Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı iken “İnternet Andıcı’’ davasında tutuklanıp iki yıl kadar tutulduğu cezaevinde emekli olan ve çıkınca siyasete atılarak Perinçek’in Vatan Partisinde Genel Başkan Yardımcılığına getirilen e. Korg. İsmail Hakkı Pekin, Balçiçek İlter’e konuşmuş (Habertürk, 2-3.3.15).
Askeriye ve devletteki mentalite ve işleyişe ışık tutan ilginç ve can alıcı beyanlarından bir kısmına beraberce göz atalım.
Bir dönem, Nurculuk başta olmak üzere, dinî cemaatlerle ilgili olarak “kara propaganda” yapan internet siteleri hakkında konuşurken, “İnternetten yayın yapmak için MGK veriyor görevi. Dinî gruplara karşı, örneğin Fethullahçılara karşı ‘Şu şu önlemler alınacaktır ve şu yayınlar yapılacaktır’ diye...” ifadelerini kullanıyor Pekin ve “Görevi alan Genelkurmay Başkanı da Bilgi Destek Dairesinde internet üzerinden bu yayınları yapıyor” diyerek sözlerine devam ediyor.
YAŞ’taki “irtica” gerekçeli ihraçları anlatırken kullandığı “Bu tip adamlar” sözünden neyi kast ettiğini soran İlter’e “Gülen ya da başka cemaate girmiş, orada olduğu tesbit edilmiş insanlar” karşılığını veriyor.
Hemen peşinden gelen “Genelkurmay ‘muhafazakâr asker’’ ayrımını hakkaniyetli yaptı mı sizce?” sualinin cevabına da “Kurunun yanında yaş da yandı mı?” mukabil sorusuyla giriş yapıp, ardından “Zaman zaman oldu. Açık, net” itirafında bulunuyor.
Keza “Siz hata yaptınız mı?” sualine de “Yapmışımdır. Acayip ihbarlar alıyorduk” diye karşılık verdikten sonra, bu ihbarlardan birini aktarıyor: “Adam Cuma namazına gidiyor diye ihbar ediliyordu örneğin...”
Ve hemen orada İlter’den çok vurucu bir sual daha geliyor: “Bir insan hem asker olup, hem de bir cemaate üye olamaz mı?”
Pekin “Olamaz. Kendini o şeyhe adamıştır çünkü” diyerek kestirip atmak istiyor, ama yapamıyor. Vicdanı elvermediği için olsa gerek, “Suçsuz insanlar da atılmış olabilir, ‘“Herşey doğrudur’ diyemem” itiraf ve özeleştirisiyle devam ediyor konuşmasına.
Özellikle 28 Şubat döneminde fişleme yaptıklarını da ifade ediyor; peşinden “Yanlıştı, bizim işimiz değildi” kaydını koyarak.
Ve “İç güvenlik açısından PKK, cemaatler incelenir” derken, MİT’in teröristler ve yabancı aktörlerden çok “muhalifler”le ilgilendiğini söylüyor. (Yarın devam edelim.)
* Vatan-ı aslîye sevkiyat iyice hızlandı. Gün geçmiyor ki, bir dostun veda haberini almayalım. Dün sabah da Sedat Marmaralı’nın vefatını duyduk. Tanışmamız neredeyse 40 yılı buluyor. 1976’daki İstanbul ziyaretlerimizde Beylerbeyi’ndeki dershanede kalan dinamik öğrencilerden biriydi. İstanbul Hukuk’u bitirdikten sonra memleketi Balıkesir’de avukatlık yapıyordu. Hayli zamandır, rahatsızlığı sebebiyle görme kabiliyetinde ciddî bir eksilme olmuştu. Allah rahmet eylesin. Mekânı Cennet olsun. Ailesine sabr-ı cemîl niyaz ediyorum...