AKP iktidarının, özellikle de Sarayın kendi konum ve misyonunu “ikinci istiklal savaşı” söylemlerine bina ettiği süreç, meş’um ve menfur 15 Temmuz kalkışması sonrasında iyice “tavan” yaptı.
Saray ve iktidar cenahı Kemalist jargonları daha fazla öne çıkarırken, kalkışmanın ardından AKP Genel Merkez ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi binalarına dev M. Kemal posterleri asılması ile, işin “görsel” boyutu da tamamlandı.
Hafta başı açılan okullarda öğrencilere dağıtılan 15 Temmuz kitapçıklarındaki mesajlar da bu çerçevede yerini buldu.
Meselâ “15 Temmuz Demokrasi Zaferimiz ve Demokrasi Şehitlerimiz anısına” adıyla hazırlanan “19 Mayıs’ta M. Kemal ve arkadaşlarının yaktığı bağımsızlık ateşi”ne atıfla başlayan kitapçığın bir sayfasında M. Kemal’in bir fotoğrafı eşliğinde, Gençliğe Hitabe’den “Bir gün istiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunduğun vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin” cümlesi yerleştirildi.
Gerçi altında, alındığı kaynak metnin ismi zikredilmediği için, öz Kemalistler yine memnun edilemedi, o ayrı bir bahis...
“15 Temmuz 2016 Türkiye’yi Darbeyle İşgal Teşebbüsü” adlı diğer kitapçıkta ise “Çökmüş bir imparatorluğun enkazından Türkiye Cumhuriyetini kuran Mustafa Kemal Atatürk ile ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü döneminde ordu siyasete karışmadı” denilerek, hem AKP’nin güya her fırsatta yüceltiyor görünmeye çalıştığı Osmanlı, mâlûm Kemalist üslupla aşağılandı, hem de şeflik dönemi övüldü.
O dönemde ordunun cumhuriyet adı altında kurulmuş bulunan tek parti ve tek şef rejimine bağlılığının 2016 Türkiye’si için olumlu bir örnek ve referans olarak gösterilmesi, ileri demokrasi iddiasının seslendirildiği bir ülke için herhalde izahı imkânsız bir hal olsa gerek.
15 Temmuz sonrası getirilen OHAL düzenindeki uygulamaların, geniş çaplı ve yagın hak ve özgürlük ihlâllerinin, demokratik hukuk devleti prensiplerine değil, atıf yapılan dönemin icraatına uyması da gözden kaçmaması gereken bir husus.
Türkiye bu geriye gidişin farkında mı?
Kılıçdaroğlu’dan sonra Bahçeli de aynı şeyi söyledi: 15 Temmuz sonrası yapılan iş ve işlemlerle 1 milyona yakın bir mağdur kitle oluşturuldu.
Gelir dağılımının bozulmaya ve işsizliğin tırmanmaya devam ettiği ortamda bulunan “çözüm,” kredi borcu taksitlerini 72 aya yaymak, öyle mi?!
Risale-i Nur’dan Hayat Prensipleri’ne devam... - http://www.yeniasya.com.tr/video/risale-i-nur-dan-hayat-prensipleri-ne-devam_410411