Okuyucularımızla sohbetlerimizde zaman zaman “Her gün ayrı bir konu bulup yazı yazmak zor olmuyor mu?” sualine muhatap oluruz.
Bu soruyu “İşimiz bu olunca yazmak artık hayatımızın parçası haline geliyor ve zorluk çekmiyoruz; alabildiğine hareketli ve değişken gündemler de konu sıkıntısı çektirmiyor” diye geçiştiriyoruz.
Bir cihetiyle belki öyle. Ancak hadisenin bütününe bakıldığında işin bu kadar basit olmadığını da ifade etmek lâzım.
Gerçekten, hele Yeni Asya gibi bir dava ve misyon gazetesinde her gün yazmak kolay değil. Sürekli olarak fikren ve ruhen takviye edilip beslenmeyi, okuyup araştırmayı, gündemi dikkatle takip edip bizim için önem ve öncelik arz edenleri isabetle ayıklamayı, bilgi kirliliğini özenle süzmeyi, her halükârda şevk, moral ve motivasyonu canlı tutmayı gerektiriyor.
Bunun için programlı bir yaşayış düzeni ile sıkı bir hayat disiplinine ihtiyaç var.
Keza nazarları ve himmeti dağıtacak gereksiz, malâyani şeylere takılmadan hedefe odaklanan bir konsantrasyona.
Henüz 17 yaşındayken istişare babında gazete ve neşriyatla ilgilenme niyetimizi anlatıp tavsiyelerini sorduğumuz emektar bir Nur talebesi, günlük risale okumalarının önemine vurgu yapmıştı.
Devamlı “şarja bağlı olma” durumu.
Özellikle gazetecilik gibi afakî gündem maddelerini takip ve kovalamayı gerektiren yorucu ve stresli bir mesleğe hizmet adına intisap edenlerin buna bilhassa ihtiyacı var. Çünkü uğraştıkları iş, manevî bataryaların normalden daha hızlı şekilde deşarj olup boşalmasına yol açıyor.
Mesleğin tabiatından kaynaklanan zorluklara ilaveten, gerek özel âlemlerimizde yaşadığımız farklı haller, gerek müessese ve hizmet bünyesinde çoğu zaman eksik olmayan “muzır maniler” bu konuyu çok daha önemli hale getiriyor.
Ve biri bitip diğeri başlayan, bazan da iç içe sökün eden bu haller içinde her gün doğru tahlil ve mesajlar ihtiva eden, iç tutarlılığa sahip farklı bir yazıyla okuyucunun karşısına çıkmak gerçekten zor.
Her bir yazı ayrı bir sınav ve yazarın omuzlarına ayrı bir sorumluluk yüklüyor.
Davutoğlu (15.9.14): Menderes yollar, Demirel barajlar, Erdoğan millî iradeyi hakim kılmakla anılır, benim hedefim evrensel ölçekte demokrasi.
Davutoğlu gibi, her zaman Erdoğan’a siper olup kol kanat geren bir insan dahi bir çırpıda harcanıyorsa, yerinde gözü olanlar iyi düşünsün...
“Bulunduğunuz yere nasıl geldiğinizi unutmayın” ihtarına arka çıkanlar, aynı hatırlatma yarın kendilerine de yapıldığında hiç dövünmesinler.