"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kış şiddetlenince...

Kâzım GÜLEÇYÜZ
10 Ocak 2017, Salı
Kâinatta tesadüf yoktur. Yaratıcımızın izin ve rızası olmadan yaprak bile kıpırdamaz. “Tabiat” olaylarında da, sosyal ve toplumsal hadiselerde de, bireysel olarak yaşadığımız hallerde de bu gerçek hükümfermadır.

Kur’an’ın bu manadaki mesajlarını çağımız insanına ulaştıran Risale-i Nur, bir yönüyle söz konusu olayların arka planındaki rahmet ve hikmet tecellîlerini de okuma rehberidir.

Üçüncü Söz’deki “Hâlık ve Rezzak Ondan başka yoktur. Zarar ve menfaat Onun elindedir. O hem Hakîmdir, abes iş yapmaz; hem Rahîmdir, ihsanı, merhameti çoktur” sözleri, tahkikî imana dayanan bir bakış açısının, eserlerdeki veciz ifadelerinden yalnızca biri.

Külliyatın birçok yerinde vurgulanan “Beşer zulmeder, kader adalet eder” tesbiti de.

Bu çerçevede Üstadın imanî ölçüleri somut olaylara nasıl tatbik ettiğinin son derece manidar örnekleri de eserlerde mevcut.

Meselâ yağmursuzluk ve kuraklık dönemlerinde, bunun muhtemel manevî sebeplerine dikkat çeken orijinal açıklamaları var.

Keza kışın çok şiddetlendiği zamanlara da.

Böylesi haller için Üstadın yaptığı izah ve yorumlarda öne çıkan husus, bilhassa zulüm ve haksızlıkların ayyuka çıktığı, çoğunluğun bunlara bir şekilde açıktan veya sessiz ve seyirci kalarak destek verdiği, manevî hizmetlerin sabote edilip kesintiye uğratıldığı... dönemlerde belâ ve musibetlerin sökün ettiği.

28 Şubat’ın en azgın döneminde gerçekleşen 17 Ağustos depremi, bunun yakın tarihimizdeki en manidar örneklerinden biri.

Son zamanlarda da, yer yer 28 Şubat’ın niyetlenip tam olarak gerçekleştiremediği ve yarım bıraktığı haksız tasfiyeleri tamamlamaya yönelik operasyonların yaygınlaştığı ve bunların sonucunda geniş çaplı mağduriyetlerin yaşandığı bir süreçten geçiyoruz.

Kime yapılırsa yapılsın, haksızlıklara karşı durması gerekenlerin, bunlara sessiz kalan, hattâ alkış tutan bir tavır sergilemesi, Allah muhafaza, yine umumî musibeti celb eder.

Ülke genelinde aylardır yaşanan kuraklık, ardından yoğun kar yağışının özellikle İstanbul’da hayatın akışını ciddî şekilde aksatacak boyuta varması, bunlara ilaveten terör belâsının iyice azması, umumî musibet değil mi!

Duamız: Ders çıkarılsın, çekilen acı ve sıkıntılar keffaret olsun ve sonu hayra çıksın...

Cemaatler kitabımız-Mayıs 2011: Cemaatlerin ticaret ve siyasetle ilgisi olamaz. Diyanet’ten cemaatlere-2017: Ticaret yapma, siyasete bulaşma.

Diyanet’in şimdi söylediğini Yeni Asya 29 Nisan 2011’de sürmanşetten duyurmuş: Cemaat parti olamaz, onun işi devlet yönetmek değildir.

Kar mucizesi ve rahmet tecellileri - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/video/kar-mucizesi-ve-rahmet-tecellileri_420591 … @yeniasya aracılığıyla

Okunma Sayısı: 10513
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • khk magduru

    10.1.2017 20:35:58

    kalemine saglik hocam.bizleri herdaim gundemde tuttugunuz ici iki cihanda da Allah sizden razi olur insallah

  • Özcan Erkiş

    10.1.2017 14:47:23

    (4) "Riyâset-i şahsiyye"üzerine, şahıs odaklı bir Anayasa değişikliğinde: 1.Devletin gücü karşısında, vatandaşın temel hak ve hürriyetlerini koruyacak, ihlalleri önleyecek, hukuki güvenceler nelerdir? 2.Tek şahsın iradesi karşısında parlamenter sistemini koruyacak ve temâdisini(devamını) temin edecek, onu demokrasi ve lâzımı olan adalet, hürriyet, meşveret, hukukun üstünlüğü gibi temel ilkeker ile güçlendirip, tek adamın suistimal ve istismarlarına karşı koruyacak güvenceler nelerdir? "Zararsız yol zararlı yola tercih edilir"sırrınca, mevcut parlamenter sistemi, askeri ve sivil darbecilere karşı, ileri demokrasi, tam adalet, hakiki hürriyet, meşveret ve kuvvetin kanunda olduğu hukukun üstünlüğü temel prensiplerini ihtiva eden meclis odaklı bir Anayasa yapılmış olsa, daha kısa, selâmetli, az zahmetli, az maliyetli bir yolla maksat hasıl olabilecektir.Milleti de yeniden kutuplaştırmamış olacaktık. M.Ali Kaya beyin, 7 Ocak tarihli, "Demokrasi ve meşrutiyet"başlıklı yazısı okunabilir.

