"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hukuk tanımazlığın risale siyaseti

Kâzım GÜLEÇYÜZ
14 Ocak 2015, Çarşamba
AYM’de iptali ve yürürlüğünün durdurulması istenen bir kanun maddesine istinaden çıkarılan hükümet kararnamesiyle yetkili kılınan Diyanet’e, bu tartışmalı ve her an geçersiz hale gelebilecek yetkiyle yaptırılan tasarruf yeni tartışmalara sebebiyet verdi.

Hatırlanacağı gibi, yazın torba kanuna tıkıştırılan ve risale basımını devlet tekeline alan madde, yeni Cumhurbaşkanının, ilk icraatı olarak 12 Eylül’de attığı imza ile onaylanıp Resmî Gazete’de yayınlandıktan sonra, CHP tarafından, iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle Anayasa Mahkemesine götürülmüştü.

Başvuruyu âcilen değerlendiren mahkeme; 24 Kasım’da gündemine aldığı maddeyi, torbadaki itiraz konusu diğer maddelerle beraber esastan görüşme kararı verdiğini duyurdu.

O günden bu yana, verilecek kararın beklendiği bir belirsizlik sürecine girilmiş durumda.

Normalde, hukukî gerekçelerle itiraz edilen bir düzenlemeyle ilgili olarak yeni bir adım atmak için, itiraz sürecinin sonuca bağlanması ve mahkeme kararının beklenmesi icab eder.

Ama hükümet böyle yapmadı; tam tersine, söz konusu maddenin uygulanmasına yönelik bir kararname çıkararak, risalelerin neşri yetkisini Diyanet’e verdi. Eserlerin temsili ve işlenmesi gibi muğlak ve yoruma açık hususları da kapsayan bu yetki çerçevesinde, yayını Diyanet iznine bağlanan kitaplara Namaz Tesbihatı, Cevşen gibi dua ve virdler de dahil edildi.

Bu kararnameye karşı da Yeni Asya olarak biz 2 Aralık günü Danıştay’da dava açarak iptalini ve yürürlüğünün durdurulmasını istedik.

Sonra Diyanet, Risale yayıncıları ile bir toplantı yaparak konuyu müzakereye açar gibi oldu. Toplantıda verilen mesajlar, Diyanet’in kurum olarak eserleri basmasının zaman alacağı, neşir yetkisinin vakıf benzeri başka bir kuruma devrinin de düşünülmediği yönündeydi.

Başkan Görmez, risalelerin lügatçeli, ayet-hadis mealli ve dipnotlu olarak yayınına yöneltilen itirazlara katılmadığını da ifade etti.

Ama gelinen noktada, risale basım yetkisinin bir yıllığına 6 yayınevine verilmesi ve sözleşmeyle birlikte, herhangi bir istişare ve müzakereye imkân ve fırsat verilmeden, “birileri”nce uygun bulunan lügatçesiz-mealsiz-dipnotsuz metnin dayatılması, Diyanet’i de aşan bir iradenin devreye girdiğini düşündürüyor.

Oldu-bitti ile uygulamaya konulan bu dayatmanın siyasî boyutları da ayrıca tartışılacak.

Hukuk tanımaz bir siyaset anlayışının risaleleri nasıl alet ettiğinin örneği olarak da anılacak.

tweet- Sözleşme yapılan 6 yayınevine, ekte sunulduğu bildirilen cd ile hangi risale metni dayatıldı? Bu metin hangi istişare zemininde belirlendi?

