Türkiye’nin son altı senelik Suriye politikası “Beşşar Esad’ın gitmesi” üzerine bina edilmişti. Hatta olayların başlangıcında Esad için “Ayları, haftaları, dahası günleri sayılı” deniliyordu.
Bu maksatla muhaliflere arka çıkılıyor; “Özgür Suriye Ordusu”na topraklarımızda üs kurma imkânı sağlanıyor; silahlı gruplara her türlü destek veriliyordu.
Oysa öncesinde Suriye ile ilişkiler son derece ilerletilmişti. Vizeler kalkmış, gidiş gelişler artmış, ticarî münasebetler çok hızlı bir gelişme kaydetme yoluna girmiş, turlar düzenlenmeye başlanmış; iki ülke hükümetleri arasında ortak kabine toplantıları yapılır hale gelinmişti.
Bakan ve bürokratlarına “Türklere pozitif ayrımcılık yapın” talimatı veren Esad’la Erdoğan arasındaki kişisel samimiyet, “aile dostluğu”na dahi dönüşmüştü.
Esad ve Erdoğan aileleri birlikte tatil yapıyor, gece oturmalarında buluşuyorlardı. Ve AKP’nin geleneksel iftar davetlerinden birinin “onur konuğu” Esad’dı.
Keza Esad Türkiye’nin AB üyeliği sürecini gıptayla takip ettiğini söylüyordu.
Ne zaman ki, ilk kıvılcımı Tunus’ta çakılan “Arap baharı” fitnesi Suriye’ye de dayandı; bir anda herşey değişti, olaylar bu ülkeye de sıçradı; eylemlerini silahlı direnişe çeviren muhalifler de, Baba Esad’dan bu yana bilinen tescilli ve dillere destan gaddarlığı ile bunları çok kanlı bir şekilde bastırmaya yönelen Baas rejimi de kurulan tuzağa düştü ve olan Suriye’ye oldu.
Sonraki süreçte daha birçok parmağın karışmasıyla iyice azdırılan iç savaşın altı senesini doldurmasına çok az bir zaman kala gelinen noktadaki tablo içler acısı.
Çoğu masum siviller olmak üzere yüz binlerce can; sayısı bilinmeyen yaralı ve sakat; evini, barkını, yurdunu terk etmek zorunda bırakılıp gurbet diyarlarında sığınmacı durumuna düşen milyonlarca insan; darma dağın olan aileler; yıkılan hayatlar; harabeye dönen yerleşim yerleri, iyice perişan edilen bir ekonomi...
Bu son derece vahim tablonun oluşmasına bir şekilde katkıda bulunan herkes ağır bir vebal ve sorumluluk altında.
“Değer miydi?” sualinin cevabını önce kendi vicdanlarına verebiliyorlar mı?!!
Moskova’da “Suriye krizinin askerî çözümü yok” denilen bildiriye imza atarken, Suriye’de habire şehit verdiğimiz bir çatışmanın içindeyiz!
Rus büyükelçiye yapılan suikast - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/video/rus-buyukelciye-yapilan-suikast_418858 … @yeniasya aracılığıyla