Balyoz ve Ergenekon’dan sonra Poyrazköy davasının da boşa çıktığı, böylece “darbecilerle hesaplaşma” iddiasının “yeni tehdit” olarak ortaya atılan “paralel yapı” üzerinden hedef değiştirdiği bir noktada, sürecin önceki safahatında yazdığımız bazı hususları tekrar hatırlatmakta fayda gördük:
* “Ergenekon ve darbe planları ekseninde yapılan operasyonlar, gözaltı ve tutuklamalar, açılan davalar, bunların muhatabı ve hedefi olan kesim tarafından ‘mağduriyet’ bağlamında değerlendiriliyor ve o şekilde de takdim ediliyor.
“Süreç devam ederken gözlenen ve ‘Çifte standart mı uygulanıyor? Aynı ithamlara muhatap olanlardan, ‘arkası sağlam’ olanlar kollanıyor mu? İlgili-ilgisiz herşey aynı torbaya doldurulup, iradî veya gayri iradî birtakım mağduriyetlere de yol açılıyor mu?’ gibi istifhamların oluşmasına yol açan bazı işaretler söz konusu. Hangi cenahta olursa olsun mağduriyet hissinin yaşanmasına veya var olan böyle bir duygunun güçlenerek devamına sebep olabilecek tavır, söylem ve uygulamalardan kaçınılmalı.” (29.1.11)
* “Darbe girişimlerine karşı hukukun işlemesi son derece önemli. Dileyelim ki, dava süreci fazla uzamadan, kurunun yanında yaşı da yakacak haksızlıklara meydan vermeden, demokratik hukuk devletine kastedenleri de hak ettikleri cezaya çarptırıp ibret-i müessire teşkil edecek şekilde sonuca bağlansın. Ve böyle tertipler artık tarihe karışsın.” (15.2.11)
* “Türkiye’ye çok büyük zararlar veren ve çok şey kaybettiren darbeci zihniyetle hukuk zemininde hesaplaşılması elbette önemli ve gerekli. Ama bunun, rövanş duygularını ve dahası siyasî hesapları işin içine karıştırmadan, tamamen hukuk çerçevesi içinde götürülmesi gerekiyor. Dahası, bu noktada asıl odaklanılması gereken şey, yürürlükteki ihtilâl anayasası başta olmak üzere, darbe ürünü yapı ve sistemin bütün dayanaklarını ortadan kaldırıp, çağdaş standartlarda bir demokratik hukuk düzeninin inşası olmalı. Buna yönelik yapısal köklü reformlar ne kadar gecikirse, sıkıntılar o derece artarak devam eder. Siyaset alanında muvafık-muhalif, yandaş-karşıt olunabilir; ancak yargı ve adalette asla...” (17.2.11)
Hatırlatmalara devam edeceğiz.
tweet 1- Mehmed Şevket Eygi Millî Gazete’de yazmış: Bediüzzaman bir İslam büyüğüdür, Risale-i Nur Külliyatı ümmetin malıdır, tekel altına alınamaz.
tweet 2- PKK bölgede “paralel vergi daireleri” kurup halkı haraca bağlarken, polisin Siirt’te cemaat okullarına operasyon gerekçesi: vergi kaçırmak.