"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Harf devrimi ve Osmanlıca

Kâzım GÜLEÇYÜZ
12 Aralık 2014, Cuma
Harf devriminin yapılış ve uygulanış biçiminin Türkiye’de tam bir “kültür kıyımı”na yol açtığı öteden beri söylenir.

Milleti bir gecede cahil bırakan bu inkılâbın diğer devrimlerle birlikte darbe anayasası ile koruma altında tutulması ve ilaveten devrimbazların bu konudaki en sakin eleştirileri dahi hiddet ve tehevvürle susturmaya çalışan saldırgan tavrı ise, bu tartışmanın demokratik ve olgun bir anlayışla yapılmasına izin vermez.

Bu anormal ve şizofrenik tepkiler, harf devriminden sonra Kur’an okutmayı ve öğretmeyi dahi yasaklayıp, halkı evlerindeki Osmanlıca kitapları yakmaya, gömmeye ve köşe bucak gizlemeye sevk eden yasakçı tavrın uzantıları.

Oysa bilhassa 2010’lar Türkiye’sinde artık böylesine ilkel bir yaklaşımın asla yeri olamaz.

Gelinen noktada, harf devrimini, gerek yapılış ve uygulanış tarzı, gerek yol açtığı sorunlar, gerekse bu devrimle “yeni Türk harfleri” diye dayatılan alfabenin eksikleri açısından sükûnet ve olgunlukla ele alıp tartışabilmeliyiz.

Nitekim Kürtçe tartışmasının gündeme gelmesinden sonraki süreçte “Q, X ve W harfleri de alfabeye eklensin” talepleri dile getirildi.

Demek ki, bu alfabe ihtiyaçlara yetmiyor.

Bunu söylemek, “Latin harflerini terk edelim ve tekrar eskiye dönelim” anlamına gelmez. Ama Kur’an harflerini ve Osmanlıcayı da öğrenmemiz, harf devriminin yol açtığı kültürel inkıtayı telafi açısından bir gereklilik değil mi?

Esasen Türkiye bu meseleyi yıllar önce aştı.

Kur’an’ı orijinal metninden okumayı öğrenmek ve çocuklara öğretmek için açılan Kur’an kursları ve elifba dersleri bunun yaygın örneği.

Keza Osmanlıca da tabu olmaktan çıktı, okullara seçmeli ders olarak konuldu, öğrenmek isteyenlerin katıldığı kurslara konu oldu.

Risale-i Nur başta olmak üzere bazı klasik eserlerin Osmanlıca metinlerinin dahi serbest olarak basılıp okunduğu bir noktaya ulaştık.

Hal böyle iken, 19. Millî Eğitim Şûrasında konunun bir kez daha “Seçmeli ders olarak okutulsun” teklifiyle gündeme gelmesi ve benimsenmesi, gereksiz bir tartışmaya yol açtı.

Devrimci ve laikçi reflekslerle ortaya konulan tepkiler ve bunlara cevaben başta Cumhurbaşkanının “İsteseler de, istemeseler de Osmanlıca öğretilecek” şeklindeki dayatmacı ve buyurgan söylemleri, konuyu anlamsız bir gerilim gündeminin odağı haline getiriverdi.

Çoktan çözülmüş bir meseleyi böyle ateşli bir kavgaya malzeme yapmanın ne gereği var?

Dahası, asıl olan, çocuklara okumayı sevdirmek değil mi? Hem yeni, hem de “eski” harflerle!

tweet- Rasih Nuri İleri: Atatürk döneminde İttihatçılar, yakın silah arkadaşları, sarıklı yobazlar, Nakşibendiler asıldı, ama hiç solcu asılmadı.

Okunma Sayısı: 3748
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ali yeşilkaya

    12.12.2014 17:48:59

    okullarda osmanlıca da öğretsen,din dersi de versen,risale-i nur da anlatsan MECBURİ OLAMAZ. insanlara zorla birşeyi kabul ettireceğini,toplumları zorla dindar yapabileceğini düşünmek! bu devirde hala mustafa kemal kafası. sadece bu namaz kılanı o kadar. aynı müstebit,tekadamcı,siyaseti için adaleti yokeden, devlet zoruyla milletin çocuğuna şekil verme heveslisi zihniyet.'yüzyılın bu başında küçükleri,öbür başında büyükleri'diyor ya üstad.aynı müstebid zihniyetin temsilcileri bunlar. kardeşim bırak seçmeli olsun,isteyen okusun.kimse de itiraz etmesin.sana ne elalemin çocuğundan.bunlar devletin zoruyla olacak işler mi?

  • celal can

    12.12.2014 10:17:24

    acele edilmiyormu?.ilk hızlı trene benzemesin biz yaptık oldu.daha sonra gördük neler olduğunu.osmanlıca şu an vacip mi ?yoksa risalei nurlar mı olmassa olmaz?çok emin değilim düşünüyorum.

  • CEMAL ÖZKAYA

    12.12.2014 10:03:26

    Arşivlerimiz nihayetsiz atalarımızla ilgili vesikalarla dolu, kapıları kapalı yüz yıldır o evrak çocuklar ne zaman gelip bunları okuyacak diye ağlıyor. Helal olsun sana Erdoğan, Bediüzzaman’ın bir büyük varisi sensin. Kur’an’a sahip çıktın okullara koydurdun şimdi Osmanlıca’ya sahip çıktın. Allah seni mahşerde Nebiyi Zişan ile haşretsin. risale haberde yazar kadrosundaki bir muhterem böyle diyor. bizde osmanlıcanın kavga malzemesi yapılmamasını diliyoruz. ortak noktayı nasıl bulacağız. öbür kardeşler böyle diyor biz böyle. allah sonumuzu hayretsin.

  • Murat Gündüz

    12.12.2014 09:10:29

    Doğru tespitler içeren bir yazı.

  • Ahmet Nazlıgül

    12.12.2014 08:41:23

    Yeni Asya ikinci sayfadaki üstadın yazıları osmanlıcası ile birlikte yayınlansa daha güzel olmaz mı?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı