"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hukuksuzluklar silsilesi

Kâzım GÜLEÇYÜZ
22 Haziran 2017, Perşembe
Adalet Bakanlığının “50 binden fazlası tutuklu” dediği ve “silahlı terör örgütü üyeliği” ile suçlanan insanlara yaklaşım tarzı ve yapılan farklı muamele baştan sona hukuksuzluklarla malûl.

Bir defa çoğu dayanaksız şüphe ve ihbarlarla tutuklanan bu insanlara, daha yargılanmadan peşinen suçlu gözüyle  bakılması en başta masumiyet karinesinin ihlâli.

Eğer suçlamalar sağlam delillerle ispat edilemeyip de yargılama sonucunda beraat ederlerse, bunun telafisi var mı?

Keza cemaat mensubu olanların tamamına “örgüt” üyesi gözüyle bakılıyorsa, bu da çok yanlış. Cemaat ayrı, örgüt ayrı.

Cemaat tabanında olduğu için sırf bu sebeple içeri atılanların darbeyi planlayıp gerçekleştirdiği iddia edilen örgüte de üye oldukları varsayımı hukuka uyar mı?

Diyelim ki, içlerinde böyleleri de olsun, ama suç da, ceza da şahsîdir. Bu anlamdaki “irtibat ve iltisak” şüpheleri genelleştirilerek herkese teşmil edilebilir mi?

Kaldı ki, tutuklananların içinde cemaatle hiçbir alâkası olmayan birçok kişi de var.

Velhasıl, her fırsatta gündeme getirilen 249 şehidin hesabını hiç ilgisi olmayan kişilerden sormaya kalkan bir linç mantığının hukuk devletinde asla yeri olamaz.

Peki, aynı ithamlara maruz 105 bini aşkın kişiden hemen hemen yarısının tutuklu, yarısının tutuksuz yargılanıyor olmasının mantığı, gerekçesi ve ölçüsü ne?

Tutuklu olanlara yapılan negatif ayrımcılıklar da hukuksuzluklar silsilesinin bir diğer halkası. Açık ve kapalı görüşlerle telefon görüşmelerinden başlayıp gazete ve mektup haklarına kadar uzanan bir dizi keyfî kısıtlama ve engelleme söz konusu.

Kanunun öngördüğü ve terör, cinayet, gasp, hırsızlık, uyuşturucu, tecavüz... gibi suçlardan hükümlü ve tutuklu olanların istifade edebildiği pek çok hak, f.ö suçlamasıyla içeri atılanlardan esirgeniyor.

Dahası, Nur gibi çiçeği burnunda gelinler, yeni doğum yapmış anneler, ağır hasta yaşlılar, duruşma için adliyeye veya muayene için hastaneye götürülüp getirilişlerinde, en az üç jandarma eşliğinde, elleri kelepçeli vaziyette terörist muamelesine tâbi tutularak aşağılanıyor.

“Herşey hukuk içinde” mavallarıyla...

***

Bylock iddiası kaynaklı haksızlıklar ayyuka çıkmışken AYM’nin bunu görmeyip uzun tutukluluğa onay vermesinin tek yorumu var: İç hukuk bitti!

Darbecilerin Bylock'u kullanması delil sayılıyorsa o zaman bu mantık Whatsapp için de işletilsin! 15 Temmuz'da onu da kullananlar olmuştu!

 

Tutukluların kanunî haklarını gasp edenler suç işliyor - http://www.yeniasya.com.tr/video/tutuklularin-kanuni-haklarini-gasp-edenler-suc-isliyor_435852

Okunma Sayısı: 8295
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ali

    22.6.2017 13:47:03

    16 yıllık öğretmendim. 10 aydır oldu ihraç edileli. Şu anda eşimle beraber parayla başkasının evini temizliyoruz. Eden bulurmuş. Tez zamanda inşallah.

  • Özcan ERKİŞ

    22.6.2017 12:36:08

    (5) Yargıya "hakaret ve tehdidi" elbette ve katiyyen biz de kabul ve tasvip etmiyor ve yapmıyoruz da. Fakat Adalet Bakanının yargı için "ELEŞTİRİYİ ASLA HAK ETMİYOR!" sözü sorunlu. Haksız ve hukuksuz yargı fiillerini usulü dairesinde elbette eleştirecek hatta itiraz edeceğiz ki, adalet yerini bulsun. Yoksa bugün "adalet" pankartları ile yollara düşen insanlar, yargının "adaletsiz" icraatlarını alenen eleştirmek ve itiraz ederek maksadıyla ve "adalet" talebiyle yollara düşmediler mi? Hem dünkü Yeni Asya'nın manşetten verdiği "Hakimden skandal cevap!" haberinde de bir hakimin söylediği "Dosya benim için önemli değil!" sözü Adalet Bakanını resmen TEKZİP etmektedir. İşte Yargının hali budur! Söze mi fiile mi inanalım? Ziya Paşa boşuna dememiş : "Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz/ Görünür şahsın rütbe-i aklı eserinde." Eser de ortada! Görünen köy kılavuz ister mi?

  • Özcan ERKİŞ

    22.6.2017 12:16:11

    (4) Yargıya müdahale ve baskının hatta emir ve talimatın, alenen 80 milyonun huzurunda ve meydan mitinglerinde yapılacak hali yok değil mi? Mesela, "hesabını verecekler!" yahut "acı akıbetten kurtulamayacaklar!" veya adalet için yürüyenleri kastederek "Yargı çağırırsa hiç şaşmayın!" veyahut "onu öyle bırakmam!" mesela bir zamanlar Ergenekon davası için kullanılan "Savcısıyım!" v.s. beyanları Yargı dışında, makamı ne olursa olsun bir şahıs söylüyorsa bu sözler ne anlama gelmektedir sorgulamak gerekmez mi? Bugün okuduğum bir haber gerçekten komik ötesi. Adalet Bakanı diyor ki, "Türk yargısı her türlü takdiri hak etmektedir. Ama hakareti, ELEŞTİRİYİ, tehdidi asla HAK ETMEMEKTEDİR.. Çok net söylüyorum; TÜRKİYE'NİN YARGISI AB ülkelerinin YARGISINDAN DA, ABD'nin YARGISINDAN DA daha ADALETLE HÜKMEDEN, DAHA DOĞRU KARARLAR VEREN bir YARGIDIR. Ben bunu siyaseten söylemiyorum, ben bunu İNANARAK SÖYLÜYORUM" demiş. (Diken,22.6) Pes doğrusu! Öyleyse ben de Türkiye denen bu ülkede yaşamıyorum!

  • ramazan

    22.6.2017 11:49:34

    Darbecilerin Bylock'u kullanması DİYE BİRŞEY OLAMAZ .çünkü çok önce kullanımdan kalkmıştı. bylockta ne yazışmalar var onlar önemli.Suç içeriyor mu

  • Özcan ERKİŞ

    22.6.2017 11:47:32

    (3) Her vesileyle her yerde 15 Temmuz melaneti ve 249 şehit üzerinden; toplumu ayrıştıran ve yine toplumun bir kesimini hedef alan adeta lince tabi tutan toptancı bir anlayışla (ki bu kesimin 'cemaat' olduğunu artık herkes biliyor) mesajlar verilmektedir. Mesela, dün partili CB, STK'lara verdiği iftarda aynı minval üzere açıklamalar yapmış.(Yeni Asya,22.6) Yine 15 Temmuz, yine şehitler, yine kin, nefret ve intikam mesajları! Yine hem hakim hem savcı hem mahkeme olma ve karar verme söylemleri. Yani "Yargısız infaz." Biz masum, mağdur ve mazlumların hak ve hukukunu istiyor, adalet talebinde bulunuyoruz. 15 Temmuz melanetiyle ülkede zulüm kapılarını ardına kadar açan diktacı, darbeci, cuntacı ve komitecilerin cezasını bu ülkenin -varsa- bağımsız ve tarafsız mahkemeleri verecektir. Hür. medeni ve demokrat dünya bizim nutuklarımıza değil hukuk, adalet, hürriyet, demokrasi, insan hak ve hürriyetleri gibi hususlardaki fiillerimize bakıyor. Biz de öyle..

  • ramazan

    22.6.2017 11:46:17

    Güzel ülkemde çalışan, düşünen, üreten, işinin hakkını veren 100 bin insan görevden ihraç edildi. Ama bu yetmedi anlaşılan şimdi de özgürlükleri ellerinden alınarak birer birer getiriliyor cezaevlerine. Yani ülke bu insanlardan temizlenirken (!) cezaevleri de dolup taşıyor. Gerçi cezaevlerindeki görevliler bu kadar tertipli, düzenli, temiz, saygılı, kültürlü insanı bir arada görmenin memnuniyeti içindedirler.

