AYM’de iptali ve yürürlüğünün durdurulması istenen bir kanun maddesine istinaden çıkarılan hükümet kararnamesiyle yetkili kılınan Diyanet’e, bu tartışmalı ve her an geçersiz hale gelebilecek yetkiyle yaptırılan tasarruf yeni tartışmalara sebebiyet verdi.
Hatırlanacağı gibi, yazın torba kanuna tıkıştırılan ve risale basımını devlet tekeline alan madde, yeni Cumhurbaşkanının, ilk icraatı olarak 12 Eylül’de attığı imza ile onaylanıp Resmî Gazete’de yayınlandıktan sonra, CHP tarafından, iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle Anayasa Mahkemesine götürülmüştü.
Başvuruyu âcilen değerlendiren mahkeme; 24 Kasım’da gündemine aldığı maddeyi, torbadaki itiraz konusu diğer maddelerle beraber esastan görüşme kararı verdiğini duyurdu.
O günden bu yana, verilecek kararın beklendiği bir belirsizlik sürecine girilmiş durumda.
Normalde, hukukî gerekçelerle itiraz edilen bir düzenlemeyle ilgili olarak yeni bir adım atmak için, itiraz sürecinin sonuca bağlanması ve mahkeme kararının beklenmesi icab eder.
Ama hükümet böyle yapmadı; tam tersine, söz konusu maddenin uygulanmasına yönelik bir kararname çıkararak, risalelerin neşri yetkisini Diyanet’e verdi. Eserlerin temsili ve işlenmesi gibi muğlak ve yoruma açık hususları da kapsayan bu yetki çerçevesinde, yayını Diyanet iznine bağlanan kitaplara Namaz Tesbihatı, Cevşen gibi dua ve virdler de dahil edildi.
Bu kararnameye karşı da Yeni Asya olarak biz 2 Aralık günü Danıştay’da dava açarak iptalini ve yürürlüğünün durdurulmasını istedik.
Sonra Diyanet, Risale yayıncıları ile bir toplantı yaparak konuyu müzakereye açar gibi oldu. Toplantıda verilen mesajlar, Diyanet’in kurum olarak eserleri basmasının zaman alacağı, neşir yetkisinin vakıf benzeri başka bir kuruma devrinin de düşünülmediği yönündeydi.
Başkan Görmez, risalelerin lügatçeli, ayet-hadis mealli ve dipnotlu olarak yayınına yöneltilen itirazlara katılmadığını da ifade etti.
Ama gelinen noktada, risale basım yetkisinin bir yıllığına 6 yayınevine verilmesi ve sözleşmeyle birlikte, herhangi bir istişare ve müzakereye imkân ve fırsat verilmeden, “birileri”nce uygun bulunan lügatçesiz-mealsiz-dipnotsuz metnin dayatılması, Diyanet’i de aşan bir iradenin devreye girdiğini düşündürüyor.
Oldu-bitti ile uygulamaya konulan bu dayatmanın siyasî boyutları da ayrıca tartışılacak.
Hukuk tanımaz bir siyaset anlayışının risaleleri nasıl alet ettiğinin örneği olarak da anılacak.
tweet- Sözleşme yapılan 6 yayınevine, ekte sunulduğu bildirilen cd ile hangi risale metni dayatıldı? Bu metin hangi istişare zemininde belirlendi?