"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hukuk herkese lâzım

Kâzım GÜLEÇYÜZ
03 Ağustos 2017, Perşembe
Bu yazı 6.5 yıl kadar önce, 17.2.11’de bu köşede yayınlanmıştı:

Balyoz dâvâsındaki son tutuklamaları, dâvânın başlamasına birkaç gün kala heyet başkanının değiştirilmesine ve ilâveten, yapılan son düzenlemelerle yargının tamamen hükümet yanlısı hale getirildiği iddiasına dayandırarak o şekilde değerlendirenler mevcut.

Bunlara göre, gelişmeler “yandaş yargı” oluşturma sürecinde gelinen noktayı ve yargı “kale”sinin de ele geçirildiğini gözler önüne seriyor.

Tabiî, “kale” ve “ele geçirme” söylemi, aynı şeyin kendi açılarından da geçerli olduğu sonucunu beraberinde getiriyor, ama bu iddialarla ortaya çıkanlar işin o tarafına hiç temas etmiyorlar.

Öyle ya, bir yer “ele geçirilip zaptedilecek” bir “kale” veya “mevzi” olarak görülüyorsa, evvelâ bu işi önceden yapıp oraya el koyanlar, sonra da karşılarında, onlardan alıp kendi hakimiyetlerini kurmak isteyenler var demektir. O mantık ister istemez, kaçınılmaz şekilde bu sonucu doğurur.

Nitekim hukuku değil, devleti ve ideolojiyi önceleyen bir anlayışın yargıda da kendisini göstermesi, bunun bir tezahürü. Ve bunun bizzat muhatap olduğumuz çok ilginç örnekleri de var.

Geçtiğimiz yıllarda bir yazımızdan dolayı açılan dâvâda 10. Yıl Marşı’nı da kriter olarak gösterip tazminata hükmeden ve yakında AİHM’den dönmesini beklediğimiz bir kararda olduğu gibi.

Keza, 28 Şubat’ta Genelkurmay’dan irtica brifingleri alındıktan ve TSK’nın o günkü komutanının “İrticaya karşı gevşek davranıyorlar” ithamına muhatap olunduktan sonra gayrete gelinip, hedefteki kesimlere yönelik çok sayıda dâvâ ve mahkûmiyet yağdırılmasında gördüğümüz gibi.

28 Şubat’ın haksız uygulamalarını eleştiren ve 17 Ağustos depremini bu bağlamda bir “İlâhî ikaz” olarak yorumlayan Yeni Asya mensupları olarak, DGM’lere çıkarılıp yargılanmayanımızın kalmaması örneğinde yakînen yaşadığımız gibi.  

(Devamı yarın)

***

-Basın kartı 1 yılı aşkındır yenilenmeyen Musa Aydın’ın Haziran’daki 4. başvurusuna da BYEGM’den yine aynı cevap: “Değerlendirme aşamasında.”

 

-Musa Aydın’ın daha sonra BİMER’e yaptığı başvuruya verilen cevap da şu: “İlgili makamca cevap verildiği için ayrıca işlem yapılmamıştır!”

-Bu zulümler, haksızlıklar ve keyfîlikler daha fazla devam edemez, edememeli. Artık yeter. Herkes için hukuk ve adalet istiyoruz.

Okunma Sayısı: 6004
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan Erkiş

    3.8.2017 23:09:36

    ( 2 ) Türkiye Ergenekon ve Balyoz davaları ile darbecilerden hesap sorma tarihi fırsatı yakalamıştı. Fakat siyasilerin bazısı "Savcısıyım!" bazısı Avukatıyım! " demek suretiyle davayı politize ederek sulandırarak akim bırakmışlar ve tarihi fırsatı kaçırmışlardır. Sonra da iktidar cenahı, "kumpas ve aldatıldık "söylemi ile davanın hepten çökmesine sebep oldular. Böylece milletin hak ve hukuku da maalesef çöpe atıldı. Şimdi de asıl faillerden ziyade sıradan insanlardan hesap sorma gibi fevkalâde yanlış bir yol takip edilmektedir. 50 binden ziyade tutuklu, haksız, hukuksuz ve keyfî uygulamalarile mağdur edilmekte, zulme maruz kalmaktadır. Bu mağduriyeti bitirecek olan da yine bağımsız ve tarafsız hareket etme dirayet ve cesaretini gösterecek olan yargıdan başkası değildir. Mahkeme kadıya mülk değil. Hukuk herkese lâzım.

  • Özcan Erkiş

    3.8.2017 22:53:37

    Sayın Güleçyüz, siz hak,hukuk dedikçe bir muannid ve muktedir güç de "Hayır! Hukuk -yargı -şu an bize lâzım!"diyor. Ve OHAL devam ettiği müddetçe zannediyorum ki hak,hukuk ve adalet talepleri hep havada kalacak gibi. Zira yargı tam mânâsıyla tarafsız ve bağımsızlığını -gönüllü olarak - yitirdiğinden, âdil, cesur ve hür vicdanı ile hareket edemiyor. Oysa Cumhuriyet gazetesi davasında 7 tahliye veren yargının cesur davranışı diğerleri için emsal teşkil eder diye düşündük fakat yargı hakkında bir kez daha yanıldık. Yargıya olan güven kaybı sebepsiz değilmiş. Fakat hala ümitvarız. Adil, cesur, erdemli, vicdanı hür yargıçlar mutlaka vardır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı