Kâinatta tesadüf yoktur. Yaratıcımızın izin ve rızası olmadan yaprak bile kıpırdamaz. “Tabiat” olaylarında da, sosyal ve toplumsal hadiselerde de, bireysel olarak yaşadığımız hallerde de bu gerçek hükümfermadır.
Kur’an’ın bu manadaki mesajlarını çağımız insanına ulaştıran Risale-i Nur, bir yönüyle söz konusu olayların arka planındaki rahmet ve hikmet tecellîlerini de okuma rehberidir.
Üçüncü Söz’deki “Hâlık ve Rezzak Ondan başka yoktur. Zarar ve menfaat Onun elindedir. O hem Hakîmdir, abes iş yapmaz; hem Rahîmdir, ihsanı, merhameti çoktur” sözleri, tahkikî imana dayanan bir bakış açısının, eserlerdeki veciz ifadelerinden yalnızca biri.
Külliyatın birçok yerinde vurgulanan “Beşer zulmeder, kader adalet eder” tesbiti de.
Bu çerçevede Üstadın imanî ölçüleri somut olaylara nasıl tatbik ettiğinin son derece manidar örnekleri de eserlerde mevcut.
Meselâ yağmursuzluk ve kuraklık dönemlerinde, bunun muhtemel manevî sebeplerine dikkat çeken orijinal açıklamaları var.
Keza kışın çok şiddetlendiği zamanlara da.
Böylesi haller için Üstadın yaptığı izah ve yorumlarda öne çıkan husus, bilhassa zulüm ve haksızlıkların ayyuka çıktığı, çoğunluğun bunlara bir şekilde açıktan veya sessiz ve seyirci kalarak destek verdiği, manevî hizmetlerin sabote edilip kesintiye uğratıldığı... dönemlerde belâ ve musibetlerin sökün ettiği.
28 Şubat’ın en azgın döneminde gerçekleşen 17 Ağustos depremi, bunun yakın tarihimizdeki en manidar örneklerinden biri.
Son zamanlarda da, yer yer 28 Şubat’ın niyetlenip tam olarak gerçekleştiremediği ve yarım bıraktığı haksız tasfiyeleri tamamlamaya yönelik operasyonların yaygınlaştığı ve bunların sonucunda geniş çaplı mağduriyetlerin yaşandığı bir süreçten geçiyoruz.
Kime yapılırsa yapılsın, haksızlıklara karşı durması gerekenlerin, bunlara sessiz kalan, hattâ alkış tutan bir tavır sergilemesi, Allah muhafaza, yine umumî musibeti celb eder.
Ülke genelinde aylardır yaşanan kuraklık, ardından yoğun kar yağışının özellikle İstanbul’da hayatın akışını ciddî şekilde aksatacak boyuta varması, bunlara ilaveten terör belâsının iyice azması, umumî musibet değil mi!
Duamız: Ders çıkarılsın, çekilen acı ve sıkıntılar keffaret olsun ve sonu hayra çıksın...
Cemaatler kitabımız-Mayıs 2011: Cemaatlerin ticaret ve siyasetle ilgisi olamaz. Diyanet’ten cemaatlere-2017: Ticaret yapma, siyasete bulaşma.
Diyanet’in şimdi söylediğini Yeni Asya 29 Nisan 2011’de sürmanşetten duyurmuş: Cemaat parti olamaz, onun işi devlet yönetmek değildir.
Kar mucizesi ve rahmet tecellileri - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/video/kar-mucizesi-ve-rahmet-tecellileri_420591 … @yeniasya aracılığıyla