"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dindarlar ve siyaset

Kâzım GÜLEÇYÜZ
28 Haziran 2015, Pazar
Erdoğan’ı “dünya Müslümanları için bir ümit” olarak görenlerin epeyce bir kısmında 7 Haziran seçim sonuçları büyük karamsarlığa sebep olmuş gibi.

İsrail’de ve Batı basınında dile getirilen provokatif yorumlar da bu psikolojiyi pekiştirdi. “Müslümanların zaferi yine engellendi” algısı bazılarında rövanş hissini harekete geçirirken, çoğunluğu ümitsizliğe sevk etti.

Bunun kaynağında, İslamın ve Müslümanların kaderini siyasete ve şahıslara bağlama yanlışı yatıyor. Bu son derece hatalı bir tavır.

Bediüzzaman meşrutiyet inkılâbının gerçekleştiği günlerde dinin halife ile kaim olduğunu ve bu değişimin halife üzerinden dine zarar vereceğini düşünenlerden gelen “Dine zarar olmasın, ne olursa olsun” mülâhazasına verdiği cevapta bunu ifade ediyor.

“İslamiyet güneş gibidir, üflemekle sönmez; gündüz gibidir, göz yummakla gece olmaz. Gözünü kapayan, yalnız kendine gece yapar” gibi veciz, anlamlı ifadeler kullanıyor.

Siyasî inkılâp sebebiyle dinin zarar göreceğinden endişe duyan insanın dinde hissesinin örümcek ağı gibi zayıf düştüğünü söylerken, onu korkutan şeyin cehalet, telâşa düşürenin de taklit olduğunu ifade ediyor.

Dinin “mağlûp biçare bir reis”e veya dalkavuk memurlara ya da mantıksız zabitlere mi; yoksa bütün ümmetin imanlı ve şuurlu sahibiyetine mi emanet edilmesi gereğini, hangi tercihin daha doğru ve isabetli olduğunu soruyor. (Eski Said Dönemi Eserleri, s. 226).

Üstelik bunu veli ve dâhi padişah Sultan 2. Abdülhamid’in döneminde ifade ediyor...

Yine Üstad, bâki bir hakikatin fâni şahsiyetler üzerine bina edilemeyeceğini söylüyor. 

Evet, din şahıslarla kaim değil ve olamaz. 

Konunun değişik vesilelerle tekrarladığımız bir başka son derece önemli boyutu da, dindarların ve cemaatlerin kendilerini ve hizmetlerini hiçbir şekilde siyasete, siyasetçilere ve şahıslara endekslememeleri gereği.

Siyaset her zaman dış etki ve rüzgârlara, kirlenme ve yozlaşma riskine açık bir alan. 

Bu anlamda en küçük bir toz ve tortuyu kaldıramayacak hassasiyetteki manevî hizmetler siyasetle bütünleştirildikleri takdirde, siyasetteki yalpalama, sarsılma ve kirlenmeler, o hizmetlere de büyük zarar verir.

Buna hiç kimsenin hakkı yok.

Okunma Sayısı: 2792
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • özdemiroğlu

    28.6.2015 11:41:15

    (2) Paralel Yapı vs. acaba hangi dönemde cemaatler bu kadar zarar görmüştür.Diyelim ki, Paralel Operasyonu doğru. Peki diğer cemaatler ve dini gruplar bu algı operasyonundan zarar gördü mü, görmedi, mi? Cemaatler ve bilumum dini hizmet grupları bu algı operasyonundan negatif etkilendi mi, etkilenmedi mi?Ha, AKP'li cemaati dostlarımız eminmisiniz?

  • özdemiroğlu

    28.6.2015 11:37:43

    Erdoğan Dönemi' nin İslami hizmetler ve İttihad-ı İslam açısından tahlili ve değerlendirmesi yapılsa acaba algı ve propaganda açısından göründüğü gibi mi olacaktır.Tam tersine bu dönemde bu değerlendirme eksi mi, yoksa artı mı verecektir.İncelemeye değer.

  • Garib Doğu

    28.6.2015 09:06:40

    Buna hiç kimsenin hakkı yok ama bu hakkı çiğneyenlerin haddi hesabı yok.İslami hizmetleri parti ve şahıslara bağlayanların sayısı oldukça fazla.Manevi tabip ne diyor.Dinin,İmanlı ve şuurlu ümmetin sahibiyetine emanet edilmesi gerekir.Bir asır önce bunu nazara veriyor.Parti ve şahıslara bağlamak büyük riskler taşıyor.Dini lekeleme ve perde olma ihtimali yüksek.Onun için baki bir hakikat fani şahıslar üzerine bina edilmez diyor Sevgili Üstadımız.

  • HÜSEYİN İLHAN

    28.6.2015 08:16:19

    AH AH birde bunu okumakla kalmayıp nefislerimize tatbik edebilsek,ah ah ah ki ne ah.Yılların talebeleri bir anlık ve sahte parlaklığa kanıp yalancı yanıltıcı zokaları yutmadan basiret ve feraset ile bu anaforlara yakalanmamış olsalar.RABBİM İSTİKAMETTE DAİİİM EYLESİN.SİYASETİN YALAN VE ALDATMACALARINA KANIP İMAN HAKİKATİ KARDEŞLİĞİNİ KEZZAPLARA FEDA ETTİRMESİN.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı