Hukuk tanımazlıkta sınır da tanımayan OHAL ve KHK rejimi başından beri yaptığı üzere Meclisi devredışı bırakıp bypass ederek yeni kıyımlar ve hukuk katliamları ile yola devam ederken, 696 no’lu son KHK’ya koyduğu bir madde ile duvara tosladı ve adeta kendi ayağına sıktı.
15 Temmuz gecesi ve devamında “darbe girişimi ve terör eylemlerinin bastırılması için” hareket ettiği söylenen sivillerin yargı dokunulmazlığı zırhı ile koruma altına alınmasını öngören madde yoğun tepkilere yol açarken kritik tartışmaları da tetikledi.
Ve bir dizi suali gündeme taşıdı:
Devletin hukuk sistemi içinde silâh taşıma ve kullanma yetkisi verilen meşru güvenlik güçleri varken, sistem ve kontrol dışı paramiliter yapılar mı oluşturuluyor?
İnsanları “teröristlik”le suçlamanın bu kadar kolay hale getirildiği ve bu itham üzerinden medya eliyle sosyal linç ortamının bir çırpıda oluşturulabildiği kaygan bir süreçte, her aklına esenin “terörü bastırma” gerekçesiyle herşeyi yapmasının önü açılıp ardından dokunulmazlık zırhıyla koruma altına alınmasının sonu nereye varır?
Metindeki muğlaklık ve ucu açıklığı 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dahi eleştirirken, kimi iktidar sözcülerinin “Düzenleme 15 Temmuz’la sınırlı” iddiasında bulunmaları, o gecedeki eylemlerin de bu boyutuyla tartışmaya açılmasını netice vermez mi?
Hele gerek o gece, gerek sonrasında iktidar cenahından farklı isimlerin halkı silâhlandırmaktan söz ettikleri hatırlandığında.
Peki, o gece “demokrasiyi korumak için” sokağa çıkanları yargılatmaya yönelik bir girişim mi söz konusu ki, KHK ile yargı dokunulmazlığı getirme gereği duyuldu?
Görünen o ki, iktidar cenahında bile her kafadan ayrı bir ses çıkmasına ve yeni, derin bir çatlak oluşmasına yol açan KHK maddesi, güç zehirlenmesinin iyice şımarttığı bir anlayışın, kendisini en güçlü hissettiği anda yaptığı “ölümcül” bir hata olarak tarihe geçecek gibi.
“Zincirsiz Guantanamo” olarak nitelenen tek tip kıyafet dayatması; yeni ihraçlar ve sistemi tek adama bağlama operasyonunun yeni adımları olmaktan başka bir anlamı bulunmayan diğer maddeler de.
KHK rejimi kendi kendisini tüketiyor.
Her fırsatta yerden yere vurduğu tek parti dönemi CHP’sinin o devirdeki hukuk dışı uygulamalarını örnek alıp fiiliyata geçirmek AKP’de alışkanlık haline geldi. 696 sayılı KHK’nın çok tartışılan maddesinin 20 Temmuz 1931’de çıkarılmış bir kanunla savunulması bunun en son örneği.
Kudüs için birlik zamanıyken Arap düşmanlığına fırsat verilmesin YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/video/bae-bakani-nin-attigi-densiz-tweet-uzerine_449236 …