Merhum Demirel’in birinci vefat yıldönümühde İslamköy, Isparta ve Antalya’da organize edilen anma programları anlamlı mesajlar verdi.
Çalcatepe’deki kabri başında “devlet töreni” adı ve resmî zevatın da katılımıyla yapılan merasim, rutin, ruhsuz ve soğuk devlet seremonilerinden son derece farklıydı. Kur’an’dan aşirler ve eski DİB Mehmet Nuri Yılmaz’ın duası programın ana gövdesini oluşturuyordu. Diğer kısımlar bu gövdeyi zedelemeyen detaylar olarak gerçekleşti.
Toplumun her kesiminden insanların katılımı da merasimi halk törenine çevirdi ve Demirel’in halk adamı kimliğini tescil etti. Akşam Şevket Demirel için okutulan 40. gün mevlidi, İslamköy semalarını bir kez daha çınlatan aşirler ve açık alanda 5 binden fazla kişiye verilen iftar da bu manayı pekiştirdi
Anma programına katılan binlerce insan, müzedeki fotoğraflarda millet ve ülke hizmetine adanıp dolu dolu yaşanmış bereketli bir ömürden kareler yansıtan görüntüleri; Demirel’in evindeki resimlerde ise mütevazi ve bahtiyar bir ailenin, Hacı Yahya Dayının ve Ümmühan Ananın serencamını incelediler.
Cuma’dan sonra, imzasını taşıyan eserlerden biri olan Süleyman Demirel Üniversitesi ile ertesi gün Konyaaltı Belediyesindeki panel ve sergilerde Demirel’in halkın içinden çıkmış bir siyaset ve devlet adamı olarak millete, ülkeye, demokrasiye, eğitime, kalkınmaya yaptığı hizmetler bir nebze anlatıldı.
20 yıl özel doktorluğunu yapan Aylin Cesur’un “Demirel inançlı ve ibadetlerini yapan bir insandı” sözünün altını özellikle çizelim.
Ispartalılar Derneğince organize edilen Antalya panelinde söz alarak 1985’te tanıştığımız Demirel’le Köprü mülâkatları vesilesiyle 12 Eylül’e karşı verdiğimiz mücadeleyi, İslam, demokrasi, laiklik bahislerindeki fikir alışverişlerimizi özetleyip bunları kitaplaştırdığımızı ve bu kitabın demokrat misyon için temel bir referans ve kaynak eser olduğunu belirttik. Önceki müdahaleler gibi şimdiki sıkıntıları da aşmak için demokratların ayağa kalkıp şahlanması gereğini dillendirdik.
Dileriz, son program bunun startı olur.
Son bir anekdot: Sohbet ettiğimiz Koruma Müdürü Şükrü Çukurlu’nun ilginç ve anlamlı bir farka dikkat çeken “Öncekiler devlet arazisinde ve devlet imkânlarıyla yaptırılan mezarlarda, Demirel ise kendi toprağında yatıyor” sözünü de aktaralım.
Demirel’le 42 Ülke kitabımıza konu olan dış gezilere birlikte gittiğimiz CB Basın Başdanışmanı Metin Yalman’a rahmet, ailesine sabır dilerim.
Bütün direniş ve engellemelere rağmen MHP’de değişimin önü açıldı gibi. Dileriz, bu gelişme siyasetin genelinde de yenilenmenin yolunu açar.
AKP içerideki eğitimi halletti, Maarif Vakfıyla yurtdışına el altı. Bakan “Evrensel kriterlere uygun eğitim vereceğiz” dedi. Biz de inandık!