"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hangi model: Bediüzzaman mı, M. Kemal mi?

Kâzım GÜLEÇYÜZ
13 Ocak 2015, Salı
Kanlı Paris provokasyonları sonrasında da ne yapıp edip, konuyu “Aranan çözüm M. Kemal modelinde” iddiasına bağlayan, gerçeklerden kopuk ve tuhaf yorumlara karşı, Bediüzzaman Modeli kitabımızdan bazı pasajları tekrar hatırlatmakta fayda gördük ki, çare aranan meselelerde asıl çıkış yolunun nerede olduğunu bir kez daha nazarlara sunmuş olalım:

Çalışmalarını iman temeli üzerinde milletin irşadında yoğunlaştıran; imanı akıl ve ilimle açıklayan; demokrasiye İslam adına sahip çıkan; laikliğin dünya ölçeğinde bir prensip olarak benimsenmesinin din için silahlı cihad devrini kapattığı içtihadında bulunan; buna mukabil yeni çağda cihadın manevî, fikrî ve ekonomik bir muhteva kazandığını belirten; devletle hiçbir şekilde çatışmaya girmeyen, ama onun adına yapılan dayatmalara teslim de olmayan; her hal ve şart altında barış ve asayişin muhafazası çağrısında bulunup şiddeti kesinlikle reddeden; din adına siyaset yapılmasını ve iktidar kavgası verilmesini asla tasvip etmeyen Bediüzzaman Said Nursî’nin hizmet modeli, Türkiye’yi hem çok büyük badirelerden korudu, hem de ülkemize çok şey kazandırdı.

Said Nursî, yeryüzünü küçük bir köy haline getireceğini çok önceden görüp dikkat çektiği globalleşme çağına girilirken, Müslümanları kimliklerinden taviz vermeden bu çağın gereklerini karşılayabilecek donanıma sahip kılmaya yönelik izah, irşad ve ikazlarda bulundu.

Aynı şekilde, insanlık âleminin kaydettiği sosyal gelişmeleri de dikkatle izledi, gidişatın varacağı yeri büyük bir isabetle öngördü, bunun sonucu olarak demokrasi, hak ve hürriyet kavramlarını samimiyetle sahiplendi.

İslam topraklarında yaşamış bir Müslüman mütefekkir olarak onun fikir ve yaklaşımları fanatik, dengesiz ve tahripkâr tavırların gerek İslam âlemini, gerekse insanlığı karşı karşıya getirdiği derin açmazların zorlanmadan aşılmasını sağlayabilecek güç ve derinliğe sahip.

Özellikle Amerika’yı vuran 11 Eylül saldırıları sonrasında dünyanın bir numaralı gündem maddesi haline gelen ”Batı-İslam çatışması ve medeniyetler savaşı” riskini ortadan kaldırıp, öteden beri devam eden sömürgeci ve hegemonyacı politikalara ilâveten, terör olayları ve onları bahane ederek gerçekleştirilen işgaller sebebiyle ciddî zarar gören İslam-Batı ilişkilerini doğru ve dengeli bir barış zemininde rayına oturtabilecek güçlü bir fikir temeli de Bediüzzaman modelinde mevcut. Dünya Bediüzzaman’ın Kur’anî mesajlarına muhtaç (s. 7-11).

tweet- Tiyatroda beklenen son perde: Risale basım yetkisi, bir yıllığına 6 yayınevine verildi. Yeni Asya'ya ise, sözleşmenin metni dahi verilmedi.

Okunma Sayısı: 3097
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • A.Derviş MANDIRACI

    13.1.2015 23:37:46

    Kur'anımızın Mealini sondan başa doğru tekrar dan okumaya başladım.Baştaki Bakara,Ali İmran gibi uzun ve Medinede inen sureler yerine Mekki surelerden başlamak sanki daha faydalı oldu. Hayalen Asrı Saadetin ilk yıllarına gitmiş oldum.Bazen iki-üç meali yan yana koyup düşünce ufkumu genişletmeye çalışıyorum.KISA süreli de olsa Sahabe atmosferini teneffüs etmek farklı tefekkür dünyasına neden oluyor.En güzeli evirip çevirmeden dosdoğru anlama kilitlenmek.İşte o zaman Hüsran içinde olan İnsanları(Nüfus cüzdanında İSLAM yazan ve işlerine geldimi Dinden-İmandan bahseden) daha net görebiliyorsunuz.Siz de tecrübe ediniz.Bir şey kaybetmez aksine kazanırsınız.

  • Hüseyin İLHAN

    13.1.2015 18:19:48

    Şahsi kanaatim şu;Bir elin parmaklarını geçmeyen hayattaki ağabeylerin ve yıllardır ihlas ile risalei nurları neşredenlerin halisane hizmetleri ile sadeleştirme başta olmak üzere tüm ihtilaflı meselelerde müzakereler ile ortak yol bulunması,bunun için kirli,hırsız hamisi,soyguncu,yolsuzluğuna fetva alan haramilere teslim edilmesi hangi iz'an,vicdan ve insaf sahibi nur şakirtlerinin hoşuna gider.

  • Garib Doğu

    13.1.2015 16:45:32

    Yorumların bir kısmına bakıyorum da hayretten hayrete düşüyorum.Kardeşlerin bir kısmı çok dar pencereden bakıyorlar.Bir kısmı da tekel işinin vahametinin farkında değiller.Üstat, açık ve net olarak,Hak ve Hakikat,Kur'an ve islamiyet inhisar altına alınamaz diyor.Devlet ise tekele aldı.Ve ilk icraatlarında basım miktarına sınır koydular.Bu ilk tasarruf.Bundan sonra tekele alanlar, bütün Risale-i Nur üzerinde istedikleri tasarrufu yapabilirler ve yapacaklar.İş Nur talebelerinin kontrolundan çıkmış.Tekelcilerin insafına bırakılmış.Bakalım bu nereye kadar gider...

  • Turgay Namdar

    13.1.2015 16:01:04

    "Hiçbir bahane ve mazeret başarının yerini tutamaz." diyen Nadir kardeş. Öz malını devlet kontrolünde ve 1 yıl sözleşme imzalayarak ve sınırlı sayıda basabilmek başarı mıdır? Buna ölümü gösterip sıtmaya razı etmek denir. Yeni Asya her zamanki gibi meşveretin kerametiyle yine isabet etmiştir.

  • Nadir Hatipoğlu

    13.1.2015 15:30:42

    Meselenin başından beri her fırsatta makul çözüm yerine muhalefetçi bir tavır sergileyen, telif kanunu tasarısının ve bakanlar kurulu kararının iptali için kampanya yürüten gazetemizin maalesef basım yetkisi alamamasında yada almak için Diyanetle uzlaşmaya yanaşmamasında acaba kim sorumludur? Hep başkalarını sorumlu tutarak nereye varabiliriz? Hiçbir bahane ve mazeret başarının yerini tutamaz. Kendi düşen ağlamazmış!

  • CEMAL ÖZKAYA

    13.1.2015 13:05:26

    yeni asya ne iyi etmişde çavdari kardeşin dediği gibi bir tasarrufta bulunmuş.o abilerede helal olsunki üstadın müsaadesini en güzel şekilde değerlendirmişler. bu arada bunu bilmiyordum. öğrendim. teoman veçavdari kardeşe teşekkürler.

  • çavdari

    13.1.2015 12:59:48

    Teoman kardeşe: ..anlaşıldı ki, inâyet var ve şu risaleye ihtiyaç var. İnşaallah sahih bir surette yazılmıştır. Şayet bazı elfâz-ı hadisiyede veya râvilerin isminde bir yanlış bulunsa, tashih edilerek müsamaha ile bakmalarını ihvanlarımdan rica ediyorum. Said Nursî http://www.risaleara.com/oku.asp?id=897&a=elfaz-%FD%20hadis Bu satırlardan Üstadın izin verdiği hususlarda Nur talebelerinin "meşveret"le tasarrufta bulunma hakkına sahip olduğu anlaşılıyor. Tenkit ettiğin konudaki tasarruf meşveretle yapılmış. Hatta Fırıncı abiye de sorulmuş o zaman. O da aynı yönde kanaat belirtmiş. Bir özür diler misin?

  • A. Demir

    13.1.2015 12:03:17

    (Abdulkadir Badıllı, Risale-i Nur’un Kudsi Kaynakları, s: 458) "Bu durumda bize göre; her ne kadar siyer ve tarih kitapları, Hz. Peygamber'in Hicret hâdisesinde tahassun ettikleri "Gâr-ı Sevr"dir diye, yani Sevr Mağarası mes'elesinde ısrar ediyorlarsa da.. "

  • Turgay Namdar

    13.1.2015 10:02:32

    Teoman Keskin ne demek istediğini anlamakta zorlanıyorum. Devletin Risale-i Nur konusunda Yeni Asya'dan daha hassas olduğunu mu iddia ediyorsunuz. Bunu söylerken kendiniz inanıyor musunuz? Ağzınızdan çıkan sözün sizi ruz-i mahşerde mahkum etmesinden korkmuyor musunuz? "Utanmıyorsan dilediğini yap."

  • TEOMAN KESKİN

    13.1.2015 09:40:05

    Sayın Güleçyüz, Hz.Üstad'ın örümcek mucizesinin HİRA MAĞARASI'nda olduğunu tasrih ettiği 19.Mektuptaki orijinal ifadeleri YENİ ASYA NEŞRİYAT'ın bastığı Mektubat'ta tahrif edilerek SEVR MAĞARASI olarak halen yer aldığı ne kadar görülebilirse o nisbette Risale-i Nur'ların Basımının DENETİMLİ olmasının hikmeti de anlaşılabilir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı