Gelişmeler, merhum Demirel’in, Şubat-14’teki son görüşmelerimizden birinde dikkat çektiği “fetret” halinin çok daha ileri boyutlara ulaştığı bir noktaya geldiğimizi gösteriyor.
Demirel o günlerde henüz yeni başlayan tasfiye dalgaları için “Kim yapıyor, belli değil” demişti. Şu dönemde olup bitenler de öyle.
OHAL’le birlikte iş iyice rayından çıktı.
22 KHK’dan—2 daha eklendi—17’sinin hâlâ Meclis onayından geçmemiş olması, otomatikman hükümsüz hale gelmelerini ve işlemden kaldırılmalarını icab ettiriyor.
Çünkü her KHK’nın bir ay içinde Meclise gelip onaylanması lâzım. Kural bu. Ama kimsenin umurunda ve gündeminde bile değil!
Geçen Ocak’ta çıkarılan KHK ile bir ay içerisinde kurulması öngörülmüş olan 7 kişilik OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonunun, aradan bu kadar zaman geçmesine rağmen hâlâ kurulamamış olması bir başka skandal.
Gecikmeye önce referandum bahane edildi, sonra “Komisyonda görev almak için çok başvuru olduğundan seçmekte zorlandık” denildi ve “teknik rötuş”tan dem vuruldu.
Nihaî planda AİHM yolunu kesmekten öte bir işlevi olmadığı konuşulan göstermelik “Dostlar alışverişte görsün” komisyonunun ne zaman işbaşı yapacağı hâlâ meçhul.
Buna karşılık tasfiyeler devam ediyor...
Fetretin bir diğer işareti, benzer konularda verilen çelişkili kararlar. Birçok yerde sorunsuz gerçekleştirilen Yeni Asya panellerinin Fatsa, Yalova ve Karabük’te OHAL gerekçesiyle engellenmesi bunun örneklerinden.
Bir diğer örnek, İzmir’deki bir cezaevinde Risale-i Nur’a getirilen yasak mahkeme kararıyla kalktığı halde, aynı cezaevinin başka bir ünitesinde yasağın inatla devam ettirilmesi.
Başka bazı cezaevlerinde de.
Bir diğeri, 9 Nisan’dan itibaren birçok cezaevinde gazetemize uygulanmaya başlanan keyfî engelin kaldırılması için Adalet Bakanlığına gerek manşetten yaptığımız çağrıya, gerekse avukatımızın gönderdiği şikâyet dilekçesine hâlâ cevap alamamış olmamız.
Bu arada bazı cezaevlerinde bir engel yok ve engel çıkaranların bir kısmı da kaldırdı...
Ama hâlâ inatla devam ettirenler var.
Bir diğer keyfîlik de, bazı arkadaşlarımızın basın kartlarının 9 aydır verilmemiş olması.
Ve bu sorumsuzluğun muhatabı da yok...
***
22 KHK’dan 17’sinin süresi içinde TBMM onayından geçmediği için hükümsüz hale geldiği bir süreçte 2 KHK daha, öyle mi? Tam kanunsuzluk hali!
TBMM İçtüzüğü m.128: “KHK’lar komisyonlar ve Genel Kurulda en geç 30 gün içinde görüşülür ve karara bağlanır.” Aksi halde yürürlükten kalkar.
Nur’un 3 Mayıs’taki duruşmasına bir gün kaldı. Savunmasını yazdı. Sabır, kararlılık ve dua ile bekliyor. Biz de dualarımızla yanındayız.