Bağdat Büyükelçiliği, Irak Özel Temsilciliği ve son olarak Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı görevlerinde bulunan Murat Özçelik, bu görevden, çözüm sürecinin MİT-İmralı müzakereleriyle sonuca varmayacağını görüp itiraz ettiği için 2012’de ayrılmış.
Süreç için, Özgür Düşünce’deki mülâkatında şu değerlendirmeleri yapıyor (29.4.16):
- Çözüm sürecinin bir savaşa dönüşeceği ve eski acılı günlerin tekrar gündeme taşınacağı, terörle uğraşan hepimiz tarafından bilinen bir gerçekti.
- Türklerin ve Kürtlerin önemli bölümü “İnşaallah buradan barış çıkar” umuduyla sürece destek verdi. Ama PKK ve Öcalan o umudu çok açık bir şekilde kötüye kullandı. Öcalan yukarıyla göz kırpışmak suretiyle, PKK’ya da verdiği mesajda her an bu iş bitecekmişçesine “Siz öbür hazırlığınızı yapın” diyordu.
- Terörle uğraşan herkes bilir ki, Öcalan’ın, kendini kullandırarak karşı tarafı kullanmak gibi çok önemli bir taktiği var. Çözüm sürecinde bunu müthiş uyguladı.
- PKK Güneydoğu’da paralel bir devlet için her türlü alt yapıyı kurdu. Mahkemeleri vardı, askere alma daireleri vardı, vergi topluyorlardı. Çözüm süreci boyunca PKK’nın para toplama, yol kesme, askere alma gibi işlerine göz yumuldu.
- İyi niyetle başlayan çözüm sürecine oy kaygıları yön verdi. Bazıları “O sürecin karşılığını oy olarak alalım, şu olalım bu olalım” dediler. AKP’nin “Bunu böyle çözeriz” diye bellediği yol yanlış çıktı.
- Sakın ola ki Kürtlerin önündeki siyasî süreci kapatmayın. Demokratik yollardan hak arama mercîi olan TBMM’ye girme haklarını ellerinden almayın. Eğer o yolu tıkarsanız bal gibi dağa gidiş artar.
Özçelik’in yeni süreç için “Çözüm Meclis çatısı altında aranmalı” önerisi doğru, ama “HDP muhatap alınsın” çağrısı tartışmalı. Bu teklif “HDP antidemokratik linç ve tasfiye operasyonlarıyla dışlanmasın, ama bu parti de konunun hassasiyetinin gerektirdiği ciddiyet ve sorumluluğu göstersin” şeklinde revize edilmeli.
“PKK ve PYD’ye ‘Suriye’de ne yaparsan yap’ demeliyiz” önerisi de problemli.
Terör Suriye’de terörlükten çıkıyor mu!
Kemal Ural, Üstadın sağlığında hukuk öğrencisiyken külliyatın matbaalarda basımını gerçekleştiren Atıf Ural’ın ağabeyi idi. Hepsine rahmet.
Atıf Ural’ın Mustafa Türkmenoğlu ile birlikte külliyatın basımında ortaya koyduğu hizmet, bütün üniversiteli gençler için tarihî bir örnek.