Hafta sonunda Kırıkkale’deydik. Evvelce başka yerlere giderken bu şehrimizi defaatle transit geçmiş, ama içine girmemiştik.
Bu defa nasip oldu. Okurlarımızla bir araya geldik. Zamanın elverdiği ölçüde şehirde bazı temaslarımız da oldu.
Öncelikle, memnuniyetle ve takdirle şunu ifade edelim ki, Kırıkkale’deki okuyucularımız haklı şûra mânâsını hakkıyla yaşıyor olmanın neticesi olarak, tam bir ihlas ve tesanüd içinde hizmete devam ediyorlar.
Bu sayede, ters rüzgarların çok şiddetli estiği ve kimilerinin bunlara kapılarak farklı yerlere savruldukları muhataralı bir zamanda, en küçük bir zaaf ve sarsılma emaresi göstermeksizin, hakta sebatın ve metanetin çok güzel bir örneğini sergiliyorlar.
Mahallerindeki gazeteye ve neşriyatımıza sahibiyet noktasında ortaya koydukları duyarlılık, bunun görünür nişanelerinden. Bu hususta adeta hiç fire vermeden, dahası sürekli yeni katılımlarla yola devam ediyorlar.
Bilhassa yılların emektarı Ahmet Akçay’ın, sürekli bakım ve nezarete muhtaç durumdaki hasta eşini de ihmal etmeden çok büyük fedakârlıklarla gösterdiği gayretler, her türlü takdirin üzerinde. Allah razı olsun.
Kırıkkaleli okuyucularımızın, son dönemde ağır baskılara maruz cemaat mensuplarıyla kurdukları müsbet diyaloglar da ilerisi için ümit verici gelişmelere vesile oluyor.
Tebrik ediyor; ihlâs, istikamet ve tesanüd üzere daha nice hizmetlere muvaffak eylemesini Rabbimizden diliyoruz.
Kırıkkale’de geçirdiğimiz bir buçuk gün zarfında gerek okuyucularımızla yaptığımız sohbetlerde; gerekse şehrin nabzını tutan yerel gazetelerden birkaçını ziyaretimizde, seçim öncesi siyasî havayı da bir miktar yoklama ve koklama imkânı bulduk.
Gördük ki, Beşir Atalay’ın seçim bölgesinde genel atmosfer, özellikle iktidar partisi açısından pek iç açıcı işaretler vermiyor. Evvelce AKP’ye oy vermiş olanlar bile bu defa vermeyi düşünmediklerini söylüyorlar.
Bunun en önemli sebepleri arasında, şehrin yıllardır beklediği hizmetleri alamaması; verilen sözlerin tutulmayışı; belediyenin başarısızlığı; dillere düşen ve ayyuka çıkan yolsuzluk iddiaları ve cemaate yapılanların zulüm boyutuna vardırılması zikrediliyor.
Kırıkkale AKP’yi hüsrana uğratabilir.
tweet 1- Derinlerin dümen suyuna giren ne hallere düşer? Cevap için Yeni Şafak’ın her gün yeni rekorlar kırdığı saçmalama performansına bakmak yeter.
tweet 2- Üstad tuzak ve komplo kokan haller için “Mason parmağı var” dermiş. Bu, Yeni Şafak’ın güya ona atfettiği uyduruk “mektup” için de geçerli...
tweet 3- Üstad fikir zemininde ortaya koyduğu mücadelede hiçbir zaman kişilerle uğraşmadı ve Menderes dahil kimseye bu yönde bir telkinde bulunmadı.
tweet 4- Masonlar Üstadla hep uğraşırken, o masonları muhatap almadı; ama eserleri ve mücadelesiyle masonluğun dayandığı fikrî temelleri çökertti.
tweet 5- Yeni Şafak, Üstada atfettiği, ama onun kaleminden çıkmadığı çok aşikâr olan mektubun kaynağını açıklayıp Üstada ait olduğunu ispatlasın...
tweet 6- Yeni Şafak güya Üstada ait mektup yayınlıyor. Ama bu defa eskiymiş gibi görünsün diye çay dökülmüş cinsinden de olsa “orijinal”i ortada yok!
tweet 7- Saray destekli “yeni Türkiye” medyasında Yeni Şafak faciası: imzasız yazı dizileri; kaynaksız ve uyduruk raporlar, mektuplar, “belge”ler...
tweet 8- Millî Savunma Bakanından günün “müjde”si: Seçimler yaklaştıkça Ağrı-Diyadin'de cereyan eden çatışmaya benzer olaylar daha da artacak.