Geçenlerde çıkan “Gazeteyle bağ gevşerse” başlıklı yazımız üzerine, vaktiyle İstanbul’a her gelişinde gazeteye uğrayan, ama epey zamandır irtibatı kesen bir eski dost mesaj göndermiş ve bir yerinde şöyle demiş:
“40 yıldır hizmetin içindeyim, 75-80’li yıllarda diğer sağ gazeteler ve kamuoyu Yeni Asya’nın attığı manşeti merak ederdi. Şimdi öyle mi? Vallahi kimse kaale bile almıyor. Kafamızı kuma sokmuşuz, cemaati anlamaya çalışmıyoruz.”
Bu mesaj, tam da o yazıda anlatmaya çalıştığımız şeyi tasdik eden bir örnek.
Kendisi, tam olarak ne olduğunu bilemediğimiz bir sebeple gazeteden soğuyunca, 40 yıldır içinde olduğu hizmetin çok önemli bir birimi olarak Risale-i Nur’u neşir ve ilâna herşeye rağmen devam eden gazetemize bakışı bu hale gelmiş.
Ve diğer benzerlerinde görüldüğü gibi, kendi bakışını cemaate de teşmil ediyor.
Oysa gazeteyi çıkaran kadro olarak biz hiçbir zaman kafamızı kuma gömmedik, cemaatle de haşır neşiriz. Hiç onun dediği tarzda bir hale şahit olmadık.
Cemaat davasına ve gazetesine sahip.
Eleştirdiği noktalar olduğunda doğrudan iletiyor ve bunların gereği yapılıyor.
Eski dostumuz gazeteyi takip etmiş olsaydı, ses getiren yayınlarının bugün de aynı şekilde devam ettiğini, gündem belirlediğini ve sonuç aldığını görecekti.
Üstelik bahsettiği yıllarda olmayan alternatif medya kanallarının, televizyonların, internetin, sosyal medyanın baş döndürücü gelişmeler kaydederek dikkat ve nazarları başka yerlere çektiği bir süreçle gelen yeni zorluk ve engellere rağmen.
Ve malûm siyaset ortamına rağmen.
İşte bu şartlarda, Risale-i Nur’a getirilen bandrol engeliyle devlet tekelinin kaldırılması yakın zamanda gazetenin şahs-ı manevî adına, onunla birlikte imza attığı tarihî başarılardan sadece biri.
Peki, eski dostun tabiriyle “Vallahi kimse kaale bile almıyor” ise, 6 gazetede birden o düzmece haberle Yeni Asya’ya hücum edilmesinin ve mukabelemiz üzerine geri adım atılmasının izahı ne?
Örnekler çok ve takip eden biliyor.
Etmeyip kafasını kuma gömenler ise...
“Hedef ‘Atatürk milliyetçiliğine bağlı’ ifadesini anayasadan çıkarmak” iddiasında bulunan Cumhuriyet gazetesi “O ifade kalmalı” mı diyor?!
Hasan Cemal: Bu ülkede herkes Atatürk milliyetçisi olmak zorunda mı? Ayrıca Atatürk milliyetçiliği nedir ki? Tarifinde anlaşmak mümkün mü?
Özdemir İnce, Yılmaz Öztuna, Mustafa Çalık ve Engin Ardıç Atatürk milliyetçiliği için ne diyor? (Müflis Proje Kemalizm kitabımız, s. 45 vd)