"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Katar krizi ve yeni fitne

Kâzım GÜLEÇYÜZ
09 Haziran 2017, Cuma
Arap baharı diye adlandırılan, ama Arap dünyasını tam bir “kara kış” iklimine sürükleyen fitne sürecinin şekillendirilmesinde en etkili şekilde kullanılan ülkelerin başında Katar geliyordu.

Gerek finans, gerek propaganda için.

Ama şimdi aynı Katar “terör destekçiliği” ile suçlanarak bir anda hedefe konuluverdi.

İşin garip tarafı, Katar operasyonunun başını Suudi Arabistan’ın çekmesi ve BAE ile Bahreyn’in de Katar’a karşı birleşmeleri oldu.

Demek ki bir zamanlar kurulan Körfez İşbirliği Konseyi’nin de yerinde yeller esiyor.

Kuveyt arayı bulmaya çalışıyor, ama zor.

Dikkat çeken bir diğer nokta, Katar’a karşı Suudlarla birlikte Mısır’ın da öne çıkması.

İhvan-ı Müslimîn ve Hamas’ı İsrail ağzıyla “terörist” olarak suçlayan ve Katar’ı da bunlara kucak açtığı için hedefe koyan bir ittifak.

Katar krizinin, Trump’ın kılıç dansı ve küre gösterisiyle anılan Riyad ziyaretinden sonra gerçekleşmesi ve ABD Başkanının Katar olayı patladıktan sonra bu ülkeyi “teröre destek”le suçlayan mesajlar atması da manidar.

Olay epey zaman önce gündeme getirilen “İslam NATO’su” projesini de yeniden ısıttı.

Ve bu gelişme Trump’ın “Terörle Müslümanlar uğraşsın” lâfıyla birlikte düşünüldüğünde, İslam âlemini birbirine kırdırma fitnesinde yeni bir aşamayı ortaya koyuyor.

Bu hengâmede Türkiye’yi yönetenlerin içine düştüğü durum bilhassa düşündürücü.

Katar’la detaylarını bilmediğimiz derin ilişki ve ekonomik bağlantılarımız var. Hattâ Varlık Fonuyla ilgili epeyce yüklü Katar yatırımlarından bahsediliyor. Dolayısıyla, gerek ekonomik, gerek siyasî ilişkiler boyutuyla Katar krizinin Türkiye’yi de ciddî şekilde etkileyip sıkıntıya sokmasından kaygı duyuluyor.

Olayın, yine Türkiye’yi yönetenlerin habire Trump’a kur yaptıkları ve dahası İsrail’le arayı fena halde “düzelttikleri” bir merhalede patlak vermesi başlı başına bir garabetler zinciri.

İlk kez IŞİD terörüne hedef olan İran’la tekrar yakınlaşma sürecine girilmesi de cabası.

Görünen o ki, Türkiye bölgede oyun kurucu olma hesapları yaparken hiç beklemediği bir anda ve hiç beklemediği aktörler eliyle girift ve sinsi bir tuzaklar ağına düşürüldü.

Katar’a asker gönderme kararı ise, böyle bir ortamda başlı başına ciddi riskler içeriyor.

Dileğimiz fitnenin büyümeden sönmesi.

***

Kapısından bile geçmeyeceği zindana zulmen konulup içeride 100 güne erişmek. İnanılır gibi değil. Zalimler için yaşasın cehennem!

Gözaltı ve tutuklamalardaki olağanüstü sür’at, “delil”lerin toplanması aşamasında niye inanılmaz ağır, yavaş, hantal bir işleyişe dönüşüyor?

Yetkililerin yok saydığı OHAL mağduriyetleri - http://www.yeniasya.com.tr/video/yetkililerin-yok-saydigi-ohal-magduriyetleri_434342 

 

Okunma Sayısı: 9100
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan Erkiş

    9.6.2017 16:10:59

    ( 5 ) Hem dahilde hem hariçte kriz, kaos ve fitnenin çaresi, hürriyet ve şahsı manevi asrına uygun hareketle, dahilde adalet, hürriyet, istişare, hukukun üstünlüğü ve Meclisin şahsı manevisine istinat eden hakiki mânâsı ve uygulamaları ile demokratik bir devletin tesisi ile hariçte karşılıklı menfaatleri gözeten uluslararası birlik ve ittifaklardır. AB becerebildiyse âlem-i İslâm niye yapamazsın ki? Ortadoğu'daki şu kriz, kaos ve fitneye bakınca zannederim Türkiye'nin AB üyeliğine olan zaruret daha iyi anlaşılmaktadır. İslâm Nato'suna gelince, şu ülkelerin bu idare tarzıyla hiç mümkün görünmüyor. Önce hürriyetçi ve demokratik bir rejim sonra İslâm Nato 'su. Çünkü "tevhid "olmazsa tefrika kaçınılmazdır. Vesselâm. ...

  • Özcan Erkiş

    9.6.2017 15:57:22

    ( 4 ) Suriye'de savaşın tarafı olmakla daha baştan düğmeyi yanlış iliklemiştik. Şimdi de aynı hatayı Katar krizinde yine savaşın tarafında olmakla yapıyoruz. Peki ama neden ve ne gibi menfaatimiz vardır? Hani 'bizden habersiz Ortadoğu'da yaprak kımıldamayacak!' idi. Bırakın Ortadoğu'yu dost ve müttefiklerini bile düşman hâline getiren bir dış politikayla ne masada ne sahadayız. Yâni yok hükmünde bir Türkiye. Dahili politikamız da tıpkı harici politika gibi. Hür ve demokrat bir Türkiye ve tolumsal barışı tesis edecek yerde, CB'nı, Cumhurun reisi olup cumhuru kucaklayıcı bir mevkiden bir partinin başkanı makamına indirerek halkın bir kesimine karşı muhalif ve muarız vaziyete düşürdük. Böyle bir CB, nasıl tarafsız olabilecek ve halkın tamamını hangi düşünce ile kucaklayabilecek? Üstelik her gün parti başkanı sıfatıyla muhalefet partileri ile kavga edip dururken. Barış ve kavga birbirine zıt şeyler olup, ikisi bir arada katiyen olmaz.

  • Özcan Erkiş

    9.6.2017 15:42:02

    ( 3 ) Öyle bir kriz, kaos ve fitne ki ne hikmetse hep İslâm diyarlarında. Sulh-u umumiye namzet ülkeler daha kendi aralarında barışı tesis edememişken, dünya barışına nasıl katkıları olacak ki! Meselâ Türkiye'de Kemalist ideolojinin partisinin 6 okuna mukabil şimdi de Siyasal İslâmcı ideoloji ve partisinin 4 (Rabia )oku zuhur etti. Teklik ve inhisarcı bir ideoloji üzerine müesses bir siyaset tarzı ve söylemi. Aslında iktidar cenahının "tek adam, tek parti "sini de ilâve edersek onlarinki de 6 oka eşit gelmektedir. Yâni demem o ki, böyle ideolojik temelli menfi ve menfaatçi siyaset ve siyasetçilerle idare olunan ülkelerde ne demokratik bir hukuk devleti ne de böyle devletler arasında barış ve ittifak tesis edilebilir. Zira kendini ıslah edemeyen şahıs yahut şahsı mânevîler başkalarının ıslahına medar ve kaynak olamazlar.

  • Özcan Erkiş

    9.6.2017 15:25:50

    ( 2 ) İslâm Dünyasını bana tarif edin deseniz, üç kelime ile tarif edebilirim :Kriz, kaos, fitne ve tefrika. Kelime- i Tevhid'in müntesibi müslümanlar, tevhid-i kulub'u yâni kalplerin tevhidini tahakkuk ettiremediklerinden, ittihad ve ittifakın zıttı olan fitne ve tefrikayı yaşamaktadırlar. Yoksa âleme terakki dünyası bize niye tedenni ve tefrika dünyası olsun ki? Türkiye dahil hangi İslâm ülkesinde dört dörtlük demokratik hukuk devleti var Allah aşkına? Hepsinde modern görünümlü türlü türlü istibdatlar hüküm ferma. Böyle ülkelerden müteşekkil bir İslâm Dünyasında devletler arası barış da AB benzeri bir birlik de imkansız gibi görünmektedir. AB gibi devletlerin İslâm ülkelerine nazaran "bir"leri pek az, buna mukabil bizim yüzlerce "bir. .bir "lerimiz varken, ittifakta zorlanmamız başka problemlerimizin varlığına işaret etmektedir. O da ülkelerdeki sistem sorunudur. Çünkü din anlamında İslâm'ın hakâik ve kemalâtında zerre miktar bir problem yoktur. Öyle ise bu fitnenin sebebi nedir?