Okunma Sayısı: 4545
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ahmedow

    14.1.2015 11:28:27

    Medar-ı ibrettir ki; burada Risâle-i Nur serbest okunup yazılırken, hilâf-ı adet, başta bu kış, yaz gibi gittiğini çok adamlardan işittim. Ne vakit bana ve Risâle-i Nur’a hücum edildi, yazdırılmadı, tatil oldu, gayet şiddetli bir kış başladığı gibi; Afyon’a şekva sûretinde yazılan hasb-i hal ve zelzeleleri Risâle-i Nur’un tatiliyle münasebettar gösterdiği cihetini inanmayanlara güya inandırmak için aynı taarruz zamanında başlayıp şimdiye kadar ara sıra hafifçe sarsar; îkaz ediyor diye işittim. Hem, ne vakit Risale-i Nur’a ilişilmişse, bir nevî umûmi korku başlamış görüyoruz. Demek bu vatanın belalardan muhafazası için Risâle-i Nur bir katî vesîledir. Madem böyledir, millet ve vatanı sevenler,Risâle-i Nur’u serbest bıraksınlar ve okusunlar ve okutsunlar. Emirdağ Lâhikası-I, s. 24.

  • Garib Doğu

    14.1.2015 09:05:51

    İnhisarın olumsuz uygulamaları ilk etapte ortaya çıktı 1-Şeffaf bir müzakerenin yapılmaması, 2-Bir yıllığına sözleşme yapılması, 3-Sınırlı sayıda yayın evlerine izin verilmesi, 4-Lügatçe,ayet-hadis meali ve dip notların kaldırılması, 5-Sınırlı sayıda Risale basımına izin verilmesi.Bu ilk etapta yapılanlar.Bundan sonra neler yapılacak tahmin edilebilir.

  • Eyüb BAYAZİT

    14.1.2015 08:49:59

    -Bediüzzaman Said Nursi'nin vasiyeti yerine getirilmiş oldu- Başlıklı tebrik metinleri yayınlayanlar ardından Zübeyyir Abi'nin mektuplarını yayınlaması ne muğlak bir çelişkidir? Bu nasıl bir müdakikliktir? Bu nasıl bir siyasi plandır? Sadeleşritilmiş cinayetler sonuçtan ve süreçten hiç etkilenmedikleri halde, kimi neyden kurtarmanın iftiharıdır bu yaşananlar?

  • CEMAL ÖZKAYA

    14.1.2015 08:33:08

    risalelerin devlet tekeline alınmasının yanlışlığını savunurken haklı olarak kararnamenin iptali için gerekli müracaatları yaparken mevcut iktidarla mücadele havasıda verilmemesi lazım. meşru olarak yapılan tüm mücadelenin yanındayım. ama kafa tutma olarak anlaşılabilecek üslubada ve davranışlarada dikkat etmek lazım diye düşünüyorum.

  • özdemiroğlu

    14.1.2015 07:24:52

    Risale-i Nur hizmetini inhisar altına almak isteyen zihniyet muvaffak olamayacak ve inşaallah bu( ister sinsice isterse zahir olsun) maksat iflas edecek ve hakk eninde sonunda tecelli, edecektir.Siyasal islamcılar ve müttefikleri Kemalistler istemeseler de!

  • necati

    14.1.2015 02:25:50

    Cok sinsi dessasca oynanan oyunlar ve nur talebelerini bolmek icin kurulmus tuzaklar. Cok dikkatli olmamiz gereken bir donemdeyiz. Bu problemin cozumunu dogru bi sekilde ancak nur talebeleri yapabilir. Hukumetten gelen her tavrin gercekten derin mahfillerde hazirlandigi cok acik ve net. Hakiki hic bir nur talebesi bu tuzaga dusmez. Yeterki Nurlara sahip cikmakta sebat edelim. Risaleleri kendi mali gibi sahip cikip nesretmek her nur talebesinin gorevidir. Usdat bu gorevi nur talebelerine vermistir. Vu her nur talebesi Usdat hz. Varisidir. Devletin tek eline ve keyfine birakilamaz. Dunyada da benzeri olmayan boyle bir uygulama surdulemez. Davada satsilmamak ihtilafa dusmemek onemli olan bu. Allah yardimini inayeti bizimmle olacaktir Insallah.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı