"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hâkim ve savcılara empati eğitimi

Kâzım GÜLEÇYÜZ
20 Aralık 2017, Çarşamba
Hâkim ve savcılara empati eğitimleri verildiğine dair haberin birçok yönüyle değerlendirilmesi gerekiyor.

Öncelikle ifade edilmesi gereken husus şu: 

Demek ki, gerek yargılama süreçlerinde yaşanan kimi haller, gerekse alınan bazı kararlar yargı camiasında rahatsızlık doğurdu.

Bunlar sadece haberde geçtiği üzere taciz, çocuk istismarı ve kadına şiddet olaylarında değil, gündemin ilk sırasındaki f.ö davalarında da geçerli. Malûm sebeplerle açıkça ifade edilemese dahi bu böyle.

Belli ki, karşı karşıya olunan tablodaki, evrensel hukuk prensiplerine uymayan, vicdanlara sığmayan ve içe sinmeyen bazı durumlar, yetkilileri çare arayışına yöneltti.

Empati eğitimlerinin, özellikle mesleğe yeni başlayan hâkimlere yönelik olduğu, ama ileri yaştaki bazı hâkim ve savcıların da bu eğitimden geçirildiği belirtiliyor.

Bu da hukuk fakültelerinde verilen dört yıllık eğitimin mutlaka masaya yatırılması gereğine dair öteden beri dile getirilen çağrıları bir defa daha gündeme taşıyor. Orada verilemeyen, kurslarla mı verilecek?!

(Burada, Avukat Kadir Akbaş’ın Yeni Asya Vakfındaki “OHAL ve insan hakları” panelinde seslendirdiği “Son dönemde hiçbir tecrübesi olmayan 22-23 yaşındaki yeni mezun hâkimler ağır ceza mahkemelerinde görevlendiliyor” tesbitini de hatırlayalım.)

“Özellikle genç hâkim ve savcılara insanî vasıfları, güzel ahlâkı kazandırmak ve topluma daha kaliteli hizmet sunmalarını sağlamak” olarak ifade edilen hedefler ise, fakültenin de ötesinde bütün eğitim süreçlerini ve safahatını kapsayan boyutlarıyla çok daha düşündürücü.

Gerek genç, gerekse bazı ileri yaştaki hâkim ve savcılardan empati eğitimine alınanların insanî vasıflar ve güzel ahlâk noktasında eksikleri mi var ki, böyle bir eğitimle tamamlanmasına çalışılıyor?

Topyekûn bir eğitim sistemi o insanî vasıfları ve güzel ahlâkı kazandıramıyor mu ki, empati kurslarından medet umuluyor?!

Peki, o eksiğin bu eğitimlerle telafisi mümkün mü? Ve insanî ve ahlâkî değerler açısından sıkıntılı kadrolara tevdi edilmiş bir yargıya ve o yargıyla adaletin sağlanacağına güven duyulabilir mi?!!

Gerçekten endişe verici bir tablo...

Eskişehir Nur hizmetinin temel direklerinden Kadir Tuncay’ın da vefat haberini aldık. En son kitap fuarı için gittiğimizde görüşmüş ve İstanbul’da buluşmak üzere sözleşmiştik. Tekrar görüşmemiz berzah âlemine kaldı. Allah rahmet eylesin. Ailesinin ve Nur cemaatinin başı sağ olsun.

 

Rusya’da bazı yerlerde Risale-i Nur yasağı gündeme geldiğinde merhum Büyükelçi Karlov eserleri bizzat okuyup Moskova’ya müsbet rapor göndermişti. Karanlık güçlerin maşası katili üzerinden Nur cemaatine yönelik uyduruk senaryolar üretenler boşuna uğraşmasınlar, birşey bulamazlar.

Okunma Sayısı: 5219
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp-2

    20.12.2017 11:50:14

    Ayrıca, Topal Hafız lakaplı Ali Osman Karahan ile ilgili manşet, yazı ve haber vasıtasıyla adalete davetiniz netice vermiş ve tahliye edilmiş olmasından dolayı Yeni Asya'ya bir kez daha teşekkür ediyoruz. İnşâallah en kısa zamanda diğer masum, mazlum ve mağdurlar hakkında da adalet tecelli eder ve hürriyetlerine kavuşurlar, diye dua ediyoruz. Zira şu süreç gayri insanî ve gayri hukukî olmakla ilânihâye sürdürülmesi katiyen mümkün değildir. Maksat,hedef ve hukukî çerçevesini aşan, milletin kimyasını ve toplumsal barış ve huzurunu bozan şu OHAL'in de artık bir an evvel bitirilmesi gerekir. Bu noktada en büyük vazife de hep söylediğimiz gibi yargıya düşmektedir. Yoksa 16 Aralık'taki yazınızla "Diriliş" romanından aktardığınız diyalogdaki ve günümüzle özdeş trajikomik yargı durumunu yaşarız.

  • Gündüz Alp

    20.12.2017 11:26:39

    Empati eğitimi neden şimdi ve neden (ders değil de) kurs sualini sormak gerekir. Demek ciddi mânâda bir ihtiyaç yahut eksiklik var ki buna teşebbüs etmişler. Öğretmen bile adaylarına eğitimle ilgili pedagojik formasyon dersleri verilirken, yargıçlık gibi fevkalade ciddi ve hassas bir mesleği ifa edecek olanlara neden ciddi, kalıcı, müessir bir Empati Dersiyle eğitim verilmez? Yargının tarafsız ve bağımsız, yargıcın âdil, cesur, erdemli, vicdanı hür olabilmesi elbette aldığı eğitimle de alakalıdır. İnsanî ve ahlâkî değerler kazandırılmamış ve üstelik adâlet için tavzif edilmiş insanların neler yapabileceklerini bu süreçte gördük. Tabloyu vahim, istikbali endişe edilecek hale getiren ve hatta OHAL'in devamına sebep olan da bu gayri insanî ve gayri hukukî durumdur. Hak, hukuk ve adâlet derken mukabilinde âdil, cesur, erdemli (empati yapabilen, insanî ve ahlâkî vasıflarla donatılmış), vicdanı hür yargıçları da kast etmiş oluyoruz.

  • g@L!p

    20.12.2017 09:27:58

    İrade ve vicdanları başkalarının elinde olanlar empati kurabilirler mi? Yargı hiç olmadığı kadar bağımsız ama irade vicdanlar bağımlı !?!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı