Seçim sonuçları belli olup AKP’nin tek başına iktidar çoğunluğunu kaybettiği ve koalisyon zorunluluğunun ortaya çıktığı anlaşıldıktan sonra iktidar partisi adına seslendirilen kırmızı çizgilerden biri çözüm süreciydi.
Buna göre, AKP bu sürecin devamını asla vazgeçmeyeceği ve kesinlikle taviz vermeyeceği bir şart olarak masaya koyacaktı.
Ancak bu arada eşzamanlı olarak HDP’ye karşı yoğun bir suçlama kampanyası başlatıldı. Daha doğrusu seçimden önce başlatılan bu kampanyanın dozu, seçimden sonra daha da arttırılıp şiddetlendirildi.
HDP’nin bilhassa bölgedeki oylarını örgüt kaynaklı baskı ve tehditlerle aldığı ifade edildi. Ama batıda, hele İstanbul’da aldığı oylara böyle bir kılıf uydurulamadı.
O noktada MHP devreye sokularak, onun ağzından “Boğazda viski içip HDP’ye oy veren Beyaz Türkler”e yüklenildi.
Aslında bölgedeki baskı ve tehdit iddiaları, bir cihetiyle oralardaki örgüt hakimiyetinin iktidar tarafından da itirafı anlamına geliyordu. Demokratik hukuk devletinin otoritesi orada da hükümferma olsaydı, böyle bir iddia hiç gündeme getirilebilir miydi?
Ama nedense işin o tarafı geçiştirildi.
Öte yandan bilhassa Saray’ın HDP ile ipleri tamamen koparması, dahası bu partiyle hükümetin yaptığı Dolmabahçe mutabakatına yönelik tepkisini daha da şiddetlendirerek devam ettirmesi ve nihayet işi “Çözüm süreci bunlarla yürütülemez” noktasına vardırması, eşzamanlı olarak terör saldırılarındaki âni tırmanışla birlikte herkese “Ne oluyoruz? Yine başa mı dönüyoruz?” diye sordurttu.
Derken, HDP’nin kapatılması ve partinin önde gelenlerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması gündeme geldi. Erdoğan “Parti kapatma doğru değil, ama dokunulmazlıklar kalkmalı” diyerek kendisine göre bir “ayar” yaptı. Ve şimdi, Demirtaş başta olmak üzere kimi HDP mensupları hakkında peş peşe fezlekeler hazırlanıyor.
Peki, 2002’de DYP’yi bitirmek için usulsüzlük yapılarak önü açılıp bu noktaya getirilen bir partinin 7 Haziran’dan sonra bu şekilde hedefe konulması ne anlama geliyor? “Dağda silahlı mücadele yerine düz ovada siyaset yapsınlar” denilmiyor muydu? Siyaset yapanlar da teröristlikle suçlanırsa bu nasıl olacak?
tweet 1- Parti kapatmanın çare olmadığının en büyük delili, şimdiye kadarki süreçte selefleri defalarca kapatılmış olan HDP’nin bugün geldiği nokta.
tweet 2- HDP’yi ortaya çıkarıp büyüten sebepleri demokrasi ve hukuk içinde izale edemezseniz, yine aynı kısır döngüye mahkûm ve hapsolup kalırsınız.