"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çok daha buruk bir bayram

Kâzım GÜLEÇYÜZ
31 Ağustos 2017, Perşembe
Bugün OHAL rejiminde idrak edeceğimiz ikinci arefe günü, yarın da ikinci Kurban Bayramı. Ve geçen seneki bayrama göre çok daha buruk.

Çünkü aradan geçen bir yıl zarfında mağduriyetler iyice katlanıp yaygınlaştı.

Geçen bayramda “özgür” ve işinde gücünde olan nice masum insan, bu bayramı demir parmaklıkların arkasında veya KHK ile ihraç edilmiş olarak karşılıyor.

Tıpkı geçen Ramazan ve bayramından bu seneki Ramazan ve bayramına aynı hazin serencamı yaşayan niceleri gibi.

Bir önceki Ramazan’da ihtiyaç sahipleri için zekât ve fitre, Kurbanda kurban bağışı toplayan birçok insanın bu sene zekât ve fitreye muhtaç ve bizzat kurban kesemeyecek hale gelmiş olmaları gibi.

Sayısı milyonlara ulaşan insanların yaşadığı nice evde ya baba, ya anne, ya da ikisi birden yok; tutuklu. Bazılarında dede ve nineler de cezaevine konulmuş.

Çocuklar ve torunlar ortada kalmış.

668 çocuk anneleriyle birlikte hapiste ve bunların 150’ye yakını 1 yaşın altında.

5. torun sevincini yaşayan Cumhurbaşkanının, bununla ilgili hissiyatını gazetecilerle paylaştığı bir Türkiye’de, bebekliğini hapishanede yaşayan torunlar var!

Ve 18  bin civarında kadın cezaevinde.

Bunların büyük çoğunluğu kelepçeli vaziyette gözaltına alınıp tutuklanan ve duruşma için adliyeye, muayene ve tedavi için hastaneye jandarmaların nezaretinde götürülüp getirilirken yine kelepçe takılan hemen her yaştan tesettürlü hanımlar.

İçlerinde yoğun bakımlıklar dahil, çok ağır hasta olanlar; vefat haberini aldıkları anne veya babalarının cenazesine de kelepçeli olarak götürülenler ya da cenazeye katılmasına izin verilmeyenler var.

Keza evlilik hazırlığındayken derdest edilen nişanlılar, nikâh masasından götürülen veya cezaevinde nikâh kıymak zorunda bırakılan çiçeği burnunda gelinler.

86 yaşında ağır kalp-böbrek hastası Topal Hafız ile, ona benzer durumdakiler.

En son örneği Yargıtay üyesi Mustafa Erdoğan olan, tabutta tahliye edilenler.

Ve böyle bir tabloyu yok sayan veya örtmeye çalışan nasır tutmuş vicdanlar.

Yazıklar olsun.

***

-Tüm yobazlık türleri içinde en bayağı, iğrenç, düzeysiz ve saldırgan yobazlık türünün Kemalist bağnazlık olduğunu son tepkilerde yine gördük.

-Kemalist yobazlar hoşlanmasa da biz farklı din mensuplarının medenî ve insanî ilişkiler kurabileceğine ve kurması gerektiğine inanıyoruz.

-Yeni Asya mensupları yargıdan kaçmaz - http://www.yeniasya.com.tr/video/yeni-asya-mensuplari-yargidan-kacmaz_441447 

Okunma Sayısı: 8087
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan Erkiş

    31.8.2017 18:15:39

    Sayın Güleçyüz, yine bu köşeden 25 Temmuz'da "Adâlet Bakanına açık mektup"başlığındaki yazınızla seslenmiş;toplumun hak ve hukuku ve adâlet için "seri adımlar" atması gerektiğine dikkat çekmiştiniz. Peki bu adımlar atıldı mı? Tabiki hayır! Niye? Çünkü "baş başa bağlı, baş da padişaha bağlı" diye meşhur bir söz vardır. İddalı olacak ama , Adalet Bakanı dahil hiç bir Bakanın, 16 Nisan'dan sonra kendi başına müstakilen icraat yapma şansı da yetkisi de kalmamıştır. Meselâ, yeni Adâlet Bakanı ana muhalefeti kastederek "Hâkimler kimseden talimat almazlar. Aksini iddia etmek hâkimlere açıkça iftiradır. Kılıçdaroğlu sistematik olarak yargıya ve onun onurlu mensuplarına saldırmaktan vazgeçmelidir."(Cumhuriyet, 29.8 ) Fe sübhânallah!! Bir hakikat ancak bu kadar ters yüz edilebilir. Bu ülkede herkes hak, hukuk ve adâlet istiyor ve bekliyor. Yargının asli görevi de budur. Yargının vazifesini yapmaya davet etmek niye baskı olsun? Esas baskı ve korkuya maruz kalan hepimizle beraber yargıdır.

  • Özcan Erkiş

    31.8.2017 16:33:23

    "İYİ Kİ ÂHİRET VAR!" Kimin için? Tabiki âhirete iman edenler için. Ehl-i dünya, gaflet ve dalâlet için "yok" hükmünde olduğundan bir de "-izm" deli gömleğini giymişler, "-ist" hastalığına yakalanmış iseler tedavileri çok zordur. Dün müfrit "-izm ciler mağdur ediyordu, bugün siyasal İslâmcı ideoloji mensupları. İdeoloji olması hasebiyle ha Kemalizm ha siyasal İslâmcılık. Olur mu öyle şey demeyin lütfen. İşte yaşananlar ortada. Reddi, inkârı ve yok sayılması mümkün mü? Bu mağduriyet ve mazlumiyeti yalnızca OHAL ve KHK'lar ile izah edip savunmak mümkün mü? OHAL ve KHK'lar öyle bir anafor ve girdaba dönüştü ki hak, hukuk, adalet, hürriyet, Meclis, demokrasi... ne varsa yutuyor. "Annesiyle birlikte 668 masum çocuk, (ki 150 'si 1 yaş altı) 18 bin şefkat kahramanı kadınlar, 86 yaşında ağır hasta (ki Üstad Hz.lerinin talebesi ) bir zât." Bu nasıl bir hak, hukuk ve adâlet anlayışı Allah aşkına? Böyle bir şey olsa olsa aşiret yahut kabile devletinde olabilir herhalde.

  • sevim

    31.8.2017 15:55:20

    kazım bey doğru söyleyen dokuz köyden kovulur.okadar gerçekleri haylkırıyorsun ki zalimleri yatağında rahat bırakmıyorsun allah razı olsun sizden gün gelecek rabbim de onları rahat bırakmayacak evelallah

  • Özcan Erkiş

    31.8.2017 15:29:15

    ( 2 ) Meselâ, gadre ve zulme uğramış, tabutta tahliye olan şahsın ve intihar eden 3 çocuklu hemşirenin aileleri nasıl bayram yapacaklar hiç düşündük mü? "Sebep olan yapan gibidir"sırrınca zulmeden, sebep olan, rıza gösterenler bu vizr ü vebalin altından kalkamazlar. Karıncanın hukukunu zayi etmeyen Cenab-ı Hakk, masum, mağdur ve mazlumun hakkını zayi eder mi? Hususan insanın ve ehl - i imanın hakkını zalimden almaz mı? Zalim izzetinde mazlum zilletinde giderse, bilelim ki bir mahkeme-i Kübra bir Ma'dele-i ulyâ vardır. Koca Kanuni'ye ne demişti Şeyhülislam Ebussuud Efendi :"Yarın Hakkın Divanına varınca / Süleyman'dan hakkın alır karınca." Kendini "Süleyman"zannedenler düşünsün!

  • Özcan Erkiş

    31.8.2017 15:09:51

    Sayın Güleçyüz, evvela âlem-i İslâm' ın Kurban Bayramını tebrik eder; uhuvvet ve muhabbet, ittihad ve tesanüd vesilesi olmasını niyaz ederim. Erzurumlu Muhammed Lütfi Efendinin güzel bir beyti var :"Mevlâ bizi affede, gör ne güzel bayram olur /Cürmü hatâlar gide, bayram o bayram olur." Hakiki bayram inşâallah Allah'ın (cc) bizi affettiği gün olacaktır. Medrese-i Yusufiye'deki mazlum, mağdur ve masumların bu kurban ikinci bayramı oluyor. Tabiki buna "bayram " denirse. Maalesef "kindarlık ""dindarlık"a galebe çaldı. Vicdan-ı umumiyi korku ve baskı esir aldı. İşte böyle bir atmosferde ikinci dinî bayramı idrak ediyoruz. Bayramda bile mağdur ve mazlumun sesine kulak vermeyen "nasır tutmuş vicdan "sahiplerine Allah (cc) akıl, fikir, iz'an, insaf, vicdan versin! Amin!

  • Hasan unlu

    31.8.2017 14:10:14

    Aynen yaziklar olsun. Zalimler icin yasasin cehennem. Kendi ulkelerinde bu zulmu gormeyen duymayan yada ne gormek duymak istemeyenlerin myanmardan dem vurmalari ne kadar samimiyetsiz.

  • Özdemiroğlu

    31.8.2017 07:52:16

    Kazım Kardaşım, meyveli ağaç taşlanır, bu kadar pirelendiklerine göre inşaallah sonlarının geldiklerini farkettiler.

  • Fatih

    31.8.2017 06:05:44

    Allah kaleminize ve sizlere güç kuvvet versin, mazlumun sesini duyuran yeniasya camiasından ve umum nurcu kardeşlerden Allah ebeden razı olsun

  • Melike

    31.8.2017 04:29:02

    Allahümme erhan ümmete muhammed.yoksa büyük felaketler bizi bekler.bu zulmü yapanlar ya da gormeyenler....allahumme erhan ümmeti muhammed

  • Kurdela

    31.8.2017 02:58:53

    Dik duruşunuz için Allah ebeden razı olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı