"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demirel mülâkatları

Kâzım GÜLEÇYÜZ
19 Haziran 2015, Cuma
Demirel’le 30 sene önce başladığımız Köprü mülâkatları derginin çıkan her yeni sayısında yayınlandıkça geniş yankı uyandırıyor, gazetelerde haber ve köşelerde yazı konusu oluyordu.

Bunları İslam Demokrasi Laiklik adıyla kitaplaştırmamızdan sonra da aynı şey oldu.

Özellikle laiklik, irtica, din eğitimi, şeriat, Bediüzzaman gibi başlıklarda Demirel’in dile getirdiği görüşler, laikçi-Kemalist cenahta da, “dinci” siyaset canibinde de tepki çekti ve eleştirilerin hedefi oldu.

Söz gelişi, Üstadın “Padişah Peygamberimize tâbi olursa ve yolunda gitse halifedir, biz  de itaat edeceğiz. Peygambere tâbi olmayıp zulmedenler padişah da olsalar haydutturlar” sözünü aktardığı için, “Demirel laik devlet adamlarını haydut ilan ediyor” diye hop oturup hop kalkanlar oldu.

Buna karşılık İslamla demokrasinin örtüştüğünü Asr-ı Saadet uygulamalarıyla örnekleyerek anlattığında da “dinci”ler “Öyle şey olur mu?” diyerek ayağa kalktılar.

Bunların içinde, bugünün sıkı Erdoğan biatçısı kimi AKP’li milletvekilleri de var.

Ama bu temel meselelerdeki görüşlerini gayet sağlam bir zemine dayandıran Demirel, bu istikrarlı duruşunu hiç bozmadı. Onun için, bu fikirleri, hayat devam ettikçe referans kaynağı olma özelliğine sahip.

Nitekim 2008’de AYM’deki kapatma davasında AKP kendisini savunurken Demirel’in bu beyanlarını dayanak gösterdi; savunma dosyasına, bu fikirlerin yer aldığı Yeni Asya damgalı kitapları da koydu.

Son görüşmelerimizde Demirel, bu görüşleri en zor zamanlarda dile getiren kişinin kendisi olduğunu ifade ediyordu.

Hedeflerinden biri devleti ve elitleri dinle barıştırmaktı. Bunda bir miktar mesafe alındığını, ancak tam olarak amaca ulaşılamadığını, çünkü yarım yüzyıllık kesintili demokrasi sürecinin kısa geldiğini ve yetmediğini, bu alandaki sorunların din ve vicdan hürriyetini kısıtlamakta ısrar eden anlayıştan kaynaklandığını ifade ediyordu.

En son görüşmemizde “30 sene önce yaptığımız Köprü mülâkatlarını yeniden ele alıp güncelleyelim” dedi. Buna hazırlanıp bekliyorduk ki, vefat haberini aldık.

Ve o mülâkatların toplandığı kitabı, ilavelerle tekrar basıyoruz. Yakında çıkacak.

tweet 1- Demirel nefretiyle ömür tüketip duayı bile siyasallaştıran kindarlara: Onun, sizin “dua”nıza ihtiyacı yok. Bedduanız ise size geri dönebilir.

tweet 2- Demirel’in 28 Şubat’taki başörtüsü tavrını biz de eleştirdik. Ama o zaman bu yasağın hortlamasında rolü olan başkaları niye örtbas ediliyor?

tweet 3- “Rektörler başörtüsüne selam duracak” tahrikleriyle tırmandırılan başörtüsü yasağını çözmek kolay idiyse AKP bunun için 12 yıl niye bekledi?

Okunma Sayısı: 2762
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Rüstem Garzanlı

    19.6.2015 14:44:17

    Peygamberler hariç hiçbir fert yok ki, hakkında günah işlememiştir. Cenab-ı Allah, amelleri mizanla değerlendirmesi ,insanların günahsız olmadıklarını göstermiyor. Ölçüsü iyiliklerin; kötülüklerden fazla ise o birey hayırlıdır. Hayır ve hasenat genele bakar, küllîdir; Şer, cüz’î dir. Bir kötülüğün karşılığı bir olur. Bediüzzaman Hazretleri diyor ki. "Muhali talep etmek, kendine fenalık etmektir. Zerrâtı günahkârlardan mürekkep bir hükûmet tamamıyla mâsum olamaz. Demek, nokta-i nazar, hükûmetin hasenâtı, seyyiâtına tereccuhudur. Yoksa seyyiesiz hükûmet muhal-i âdidir." İnsan günah işlemeye müsait bir fıtratta yaratılmış olduğu üzere, insanlardan oluşan hükümette günahlardan tamamıyla masum olamaz. Demirel’in iyiliklerini yazarsak sayfalar yetmez. Mal toplama hırsı olmadı, servet toplamadı, hayatı boyunca iddialı milletin selameti oldu. Cenazesine gidemeyen gönül dostları gıyabi cenaze namazı kılmaya davet ediyorum, bir kadirşinaslık olur. Allah rahmet etsin. AMİN….

  • Turgay Namdar

    19.6.2015 09:26:44

    Daha çok kişilerin ve farklı kesimlerin okuması için, keşke İslam-Demokrasi-Laiklik kitabını ana konularına göre ince 3-4 kitap halinde yayınlasanız çok daha iyi olur kanaatindeyim.

  • Garib Doğu

    19.6.2015 09:18:49

    Dinimizin iki esas kaynağı olan Kur'an ve hadisler sağlam, şaşmaz, adil ve doğru ölçüleri vermiş.Bu ölçülere göre insanları değerlendirsek yerinde ve haklı neticeler çıkarırız.Kimsenin hakkına hukukuna tecavüz etmez,kimseye haksızlık yapmaz,kimseyi incitmeyiz.Bu ölçüleri bir kenara bırakıp,kendi şahsi fikirlerimize,içtima-i ve siyasi görüş ve düşüncelerimize göre hüküm verirsek yanlış yapmamız kaçınılmazdır.Böylece bir çok insanın hak ve hukukuna girer,birçok haksızlıklara sebep oluruz.İçtima-i hayatımızda da bir çok huzursuzluklar,munakaşalar,kavgalar zuhur edecektir. Bu keşmekeşliklere meydan vermemek için ilahi ölçüleri esas alıp,hükümlerimizi bu ölçülere,kıstaslara göre versek hem ağır bir günahın vebalından kurtulur,hem de içtima-i hayatımız huzur ve güven içinde geçecektir.Kısaca doğru ve haklı hükümler vermek için hata ve sevaplarıyla birlikte insanları müvazene etmek gerekiyor. Rabbim bütün müslümanlara bu ölçülere göre hüküm vermeyi nasip eylesin.

  • garip talebe

    19.6.2015 02:32:36

    Riyakarlar zora gelince Demirel'den bile istifade ederde bunu dillendirmezler...Onlar Demirel vizyonuna ulasamazlar.Cok mertseler 28 subat mgk tutanaklarini aciklarlar..hodri meydan..

  • Murat

    19.6.2015 02:25:08

    Ölümün ne zaman geleceği belli değil. Güncelleyelim dediğine göre önemli bilgiler de verecekti ki ahirete göçtü. Acaba vefatından sonra Yeni Asya cemaatine vefatından önce yazmış olduğu bir mektup felan bulunuyor mu? :/

  • Süleyman Yaprak

    19.6.2015 02:21:35

    2006 yılında AKP'nin tek başına iktidarda olduğu bir dönem.. müslümanların pasifize edildiği, iktidardakileri sıkıntıya sokmamak için tepkisizleştirildiği bir dönemde, Süleyman Demirel'in "Arabistan'a gidin" çıkışı, siyasi dehasına yakışır bir çıkıştı. Zira bu çıkışla birlikte, müslümanların tepkilerini ortaya koyacakları bir adres vardı artık. Süleyman Demirel üzerinden yapılan baskılar, AKP'nin başörtüsü hususunda adımlar atmasına vesile olmuştur. Aslında Demirel bir cihette kendini hedefe koyarak fedakârlık yapmıştı. Allah rahmet eylesin. Adnan Menderes neredeyse Demirel'i de ona komşu eylesin. Biz Menderes'i İslam kahramanı olarak bildik, öyle de dua ettik. Demirel de bundan hissesini alanlardan olur inşaallah..

  • Celal can

    19.6.2015 00:52:55

    Demirel dediğinde ilk aklıma gelen iktidarı dönemlerinde Türkiye ve Suriye sınırlarında bayramlarda kimsenin burnu kanamadan insanların karşılıklı sınırları geçerek sevdiklerini ziyaret edebilmeleri geliyor.kimse mağdur olmuyordu.hiç eğip bükmeye gerek yok. hakikat ortada milyonlarca insan mağdur durumda.... Müspet hareket hangisi Demirel dönemi mi?yoksa şimdiki iktidar dönemi mi?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı