Demokrasi lider-şahıs değil; şahs-ı manevî, meclis, meşveret, ortak akıl, hürriyet, kamuoyu, hukuk rejimidir; ahlâkî değerlerle düzgün işler.
Hem “Bu sistemi kişi için yapmıyoruz” diyorlar, hem de rejimin güvencesini kişiye bağlıyorlar. Teminatı kişi olan rejime demokrasi denir mi?
Cumhuriyet ve demokrasinin güvencesi kişi değil; hukuk, adalet, hak ve özgürlükler, meclis, meşveret, ortak akıl, vicdan ve ahlâktır.
Asırlardır devam eden bir beka sorunu olur mu? Asıl beka sorununa, en doğru çözüm diye dayatılan ve milleti bölen bir “sistem” yol açmaz mı?
CB, BB, bakanlar, vali, kaymakam, rektörler, hattâ YSK yetkilileri... yani bütün devlet evetçi. Millet böyle bir dayatma ile karşı karşıya.
Evetçiler makbul sayılırken, hayır diyenlerin terörist sayılıp ağır baskı, tehdit ve saldırıya uğradığı bir referandumdan “hayır” gelir mi?!
Hayır diyenleri teröristlikle suçlamak yetmedi galiba, şimdi de 15 Temmuz destekçiliği ithamı geldi. 15 Temmuz’a da, tek adamcılığa da hayır.
Darbecilikle suçlanıp 67 gün içeride tutulduktan sonra terörle mücadelede şehit olan kahramanın hikâyesi: Tunca Bengin, Milliyet, 30.1.17.
Bahçeli’nin dediği gibi her evet bir dua ise, her hayır da haksızlıkların bitmesi ve hayırlara vesile olması için yapılan bir hayır duadır.
15 yıllık AKP iktidarında gelinen nokta: Parası olan AVM’ye, hukuk arayan AYM’ye gidiyor. Kalkınma ve adalet herkesi kapsamalı değil mi?!
CB: “Şu an sağlıklı anket döneminde değiliz.” İktidar medyasında çıkan ve “evet”leri uçuran anketlerle şimdiden havaya girenlere duyurulur.
CB-27 Ocak: El Bab’da işi bitirmek, daha derine gitmemek lâzım. 13 Şubat: El Bab nihaî hedef değil. Bundan sonra Menbiç ve Rakka olayı var.