"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Duruşma

Kâzım GÜLEÇYÜZ
05 Mayıs 2017, Cuma
Nur’un 3 Mayıs’taki duruşması, Çağlayan Adliyesindeki 26. Ağır Ceza Mahkemesinde gerçekleşti.

11:30 civarında başlayan duruşmanın ilk bölümünü, Nur’un annesi Nazan Hanım, babası Uğur Bey, eşi Recep ve Mustafa Döküler, İbrahim Özdabak, Faruk Çakır, Yasin Aydın, Ülker Yılmaz Caba’yla birlikte izledik. Avukatımız Mustafa Özbek de yardımcısıyla oradaydı.

Biz mahkeme salonunun izleyici bölümündeki yerimizi aldıktan hemen sonra üç jandarma refakatinde içeri alınan Nur’u 64 gün sonra ilk kez görmüş olduk.

Karşılıklı tebessümlerle selamlaştık. Sonra yine karşılıklı olarak gözlerimiz buğulandı.

Mahkeme Başkanının iddianameyi özetlemesinden sonra Nur savunmasını yapmaya başladı ve iyi hazırlanmış çok güzel ifadelerle suçlamaları çürütüyordu ki, Başkan araya girerek, “Savunma devam edecekse bir öğle arası verelim ve devamını ondan sonra dinleyelim” dedi.

İşin uzayıp öğleden sonraya sarkacağını tahmin edemediğimiz ve gazetedeki işler bizi beklediği için, Döküler ve Aydın’la beraber ayrılmak zorunda kaldık.

Sonrasını arkadaşlardan öğrendik.

Heyetin ara vermesini, diğer F..ö davalarından farklı bir durumla karşı karşıya olduğunu bizzat görüp ona göre bir değerlendirme ihtiyacı duymuş olmasına yorduk.

Buna rağmen tahliye kararı verememesini ise mahkemeler üzerindeki çok ağır baskının sürüyor olmasına bağladık.

Tutukluluğun inceleneceği 17 Nisan öncesinde bir grup tutuklu gazeteci hakkında verilen tahliye kararının hemen ardından o gazetecilere yeni gözaltı ve yakalama kararları gelmiş, dahası tahliyelere hükmeden heyet açığa alınmıştı.

Bu defa da 3 Mayıs duruşmasından önce bir gazetecinin evvelâ tahliyesine, sonra yine tutuklanmasına karar verildi.

Bu çelişkili kararların iki defadır tam da Nur’un durumunun değerlendirileceği günlere denk gelmesi tesadüf olabilir mi?

Sonuçta, başından beri tutukluluğunun haksız olduğuna inandığımız ve her gün tahliyesini beklediğimiz Nur’un özgürlüğü en az bir ay daha öteye atılmış oldu.

Esareti Ramazan’a da uzatılarak...

***

Nur’un duruşması öncesi son değerlendirmemizde “Artık tahliye gelsin” dedik, ama...  http://www.yeniasya.com.tr/video/nur-un-durusmasi-oncesi-son-degerlendirme_431024

Nur sakın moralini bozmasın. Üstad diyor ki: “Mahkememizin tehirinde hayır var. Nura ve Nurculara verilen zahmetler rahmetlere dönüyor...”

* Bugün itibarıyla Yeni Asya’daki 40. yılımıza girerken, köşe yazılarındaki 25. yılımızı da geride bıraktık. Son nefesimize kadar şahs-ı manevî ile birlikte olmak niyazıyla...

Okunma Sayısı: 6796
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdurrahman KOÇAK

    5.5.2017 23:26:49

    Yeni Asya çatısı altında -( şahsi manevi çatısı altında)- 40 yıl ve aynı çatı altında ki köşe yazısında 25. yılınızı istikamette ve istikrar içinde geçirdiğiniz için siz tebrik ediyoruz.Cenabu Hak istikametten ayırmasın...

  • 672 khk magduru

    5.5.2017 20:12:50

    Bir domates kadar gündemde yer alamadık domatesin hakkı için Rusya'ya 6 kez gittik hala domates diyoruz ahirette domates sorulmayacak mazlumların hali sorulacak.

  • ARİF

    5.5.2017 13:58:27

    Bir hadiste; "Mazlumun, haksızlığa uğramış kimsenin duasından sakın: çünkü onun duası ile Allah (c.c)arasında perde yoktur."

  • Özcan Erkiş

    5.5.2017 11:50:34

    (4) Üç düşmanın (cehalet, sefalet, tefrikanın)hükmünü icra ettiği İslâm coğrafyası ve ülkeleri bugün oyun kurucu olmaktan ziyade üzerlerinde oyun oynanan bir arena vaziyetindedir. Hürriyet ve şahsı manevi asrında olduğumuzu bir türlü idrak edemeyen baştaki "başlar" kendi şahsi tahakküm ve iktidarları uğruna ülkelerini ateşe atmaktan, maddi ve manevi anlamda geri kalmaktan kurtulamıyoruz. Kaderimiz mi? Hayır! Âleme terakki olan dünya bize niye tedenni olsun ki? Kusur, suç, ihmâl bizdedir. Akıl ve cüz'i iradeyi ipotek ve havale etmez, fâni bir şahsın emrine vermez, emir ve iradesine tâbi kılmaz....isek terakki, yoksa tedenni mukadderdir. Mehmet Âkif'in sözünü bir kez daha hatırlayalım: "Allah'a dayan, sa'ye sarıl, hikmete râm ol / Yol budur varsa, bilmiyorum başka çıkar yol! " Kitabullah'ın kanun- u esasilerine ve Sünnet-i Seniyye'nin düsturlarına muhalif vaziyet alan müslümanların terakkisi biraz zor görünüyor.....

  • Özcan Erkiş

    5.5.2017 11:30:02

    (3) Mazlum ve mağdurların uğradığı haksızlık ve hukuksuzluk, Türkiye'de maalesef 'domates' kadar bile gündem oluşturmadı. Çünkü Yeni Asya camiası ve gazetesi gibi doğru konuşan ve doğrulardan haber veren gazeteler olmadığından, kamuoyunu yaşanan hukuk skandallarından ve zulümlü mağduriyetlerden yeterince haberdar değil. Gazetelerin kâhir eksetiyeti gücün, kuvvetin ve iktidarın yanında saf tutup yer aldıklarından, "parayı veren düdüğü çalar! " hakikatince 'parayı verenin sesi' haline gelmişlerdir. Böyle süreçlerde mazlumun ve mağdurun sesi olmak için Yeni Asya gibi hakperest olabilmek ve kalabilmek cesaret ister. "Cihadın efdali "zalim sultana karşı hakkı söylemektir!" Nebevi beyanınca, şimdi değilse ne vakit hakperest olacağız, hak ve hakikati söyleyeceğiz?

  • Mehmet Albayrak

    5.5.2017 11:20:35

    Ah adalet vah adalet neredeydin Neredesin Allah in Adaleti varya o yeter sabır metanet biraz daha

  • Özcan Erkiş

    5.5.2017 11:12:41

    (2) Binlerce mağdurun aynı yahut benzeri şeyleri yaşadığı, hatta bazen yargıçların bile açıkça "mecburuz!" demek zorunda kaldığı utanç verici bir hukuksuzluk süreci yaşıyoruz. "Zahmette rahmet vardır"deyip, teslim, tevekkül,sabır ve duâ ile bugünlerin geçeceğine, bu zulümlerin biteceğine inanıyoruz. Bu nevi süreçlere sınav dönemi nazarıyla bakabiliriz. Üstad Hz.lerinin "İman hem nurdur hem kuvvetttir, hakiki imanı elde eden adam kâinata meydan okuyabilir!"dediği hakikatin tezahür ettiği bir zaman dilimindeyiz. Benzeri süreçleri ehl -i iman ve hak ve hakikat hep yaşamışlar. Allah kayan ve kaybedenlerden eylemesin. Zulüm devam etmez, zira zalimin hasmı Allah'tır (cc). Hasmı Allah olan da iflah olmaz..

  • Özcan Erkiş

    5.5.2017 10:42:48

    (1) Sayın Güleçyüz, herkese hayırlı cumalar diliyorum. Nur Hanım'ın duruşma safahatı bir kere daha bize gösteriyor ki, yargı, tarafsız ve bağımsız değildir. Tarihin bir kez daha tekerrür ettiğine şahitlik ediyoruz. Örneğini Yassıada Mahkemesinde gördüğümüz ve mahkeme reisinin "Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor!" sözüyle 'zulümlerini' tarihe tescil ettiren zalimler gibi... Dün Yassıada Mahkemesine hangi ideolojik güç baskı uyguluyor ise bugün de onun isim değiştirmiş hâli aynı baskıyı şimdiki mahkemelere yapıyor. "Yok aslında birbirinden farkı!" Kemalizm renk, libas, kılık ve külah değiştirmiş hâliyle hükmünü icra ediyor. Ahvâlimiz bunu teyit eder mahiyettedir. Allah âkıbetimizi hayreylesin. Dün yerdiklerini, bugün referans gösteren "tekçi"zihniyetle geldiğimiz nokta vahim bir durum arz etmektedir. Yine de hayırlısı olsun diyoruz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı