söylemlerinin sonuç vermesi için, eyleme dökülmüş caydırıcı yaptırımlar uygulanması, daha önemlisi Kudüs ve Filistin’e sahip çıkıp destek vermek için sağlam, ayağı yere basan, uzun soluklu stratejiler gerekiyor. Ama hâlâ işin o tarafına dair herhangi bir işaret yok.

Buna mukabil, “işgal ve terör devleti” İsrail’le çok yönlü ve yoğun ilişkiler hiçbir şey olmamış gibi aynen tamgaz devam ediyor.

Geçen günlerde “Eyy” hitapları ve “Her tarafın güç olsa ne yazar?” fırçaları ile “posta  konulan” Trump’a ise, üstelik hiçbir nedamet ve geri adım sinyali vermediği halde, şimdi yeniden diyalog kapıları aralanıyor.

Ve Kudüs gündemi kapanmadan, OHAL rejimine yeni KHK’larla devam ediyoruz...

Diyarbakır’daki İttihad buluşması da çok yoğun bir katılımla son derece şevkli, heyecanlı ve coşkulu bir atmosferde gerçekleşti. Katılımlarıyla bu kervana güç veren ve şahs-ı manevînin bu bölgede de sapasağlam ayakta olduğunu gösteren emektarlara ve gençlere teşekkür ediyoruz.

 

Diyarbakır’da şevkli, coşkulu ve heyecanlı İttihad buluşmasından sonra yapılan bölge toplantımız da son derece istifadeli ve verimli geçti. Batman, Mardin, Van ve Cizre başta olmak üzere çevre il ve ilçelerden katılan ve katkıda bulunan bütün temsilcilerimize teşekkür ediyoruz.

 

Okunma Sayısı: 7305
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp-2

    26.12.2017 11:25:46

    Kudüs meselesinde teşekkürü hak eden, dost ve müttefik Birinci Avrupa'ya ve emsâli sair devletlere "adâlet ve hakkaniyet" adına kulak vermeliyiz. Yaşadığımız çağın ruhunu ve özelliğini dikkate alarak sulh-u umumi/dünya barışını hedefliyor isek, herkesi aynı kefeye koyup toptan "kötülemekten" hasmâne tavır ve söylemlerle "Eyy!" diye ayar ve rest çekmekten vazgeçmeliyiz. Eğer iktidar, Kudüs meselesini BM kararından sonra dahilde siyasetine alet iktidarına basamak yapmadan uluslararası platformlarda güçlü ittifaklarla devam ettirebilirse ne âlâ. Aksi halde Kudüs meselesi "başka baharlara" kalmaya mahkumdur. Bu konuda iktidarın niyet ve samimiyetini hepimiz zaman içinde göreceğiz. Dahilde asıl meselemiz OHAL ve KHK'lar ise "hududu" aşarak devam etmektedir. Edecek gibi görünmektedir. Zira ne iktidar ne de muhalefet (!) olan yandaş bir parti başkanı bile "OHAL sürmelidir!" diyerek (Yeni Asya,25.12) antidemokratik bir sistemin devamını istiyor.

  • Gündüz Alp

    26.12.2017 11:01:42

    Filistin'de İsrail işgali ülkemizde de OHAL-KHK tasallutu devam ediyor. Siyasal İslamcı iktidarın toptancı bir zihniyetle bütün Avrupa'yı kötü göstermesine mukabil Kudüs meselesinde BM'deki oylamada "firesiz" hayır/red oyu veren Avrupa'nın onların dediği gibi değil Üstad Hazretlerinin "Avrupa ikidir" dediğinin hakikat olduğu görülmüştür. Onun için harici diplomasi yürütürken ve "Eyy!" derken, dost ve müttefikleri kaybetme endişesiyle kırk defa düşünmeliyiz. "Eyy!"lerin faturasını dışarıda, OHAL-KHK'lerin faturasını da içeride ödeyen bu ülke ve insanıdır. "17 ayda 30 KHK. 30 KHK'nın sadece 5 tanesi TBMM görüşülüp yasalaştı" (Cumhuriyet,26.12) haberi bize, Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti değil OHAL devleti olduğunu söylüyor. ABD'nin Kudüs kararına hayır diyen (adalet ve (hakkaniyete hizmet eden) Birinci Avrupa, aynı şekilde Türkiye'de hukuk devletini askıya alan temel hak ve hürriyetleri kısıtlayan OHAL'e de hayır demektedir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı