7 Haziran seçimi sonrası bir anda düğmeye basılarak terörün tırmandırılması ve bu gerekçeyle bölgede hız verilen askerî operasyonlar, çoklarına “90’lı yıllara geri mi dönüyoruz?” diye sordurdu.
İktidarın bu suale cevabı “Terör örgütü açısından böyle bir dönüş söz konusu olabilir, ama biz o yılların uygulamalarına dönülmesine asla izin vermeyeceğiz ve terörle mücadelemizi demokratik kazanımlara zarar vermeden yürüteceğiz” şeklinde oldu.
Ama gidişat pek öyle göstermiyor.
Peş peşe ilan edilen özel güvenlik bölgelerinde hız verilen askerî operasyonlar, Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesi başta olmak üzere Varto, Cizre ve Silvan gibi yerleşim yerlerinde günlerce devam eden sokağa çıkma yasakları ve bu esnada cereyan eden şiddetli çatışmalar ne anlama geliyor?
Geçen sene başında yeniden başlatılan çözüm sürecindeki çatışmasızlık hali halkı ferahlatmış ve insanlarda “Galiba bu defa bu iş olacak” beklentisi uyandırmıştı.
Terör fitnesiyle kâbus gibi geçen 30 yılın ardından ilk kez şehit haberlerinin gelmediği bu kadar uzun bir sükûnet döneminin yaşanması halkı epeyce ümitlendirmişti.
Ancak son iki buçuk ayda yaşananlarla rüyadan uyandık ve acı gerçekle bir defa daha karşı karşıya geldik. 20 aylık huzur ve barış atmosferi bir anda dağılıverdi. Adeta ertelenip biriktirilmiş şehit haberleri peş peşe gelmeye başladı. Asker, polis ve sivil kurbanların toplam sayısı 250’ye yaklaştı.
Operasyonlarda öldürülen PKK’lıların sayısını ise Erdoğan 2000 olarak verdi.
Böylece aynı fasit daireye yine döndük.
Bölge bir anda askerî dönemleri hatırlatan uygulamalara sahne olmaya başladı.
Adeta adı konulmamış bir OHAL, hatta sıkıyönetim düzenine geri dönüldü. İç Güvenlik Kanunuyla valilere verilen olağanüstü yetkiler, gelinen noktada, “vur” emri verme yetkisi dahil, askerlere devredildi.
Şimdi iktidar, sokağa çıkma yasağı ilan edilen ve şiddetli çatışmaların yaşandığı yerler için. “PKK buraları kurtarılmış bölgeler haline getirip iç savaşın ileri üsleri olarak kullanmayı hedefliyordu” diyor.
Eğer öyle idiyse, bu noktaya gelininceye kadarki süreçte hükümet nerelerdeydi?
Yoksa birileri “çözüm süreci”ni bölgeyi tekrar OHAL’e geri döndürmenin gerekçesi olarak kullanmak üzere mi kurgulamıştı?
tweet 1- Arınç: Partinin kuruluşunda biz’dik, şimdi ben olduk. B. Atalay: Siyasette müthiş bir ben yarışı var. Ortak akıl eskisi kadar devrede değil.
tweet 2- Hız kesmeden devam eden cadı avını AKP’nin de içine taşıyanlara Bülent Arınç’ın tepkisi: “Masum insanlara paralelci diyen bir çete çıktı.”