  • Özcan Erkiş

    9.6.2017 15:02:36

    Sayın Güleçyüz, Suriye, Irak. ..derken Katar krizi patlak verdi. Fakat Türkiye, Suriye politikasından ders almamış olmalı ki, Katar krizinde de barışın değil savaşın tarafinda olmak gibi yeni düşmalıklara kapı açacak riskli ve yanlış bir politika izliyor. Suriye politikası Türkiye'nin Ortadoğu'da devre dışı bırakılmasını netice verdi. Bakalım Katar politikası Türkiye açısından ne gibi sonuçlar doğuracak. Artık dış politikanın menfaatler üzerine cereyan ettiğini ne vakit öğreneceğiz? Türkiye bu yangında itfaiye eri vazifesi yapmak varken, üstüne bir de Katar'a asker göndermenin anlamı nedir? Hem Katar gibi zengin bir devletin bizim askerimize ihtiyacından mı yoksa bir başka sebepten mi orada olması sorgulanması gerekir. Zira asker göndermek başta Suudi olmak üzere sair ülkelerle kriz yaşayabiliriz demektir. Tam bir cadı kazanı. Ateşi yakan ile ateşte yanan içiçe. Yıllarca sürecek yeni bir fitnenin başındayız. İslâm âlemi bu fitneyi el birliğiyle âcilen söndürmelidir.

  • HÜSEYİN İLHAN

    9.6.2017 11:45:36

    Kendi ülkesinde işleri sarpa sardırmada,hak-hukuk,adaleti darmadağın etmede,insanlarını ötekileştirip,kamplaştırmada rekor kıranlar asla ve asla İSLAM ALEMİNDE ARABULUCU OLAMAZ,OLSALARDA BAŞARILI OLMALARI MÜMKÜN OLAMAZ.Niyet ve zihniyet bozukluğu olanın amelinde sahihlik olurmu.

  • özdemiroğlu

    9.6.2017 10:13:27

    (3) Türkiye elbette mazlumun yanında yer alır. Ancak hemen tavrını belli etmek ne kadar isabetli ve politik - diplomatik? Dış politikada hisler değil, makuliyet ön planda olmalı değil mi?

  • özdemiroğlu

    9.6.2017 10:10:59

    (2) Katar İhvan'a ve Hamas'a ve dolayısıyla terör destekçisi olduğu bahanesiyle kuşatmaya alınmış ve maalesef bu işin başını da, Mukaddes Topraklardaki yönetim, yanı Suud başı çekiyor. Peki ABD açıktan PYD ve YPG'ye silah vererek açık destek verirken adı geçen ülkeler ne yapıyor? Ve min'el garaib!

  • özdemiroğlu

    9.6.2017 10:07:27

    Katar Krizi çok yönlerden tahlil edilebilinir. Ancak bir vechesinin de Müslüman Kardeşler'e karşı ABD ve şer ittifakının terör bahanesiyle kumpas kurmaya devam edeceklerinin bir emaresi olamaz mı?

  • Ali Tam

    9.6.2017 02:57:03

    Allah adaleti emreder!(16 Nahl(Balarisi):90) Adaleti hakkin icine zulmü karistirmamak olarak ta negatif izah edebiliriz. Zulmün en basit tarifi ise hakki hak sahibine degil de baskasina vermektir. Sivil halka - bir delilden kaynaklanmayan ihtimal ile ki bunun ilmen hicbir degeri yoktur- sen teröristsin devleti yikmak istiyorsun ve Anayasayi ihlal ediyorsun safsatasiyla hakkina hukukuna zulmü katarak- gecici olarak ele gecirdigin devlet gücüyle- Adaleti Kur'an'a karsi Allah'a isyan ederek ihlal ediyorsan, bunu ancak Cehennem temizler. Kendilerini nevzuhur Firavun, Haman veya Karun zannedenler ayni onlar gibi helak olabileceklerini unutmasinlar!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı