Başörtüsü meselesinde Demirel’in tavrı, “Bu bir özgürlük meselesi, kimse bu alana karışmamalı, isteyen istediği şekilde giyinsin” şeklinde özetlenebilir. Yaptığımız mülâkatlarda da bunu defaatle söyledi.
12 Eylül döneminde başörtüsü yasağı gündeme geldiğinde hep eleştirdi ve karşı çıktı.
Ancak başörtüsünün din adına siyaset cereyanı tarafından kullanıldığı takdirde sıkıntı olacağı uyarısını da daha o günlerde yaptı.
Evren başörtüsü yasağını kızıştırdığı zaman, buna karşı dönemin Başbakanı Özal’ın üniversiteler için çıkardığı kanunun yanlış olduğunu ve işi daha da çıkmaza sokacağını söyledi.
Nitekim Evren bu kanunu, iptali için Anayasa Mahkemesine götürdü ve o zamanki AYM, yasağın yakın zamanlara kadar devamı için gerekçe olarak kullanılan bir karar verdi. Danıştay kararları da o istikamette şekillendi. Böylece mesele çözümü iyice zorlaşan çok kronik bir hukukî sorun haline getirildi.
O zaman Demirel “AYM’nin işi değildi bu, konu iyice çıkmaza sokulmuş oldu” dedi.
Buna rağmen 1991 seçiminden birinci çıkan Demirel’in SHP ile kurduğu koalisyon döneminde yasak uygulamada büyük ölçüde çözüldü, her yerde hissedilir bir rahatlama yaşandı.
Ancak böyle bir ortamda sarf edilen “Rektörler başörtülülere selam duracak” gibi provokatif söylemler, pusuda bekleyen yasakçı zihniyete uzun zamandır aradığı fırsatı verdi.
Din adına siyaset yapan partinin yarım iktidarı bahane edilerek başlatılan 28 Şubat sürecinde başörtüsü yasağı da tekrar hortlatıldı.
Sürecin alabildiğine yoğun baskısı altında ezilen o günün siyasî yapısı, yasak uygulamasının üniversitelerden başlatılıp ilahiyat fakültelerine ve imam hatiplere kadar yayılmasını önleyebilecek bir irade ve inisiyatif geliştiremedi.
1999 seçimlerinden sonra kurulan Ecevit hükümeti ise yasağa daha da çanak tuttu.
Yasakçı AYM ve Danıştay kararlarını kullanan bürokratik vesayet bildiğini okurken, Leyla Şahin davasında olduğu üzere AİHM’in de buna güç veren bir tavır içinde olması ayrı bir talihsizlikti. Böylece başörtüsü, ideolojik bir hukuk vesayetinin cenderesine alındı.
AYM, Danıştay, YÖK, Genelkurmay ekseninde keskinleşen yasak inadı 28 Şubat hükümetlerinin aynı yöndeki tavrıyla birleşince iş iyice çetrefilli ve içinden çıkılmaz hale geldi.
(Yarın devam edelim.)
tweet- Şimdi olmadık tezviratla Yeni Asya’yı karalamaya çalışanlar, 28 Şubat’ın zorlu günlerinde hangi arazilerin izbe deliklerine gizlenmişlerdi?