  • Özcan ERKİŞ

    22.6.2017 11:25:07

    (2) Yargının bu kadar siyasallaştığı, siyasetin vesayeti altına girdiğini biz değil, eylem (fiil) ve söylemleri (sözleri) ile kendileri söylüyor. Mesela, dün manşetten verdiğiniz bir hakimin "Benim için dosyanın önemi yok!" sözü ne anlama geliyor? Hakim dosyaya bakmayacaksa neye bakacak ve neye göre karar verecek? Daha başka misallerini mağdur mektuplarında okuyoruz. Tam bir "hukuksuzluk" dönemidir yaşanan. Mağdur başvurusuna AİHM'den red ve AYM'den red kararı çıkıyor. Adres OHAL Komisyonu. Yani çalışmayan bir Komisyon. Yüksek Mahkemelerin bile halletmediği bir meseleyi adı üstünde "OHAL Komisyonu" halledecek öyle mi? Şahsen ben inanmıyorum. Mağduru biraz daha mağdur etme, oyalama ve bilhassa davaların uluslararası platformlara taşınmasını önlemeye matuf "taktik" hareketler olduğu kanaatindeyim. Yargı inşaallah bu kanaatimde beni yanıltır.

  • Özcan ERKİŞ

    22.6.2017 11:04:01

    Sayın Güleçyüz, hukuksuz ve keyfi uygulamaların netice verdiği mağduriyet ve zulümler, dahilde ve hariçte tescillenmesine ve tarihin arşivinde yerini almasına rağmen,hala -dediğiniz gibi- "her şey hukuk içinde!" mavallarına devam ediyorlar. İnanan inansın bizler katiyyen inanmıyoruz. Her şeyde bir hikmet ciheti var ki, bugünkü Mağdur Kürsüsünde mektubu yayınlanan bir öğretmen kardeşimiz, hapishanenin tıpkı Bedizüzzaman'ın dediği gibi "medrese-i Yusufiye" haline geldiğini anlatmış. Artık içerdeki mazlumlar ile dışardaki bizler de bir kez daha anlıyoruz ki, ortada reddi, inkarı ve gizlenmesi mümkün olmayan, görmezden gelinmeyecek (gelenler utansın) bir hukuksuzluk, insan hak ve hürriyetinin gasbı olayı yaşanmaktadır. Ne vakit? Siyasal İslamcı ideolojinin 15 yıllık iktidarında! Bilhassa "Siyasal İslamcı" ideolojisine vurgu yapmamız yadırganmamalıdır. Zira başında "İslam" da olsa, "ideoloji" olması hasebiyle diğerlerinden "hiç farkının olmadığını" bizzat yaşayarak tecrübe ettik ve gördük.

  • Selçuk Arıcı

    22.6.2017 06:57:34

    Yanlış bir durum var. Darbeci askerler Bylock kullanmadı. Bütün yazışmalar Whatsapp üzerinden yapıldı.

  • Ali Tüylü

    22.6.2017 04:03:32

    Savcı, gözaltına alınan hakim arkadaşına diyor ki :Darbe olsaydı darbecilerin talimatlarına uyardın diyor. Arkadaşı, nerden biliyorsun deyince. Öyle hissettim diyor savcı bey. ve tutuklanıyor hakim. Eğer bu mahkemeler de hissetmelere göre yapılırsa vay ki vay haline bu milletin. Bir de şunu sorayım. Darbe olsaydı(çok şükür ki olmadı) darbecilerin talimatlarına uymayacak hakim savcı çıkar mıydı acaba. Yok çıkmazdı ki çıkamazdı eee bu durumda tüm hakim ve savcılar makul şüpheli mi oluyor.

  • Ali Tam

    22.6.2017 02:38:55

    Adalet Zalimin tasarrufuna gecerse Zalim ortada Adalet birakmaz... Makalede bahsi olunan mahpuslar, maznunlar, masumlar icin ADALET yok. Bunun hesabi ona buna sorulmaz devletin basina sorulur; yani siyaseten ve hukuken simdi en yetkili Cumhurbaskanina sorulur.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı