Dün bahsettiğimiz Gezici araştırmasından sonra MAK Danışmanlık Şirketinin de “Toplumun din algısı ve dine bakışı” konulu bir araştırması yayınlandı.
50 il ve 211 ilçede 5400 kişiyle yüz yüze görüşülerek yapılan araştırmada çıkan sonuçlar, Gezici’ninkilerle paralellik arz ediyor:
Her gün beş vakit namaz kılanlar yüzde 24, Cuma namazını kılanlar 31, bayramdan bayrama kılanlar 15, hiç kılmayanlar 12.
Camiye gitme sıklığı: Yüzde 12 “hiç,” 14 “her gün,” 30 “Cuma’dan Cuma’ya.”
Ramazan ayında oruç tutanlar yüzde 52, tutmayanlar 22, birkaç gün tutanlar 16.
“Hacca gitmek ister misiniz?” sualine “evet” diyenler yüzde 75, “hayır” diyenler 15.
“Arapçasından Kur’an’ı okuyabiliyor musunuz?” sualine verilen cevaplar: yüzde 25 “Hayır, bilmiyorum;” 20 “Küçükken okuyordum;” 24 “Çok iyi değil;” 16 “Evet.”
“Öldükten sonra dirileceğimize ve bir hesap âlemi (ahiret) olduğuna inanıyor musunuz?” sualine verilen yüzde 81’lik “Evet, inanıyorum“ cevabına mukabil yüzde 4’lük “Hayır, inanmıyorum” ve yüzde 9’luk ‘İnanıyorum, ama şüphelerim var” cevaplarının, bizleri özellikle düşündürmesi lâzım.
İnanmayanlar neden inanmıyor, inandığı halde içinde şüpheleri ve soru işaretleri olanların bu istifham ve soruları nasıl giderilecek ve inandığını söyleyenlerin bu inancı ibadetlerine niye yeterince yansımıyor?
Keza “Hangi sıklıkta dua edersiniz?’ sorusuna yüzde 74 “sürekli” diye karşılık verirken, devamlı namaz kılanların oranı neden bu rakamın üçte birinde kalıyor? “Zaman zaman dua ederim” diyenlerin yüzde 14’e çıkması, yüzde 3’ün de “Hiç dua etmem” cevabı vermesi, iman noktasındaki problemin ciddiyet ve önemini bir defa daha önümüze koymuyor mu?
Toplumda ahlakî çöküntü olduğuna inananların oranının yüzde 65’e ulaşması ise, iman ve amel cihetinde kayda değer eksikleri olsa da, insanlarda fıtratın yine hükmünü icra ettiğini gösteren manidar bir işaret.
Ve nihayet, toplumun dindarlaştığına inananlarla inanmayanların 41-42 gibi kritik bir dağılım ortaya koyması, zihinlerdeki kavram kargaşasının çarpıcı tezahürü olsa gerek.
Sonuç: İman hizmetine devam...
tweet 1- Risalelere devlet tekelinin iptali ve dershanelerin kapatılmasına red. AYM’nin bu iki kararı, hukukun herşeye rağmen ölmediğinin işaretleri.
tweet 2- AYM: Devlet tekeli düşünce ve ifade özgürlükleri ile mülkiyet hakkının, dershanelerin kapatılması eğitim ve özel teşebbüs haklarının ihlali.
tweet 3- Temel hakları ihlal eden yasal düzenlemeler AYM’den döndüğüne göre, iktidar artık bu tür yanlışları sürdürmesin, yaptıklarını da geri alsın.