  • Özcan Erkiş

    10.1.2017 12:53:01

    (3) Millete yeniden "şiddetli kışlar" yaşatacak uygulamaları kendi elimizle yapmaktan uzak duralım ki umumi musibetlere Allah korusun davetiye çıkarmayalım. Bugün dünden daha fazla bir Anayasaya ihtiyaç var. Fakat bu Anayasa; demokratik Parlamenter sistemi daha güçlü kılacak, yeni ve sivil, demokratik ve devletin karşısında vatandaşın hak ve hürriyetlerinin teminat altına alan yâni Şeyh Edebâli'nin "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!" felsefesinde ifadesini bulan "insan merkezli" bir Anayasa olsun istiyoruz. Bir şahsın -kim olursa olsun- istek ve iradesine uygun, kurgulanmış "ısmarlama bir Anayasa" ne ülkenin ne milletin sorunlarını çözmez. Çözmediğini 82'den bu yana yaşayarak gördük. Bu yanlışta inad ve ısrarın mânâsı nedir? Heba edilen zamana ve emeğe yazık değil mi? Zamanı ve emeği, ülkenin barış ve kardeşliği, huzur ve refahı, terörün bir an önce bitmesi, OHAL rejiminin sona erdirilmesi, güven ve istikrar ortamının âcilen tesisi gibi öncelikli şeylere harcasak daha iyi olmaz mı?

  • Özcan Erkiş

    10.1.2017 12:28:33

    (2) Otuzbeş(35) senedir 82 Anayasasının meşruiyetini konuşup, darbe Anayasası diyoruz. Doğrudur. Normal olmayan bir zeminde, silahların gölgesinde, hem reisicumhur hem Anayasa oylaması yaptırıldı ve halka onaylattırıldı. Şimdi de yine OHAL zemininde KHK ların gölgesinde bir Anayasa değişikliği ve Başkanlık oylaması dayatması ile karşı karşıyayız. Meclisten ve referandumdan geçerse, uzun yıllar bunun da meşruiyeti tartışılacak ve buna da OHAL Anayasası denmeyecek mi? Peki isimden başka değişen ne olacak? Evet Türkiye'nin bir Anayasa değişikliğine ciddi ihtiyacı var. Fakat bu Anayasa öyle iki partinin mutabakatı ve dayatması ile değil, hakiki mânâda geniş bir toplumsal dairelerin katılımı ve mutabakatıyla yapılmalıdır. OHAL rejiminde apar topar, oldu bittiyle, halk yeterince tenvir edilmeden, konunun uzmanı heyetlerce enine boyuna mütalaa ve müzakere edilmeden yapılmamalıdır. Vakit geçmiş değil. Zararın neresinden dönülürse kârdır....

  • Özcan Erkiş

    10.1.2017 12:07:26

    (1) Güzel bir dua ile biten uyarıcı yazınız için teşekkürler. Musibetin kendine mahsus lisanı ile bizi ikaz eden Cenab-ı Hak âdeta "dönün!" diyor. 28 Şubat sürecinde yarım kalan işlerin tamamlanması hesabına o gün yapılan tasfiyelere ilaveten ihraç ve tutuklamalarla çok daha geniş dairede "cadı avına"dönüştürülen bu musibetli süreç, toplumsal bir travmayı netice vermiştir. Aynı zamanda bir sınav, imtihan dönemi de olan bu süreçte, haksız yere mağdur edilen, zulme maruz kalan insanların durumu karşısında "sessiz yığınlara" daha önceki dehşetli deprem gibi kuraklık, âdeta hayatı durduran şiddetli kar, azan anarşi ve terör kendi lisanları ile birşey söylemiyor mu? Hâlâ neden anlamak istemiyoruz? Şimdi de Başkanlık imtihanı ile sınava tâbi tutulduk. İnsaallah hayırlı bir neticeye vesile olur....

  • aydın

    10.1.2017 09:27:29

    İnançlı insanların tasfiye edildiği böyle başka bir dönem daha olmamıştır. Kim kime neler yaptırıyor?

  • khk magduru

    10.1.2017 09:24:20

    Biz de aile ferlerimizle yüz göz oluyoruz. Birbirimizi istemeden incitiyoruz. Sesimizi duyan yok mu?

  • Mazlum

    10.1.2017 08:42:48

    Allah sizden razı olsun.dayanacak gücümüz kalmadı.ailemiz parçalanıyor. Boşanma noktasına geldik.duaaaa

  • burhan

    10.1.2017 06:27:48

    Rahmetlik Aytmatovun güzelbir sözü var:' En zor şey her gün insan olabilmektir' diyor.Ne olursan ol adam ol,adaletli,insan ol.Şu gökkubbede hoş bir seda bırak.Çok zormuş insan olmak dimdik ayakta kalmak,Hakkın haıtırı için herşeyinden vazgeçmek.Bunu başaran Yeni Asya ekibini canı gönülden kutluyorum.İnşallah böyle devam eder.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı