Derste, Sünuhat’taki “Rüyanın zeyli” başlıklı ve hacdaki hikmeti vurgulayan bahsi okuduk.

Orada “Haccın ve ondaki hikmetin ihmali musibeti değil, gazap ve kahrı celb etti” diyen Üstad, devamında şu tesbitini dile getiriyor:

“Haccın bahusus tearüfle tevhid-i efkârı (tanışıp fikirde birliğin teminini), teavünle teşrik-i mesaiyi (yardımlaşma ile işbirliğini) tazammun eden (içine alan) içindeki siyaset-i âliye-i İslamiye (yüksek İslam siyaseti) ve maslahat-ı vasia-i içtimaiyenin (toplum faydasının) ihmalidir ki, düşmana milyonlarla İslamı, İslam aleyhinde istihdama zemin ihzar etti (hazırladı).”

Sonra, düşmanın Müslümanları birbiriyle karşı karşıya getirip savaştıran fitne ve tuzaklarından örnekler veren Üstad, “Milyonlarla ehl-i İslam, hayr-ı mahz (mutlak hayır) olan sefer-i hacca sedd-i rahl etmek (yola çıkmak) yerine, şerr-i mahz (mutlak şer) olan düşman bayrağı altında dünyada uzun seyahatler ettirildi” diyor (Eski Said Dönemi Eserleri, s. 501).

Gerçekten, küllî ibadetlere vesile olması cihetinin yanı sıra haccın çok önemli hikmetlerinden biri, dünyanın her yerinden gelen Müslümanlara tanışıp kaynaşma fırsatı vermesi.

Gittiğimizde biz de bizzat gördük.

Endonezya ve Malezya’dan Mısır’a ve diğer Arap ülkelerine, İran’dan Kürt bölgesine, Orta Asya’dan Afrika ülkelerine... birçok yerden gelen on binlerce, belki de yüz binlerce Müslüman aynı safta buluşuyor, namaz kılıyor, tavaf ediyor, sa’y yapıyor, dua ve ibadet ediyor.

İbadetten kalan zamanlarda bunları gruplar halinde bir araya getirip tanışmalarını ve kaynaşmalarını sağlayacak programlar organize edilmesine ihtiyaç var. Bunun için de dil bilen işinin ehli elemanların istihdamı gerekiyor.

Ama ondan da önce, meselâ Türkiye’den gerek Diyanet, gerekse farklı şirketler aracılığı ile gidenler için böyle programlar yapılmalı.

Çünkü Türk gruplar bile birbirinden kopuk.

Diyanet ve şirket organizatörleri bir araya gelip ortak programlar düzenleseler ve ardından bunları, diğer Müslümanları da kapsayacak şekilde genişletseler ne kadar güzel olur.

Yılın her mevsiminde yapılan umre seyahatleri bu tür buluşmalar için daha elverişli.

Tabiî bu noktada Suud rejiminin de eski alışkanlıklarını bir kenara bırakarak daha kucaklayıcı bir yaklaşım sergilemesi gerekiyor.

tweet 1: Hata-Savab 89- Hasan Sabbah benzetmesine Üstadın cevabı: “Bütün dünyevî rütbelerden yüzünü çeviren Said’i ona benzetmek öyle bir hata ki...”

tweet 2: Hata-Savab 88-“Risale tefsir değil” iddiasına: Nurların iman hakikatlarını ispat eden tefsirlerin en kuvvetlisi olduğuna yüzbinler şahit var.

tweet 3: 57: Elbette kanun ve siyaset ve idarenin haricinde dehşetli bir mana hükmediyor ki, şeytanın da kimseyi inandıramadığı iftirayı ediyor.