"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demirel: Türkiye din hürriyetini tadamadı

Kâzım GÜLEÇYÜZ
02 Ağustos 2015, Pazar
Abdullah Sevgili’nin mesajı (2):

Demirel’in mefkûresi çok genişti. Hiçbir zaman sığ kalıplar içinde düşünmedi. O topyekûn kalkınmayı ve çağdaş, sosyal, laik ve demokratik hukuk devletini savundu.

 Laik devlet tanımını yaparken inanç hürriyetini demokrasi rejimi içinde anayasada bulunan laiklik ilkesiyle teminat altına almak amacını gütmüştür. Ona göre bu prensiple inanç hürriyeti ve ibadet serbestisi sağlanmalıdır. Her ilkeyi mutlaka demokrasi rejimi içinde araması ve bulması Demirel’i Demirel yapan özelliktir. Diğer İslam ülkelerinin haline bakılırsa sağlama yapılmış olur. Türkiye’yi farklı kılan inanç serbestisi, ibadete ne zorlama, ne de engelleme olmaması ve bunun teminatı olan laiklik anlayışıdır. Onun laisizm anlayışının çerçevesi bu.

Yazı dizinize katkı yapacağını düşündüğüm bir fikrini size aktarmak isterim.

 “İslam dinini laiklik sistemi ile bağdaşamayacak derecede dar ufuklu sayan görüşlerin isabetsizliğini ve bunların dine ve laikliğe muteriz menfaat mücadelelerinin kısırlığını en iyi bizim vatandaşımız anlar. Çünkü onlar, birleştirici felsefesini insanlığın iftiharla paylaştığı mütefekkir Mevlânâ’nın aşkını ve manevî mirasını güzel şehirlerinde ve gönüllerinde abideleştirmişlerdir. Halkımız devletin laiklik prensibinden şikâyetçi değildir. Fakat bu prensibin vicdan ve din hürriyetini tahdit eden tatbikatından şikayetçidir” (Büyük Türkiye, s. 105, Dergâh Yayınları).

 Sanıyorum geriye birşey demeyi bırakmayacak bir anlatım. Ve yine devamla müthiş bir tesbit: “Türkiye din konusunda normal bir hürriyet nizamının tadını henüz tatmamıştır. Baskıdan istismara doğru, bir uçtan bir uca sallanıp durmuştur.” (Age, s. 108)  

Bir devlet adamının bu denli tevazu sahibi olması da eşine çok az rastlanacak bir durumdur. 19 yaşımda yazdığım bir mektup sebebiyle beni Çankaya’ya davet etmesi gençlere bakış açısının bir örneğidir. En ufak bir kağıt parçasına yazılmış yazıyı cevapsız bırakmaması, insana verdiği önem merhumun hasletlerinden biriydi. Kapısının Anadolu’nun en ücra köşesinden gelen kişiye bile açık olması, randevusuz, şartsız kabul etmesi, günümüz anlayış ve olaylarında çok aradığımız ve arayacağımız özelliklerdir.

Okunma Sayısı: 3287
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı