12 Eylül 2010’da halk oyuna sunulan ve bilhassa AYM ile HSYK’da önemli değişiklikler öngören anayasa paketi “Üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü” söylemleriyle gündeme taşınmış; paket için seferber olan camia “Mümkün olsa mezardakileri bile kaldırıp oy kullandırın” sözünde ifadesini bulan olağanüstü bir kampanya yürütmüştü.
Sonuçta paket % 59’la kabul edildi.
AYM ve HSYK yeniden şekillendi. İlk başta işler yolunda gibiydi, ama birkaç yıl içinde herşey tersyüz oldu. Evvelâ MİT Müsteşarının Oslo görüşmeleri için “şüpheli” sıfatıyla ifadeye davet edilmesi, ardından 17-25 Aralık operasyonları, 11 senedir birlikte olan iktidarla camiayı keskin bir şekilde karşı karşıya getirdi.
Ergenekon ve Balyoz gibi davalardaki birliktelik de bozuldu; başlangıçta bu davaların savcısı olduğunu söyleyen iktidar bilâhare saf değiştirip düne kadar “darbeci” dedikleriyle beraberliği tercih etti ve “cemaat yargısı”na karşı tavır aldı.
HSYK seçimleri yenilenerek, “cemaat kadroları” önemli ölçüde tasfiye edildi.
15 Temmuz’dan sonra ise, benzeri görülmemiş hukuk dışı yöntemlerle gerçekleştirilen operasyonlarla “cemaat bağlantılı” kadroların üzerine gidilirken, cemaatle ilgi ve ilişkileri olmadığı halde bağımsız duruşlarını koruyan ve biat etmeyen isimler de hedefe konulup biçildi.
Masumiyet karinesi, savunma ve âdil yargılanma hakları, suç ve cezanın şahsîliği gibi herkes için geçerli olan evrensel kriterler hedeftekilerin tamamı için ayaklar altına alınıp çiğnenirken, bağımsız yargının en önemli dayanaklarından olan hâkim güvencesi de berhava edildi.
AYM, Yargıtay ve Danıştay üyeleri dahil, binlerce hâkim ve savcıya terörist ve darbeci muamelesi yapıldı. Ve aylardır hücre hapsinde tutulan bu insanlar, hâlâ mahkeme önüne çıkarılmayı bekliyorlar.
Yeni adıyla HSK ise, mahkemeleri ağır bir baskı altında tutuyor. Hoşa gitmeyen tahliye ve Bylock kararları veren hâkimleri ya açığa alıp haklarında inceleme başlatıyor, ya da başka yerlere sürüyor.
Yargının HSK sopasıyla sindirildiği bir yerde hukuk devletinden söz edilebilir mi?
***
Zulüm devam etmez. Allah imhal eder (mühlet verir), ihmal etmez. Alma mazlumun âhını, çıkar aheste aheste. Mazlumun âhı indirir şahı.
Bandrol engelini aştığımız gibi inşaallah mağduriyetleri de aşacağız - http://www.yeniasya.com.tr/video/bandrol-engelini-astigimiz-gibi-insaallah-magduriyetleri-de-asacagiz_433719
Nur’la yaptığımız bir periscope programı: İslam hükümdarlarından yargı bağımsızlığı örnekleri http://www.yeniasya.com.tr/video/islam-hukumdarlarindan-yargi-bagimsizligi-ornekleri_398876