"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Elbette kayıtsız kalamayız, ama...

Kâzım GÜLEÇYÜZ
19 Ekim 2016, Çarşamba
Cumhurbaşkanı Erdoğan son konuşmalarından birinde özet olarak şunları ifade ediyor:

“Birileri bize ‘Irak, Suriye, Gürcistan, Kırım, Karabağ, Azerbaycan, Balkanlar, Kuzey Afrika ile niye ilgileniyorsunuz?’ diye soruyor. Ne aradığımız sorulan yerlerin hiçbiri bize yabancı değil. Rize’yi Batum’dan ayırmak mümkün mü? Gaziantep’le Halep’i, Mardin’le Haseki’yi, Siirt’le Musul’u nasıl birbirleri ile ilgili olmayan yerler olarak kabul edebiliriz? Kardeş ülkelerle ilgilenmek görevimiz ve hakkımız. Bunlardan vazgeçtiğimiz gün istiklal ve istikbalimizden vazgeçtiğimiz gündür. Buna hakkımız olmadığı gibi milletimiz de böyle bir duruma rıza göstermez.”

Sâbık Başbakan Davutoğlu da yeri geldikçe coşkuyla aynı söylemleri kullanıyordu.

Aslında bir cihan devletinin vârisi olmamız ister istemez o coğrafyalara böyle bakmamızı netice veriyor. Rahmetli Demirel de Ortadoğu, Balkanlar, Kuzey Afrika ve Kafkasya’da bigâne kalamayacağımız gelişmeler olduğunda “Tarih eteklerimizden çekiyor” derdi.

Bu itibarla, en yakın komşularımızdan başlayarak, Osmanlı hinterlandında olup bitenler bizi bir şekilde mutlaka ilgilendiriyor. 

Osmanlının mirasçısı olmamız bir yana, Asya ile Avrupa arasında jeostratejik köprü olma vasfına sahip önemli bir bölge ülkesi oluşumuz da bunu kaçınılmaz hale getiriyor.

Balkanlar’dan Ortadoğu’ya birçok ülkede Türk nüfusun varlığı başlı başına bir gerekçe.

1. Dünya Savaşı sonrasında akbabalar gibi Osmanlı bakiyesi topraklara üşüşüp taksimat yapan emperyalist güçlerin şimdiki uzantılarının bölge üzerinde yeni projeleri gündeme getirdiği bir süreçte Türkiye’nin bunlara kayıtsız kalması elbette ki düşünülemez.

Nitekim Arap baharı adı altında başlatılan ve ilk çıkarıldığı ülkeden bilâhare sirayet ettirildiği ülkelere kadar her yere “kara kış” getiren fitne sürecinin bu karanlık projeleri hayata geçirmek için tasarlandığı, yaşanan gelişmelerle bugün çok daha iyi anlaşılıyor.

Ama iç içe geçmiş tuzaklarla gündeme getirilen bu projelere karşı çok dikkatli ve temkinli hareket edilmesi gerekirken, tersine hissî ve hamasî yaklaşımlara dayalı politikalar izlenmesi, bugünkü tabloyu netice verdi.

Türkiye’nin Irak ve Suriye’deki sıkışmışlığı, bu politikaların sonucu. (Devam edeceğiz.)

15 Temmuz şehitlerinin hesabı, o meş’um ve menfur kalkışmanın gerçek faillerinden sorulsun; hiç alâkası olmayan masum insanlardan değil...

Güçler ayrılığının yerle bir edilip bağımsız olması gereken tüm kurumların bağımlı kılındığı bir yapıda en büyük reform başkanlık, öyle mi?!

Risale-i Nur’dan Hayat Prensipleri: Şahs-ı manevî, sarsılmaz bir nokta-i istinaddır... http://www.yeniasya.com.tr/video/sahs-i-manevi-sarsilmaz-bir-nokta-i-istinaddir_412339 … @yeniasya aracılığıyla

Okunma Sayısı: 5418
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Raşit Duran

    19.10.2016 14:11:40

    Yavuz Selim ve Abdülhamit Han' ın en büyük davası "ittihadı islam"idi. O günün emperyalist devletleri ve yerli işbirlikciler buna fırsat vermediler. Bugün de aynı emperyal güçler ve yerli kuklaları buna izin vermemek için bu coğrafyada. Hiç olmazsa geçmişten ibret ve ders alıp ona göre bir beynel islam dış politika izlemiş olsaydık. Onu da beceremedik ve menfaat perest devletlerin bu coğrafyaya gelmesine sebep olduk. Asır şahsı manevi yani cemaat, birliktelik ve topluluklar asrı olduğundan devletter de bundan müstağni kalamaz ve bunu dikkate almayan bir dış politika izlemeleri pek akıllıca ve ülke menfaatine uygun bir diplomasi olamaz.

  • Raşit Duran

    19.10.2016 13:52:26

    (4) Dünya üzerinde 50 küsur islam ülkesi mevcut ve hepsinin yıllık toplam üretimi bir Almanya etmiyor. Yine ayrıca ekonomik anlamda tam bağımsız tek bir islam ülkesi de mevcut değil. Ve yine (biz dahil) bütün kurum ve kuralları ile işleyen hakiki manada demokratik bir islam ulkesi de hâlâ yok. Hem kendi aralarında ciddi anlamda ne beraberlik ne ekonomik ve siyasi organizasyonlar mevcut. Bu kadar "yoklar"ın olduğu ülkeler arasında dış politika ve harici diplomasi nasıl olur bunu bilmek gerekmez mi? Hamaset ve meydan okumak dış politikada geçmiyor.

  • Raşit Duran

    19.10.2016 12:40:06

    (3)Sayın Güleçyüz, size katılıyorum, kayıtsız kalamayız, çok doğru fakat kayıtsız kalmamak, Şam'da cuma namazı kılmak üzerine bina edilmiş bir dış politika merkezli olmamalıydı. Yani ilk düğme yanlış iliklenince diğerleri hep yanlış gitti. Ittihad ve beynel islam barış olmadan bir de coğrafyada hakkınızda kötü bir imaj varsa orada nasıl olabiliriz ki? Masada bile istemezler. Özetle kimseye kızmaya hakkımız yok.

  • Raşit Duran

    19.10.2016 12:19:03

    (2) Asırlarca birlikte yaşadığımız bu coğrafyada öncelikle barış ve ittihadı temin etmeden bilakis rest çekerek, kışkırtıcı söylemlerle onları emperyalist ülkelerin safina itmek diplomasi mi? Bugüne kadar Ortadoğu'da bilhassa Osmanlı üzerinden Türkiye ve Türkler hakkındaki yanlış ve yanlı kara propagandanın izale edilmesi gerekmez miydi? O kadar çok hatalar yapıldı ki. Şimdi o hatalı diplomasi ki Ortadoğu'daki islam ülkeleri bile bizi orada görmek istemiyorlar.

  • Raşit Duran

    19.10.2016 12:03:21

    Maalesef dış politikada izlediğimiz yanlış, kavgacı, tahakkümcü diplomasi bugün Ortadoğu'da ve dünyada yalniz kalmamızı hatta komşu ülkelerin bizi düşman gibi görmelerini netice verdi. Hâlâ aynı yanlış diplomaside ısrar ediyoruz. Kendi aralarında maddi manevi birliği tesis edememiş, demokrasi, adalet, hürriyet ortamını insanlarına çok gören, emperyalist güçlerin gözü ve menfaatleri olan bir coğrafyada daha akıllıca bir diplomasi yapılmalı değil mi?

  • nedim

    19.10.2016 05:09:58

    Biz bu gayeye hizmet eden kendi insanımızı o ülkelerden kovmaya çalışırken mi Oralara sahip çıkmış olacağız.lafla peynir gemisi yürürse ne ala.İştir kişinin ayinesi

  • Ömer

    19.10.2016 00:18:53

    Bir gün gerçekler ortaya çıkar, o zaman vay hanize

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı