"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çoğulcu demokrasiden tek adam rejimine mi?

Kâzım GÜLEÇYÜZ
05 Kasım 2016, Cumartesi
Seçim, parlamento, basın, yargı ve üniversitenin ağır baskılara maruz bırakıldığı bir ortamda diğer kesim ve kurumların da bu baskılardan etkilenmemesi elbette ki düşünülemez.

Meselâ sendika, dernek, vakıf ve sivil toplum kuruluşları hür mü? Sendikacılık zaten çok önceden beri “bitirilmiş” durumda. Dernek, vakıf, meslek kuruluşu gibi STK’ların çoğu da ya “gönüllü olarak” iktidara biat etmiş veya “ele geçirilip teslim alınarak” biat ettirilmiş vaziyette.

Toplumun tamamı “Ya yanımdasın, ya düşmanımsın” dayatmasına muhatap. 15 Temmuz sonrasında uzlaşma referansı olarak ortaya atılan “Yenikapı ruhu” bile iktidara tâbi olmak şeklinde yorumlanıyor.

Aynı şekilde millî irade kavramı iktidara oy verenlerle tanımlanırken, her seçim sonrasındaki balkon konuşmalarında verilen “Bize oy vermeyenlerin de hükümetiyiz” mesajı fiilen geçersiz kılınıyor.

Böyle bir ortamda zihin ve vicdanların hür olduğundan söz etmek mümkün mü?

Hele zihinlerin iktidar medyasında sürekli pompalanan tek taraflı algı ve beyin yıkama operasyonlarıyla şartlandırıldığı, buna bağlı olarak vicdanların da uyuşturulup dumura uğratıldığı bir ortamda...

Toplumun adeta hipnotize edildiği, muhalefetin de sindirme ve yıldırma operasyonlarıyla tasfiye edilip etkisizleştirildiği bir yapıda haliyle sokağın ve meydanların hürriyeti de ortadan kalkmış oluyor.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü hak ve hürriyetinin ancak iktidarca organize edilenler ve izin verilenler için geçerli olduğu, ama diğerlerinin “kalkışma” olarak damgalanıp çoğu zaman sert müdahalelerle bastırılıp dağıtıldığı bir düzen.

Böyle bir yapıda bir defa daha gündeme getirilip ısrarla topluma dayatılan; check&balance, fren, denge mekanizmalarının söz konusu olmadığı bir başkanlık sistemi, tek adama dayalı baskı rejiminden başka bir sonuç doğurur mu?

Bu modelin, 90 sene önceki şeflik sistemine yapılan göndermeler ve onu referans alıp örnek göstermelerle savunulması dahi işin aslını anlatmıyor mu?

Türkiye çoğulcu demokrasiden vazgeçip o sisteme dönmeye razı olabilir mi?

Yatıp kalkıp Yeni Asya’ya saldıranlara: Her lafa cevabımız var. Lakin bir lafa bakarız laf mı diye. Bir de söyleyene bakarız adam mı diye.

 

Ahirzaman ve kıyamet alâmetleri - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/video/ahirzaman-ve-kiyamet-alametleri_414242 … @yeniasya aracılığıyla

Okunma Sayısı: 5157
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • CESUR ADAM

    5.11.2016 23:03:23

    YENİ ASYA ya saldıranlara bakınca 'Bir lafa bakarım laf mı,birde söyleyene bakarım adammı,?demişsiniz. HARİKA SÖZ.Adam işine gelince o caniplerde ben ADAM aradım,projektör tuttum ne yazık ki göremedim.Gördüklerimi yazmak için ise EDEBİM müsaade etmediğinden belitemiyorum.

  • muhlis şaşmaz

    5.11.2016 21:57:13

    Yüce Allah, Risale-i nuru sahte nurculardan halas eylesin.Zira onlar, bu davaya münkirlerden daha zararlı olmaktadırlar.Üstad,bunlar yüzünden hedef haline getirilmiştir.Gerçek şakirtler,halisane ve cesaretle bu bezirganları dışlamayı becermelidir.Aksi halde yangına seyirci kalmış oluruz.Hafazanallah.Selamlar.

  • Osman Yıldırım

    5.11.2016 19:15:21

    Evet Kazım Bey, maalesef son durum izah ettiğiniz gibi. Bu gibi durumlarda toplumun moralini ve cesaretini Nurcular takviye ederdi ancak son tahlilde Nurcularinda büyük bir kısmı kim güçlü ise ondan yana dümen kırıp siyasal ıslamcıların arkasına vagon olunca kalakala bir Yeni Asya kaldı onada hem içeriden hem dışarıdan vuran vurana dolayısıyle bu toplum bir cokuntuye terk edilmiş durumda Allah bu ülkenin ve bu toplumun yardımcısı olsun inşallah.selam ve saygılar.

  • Bir mağdur!

    5.11.2016 15:25:03

    Yapılan onca hukuksuzluk karşışında alnı secdeli insanların karşıma geçipte devlret refleksi ve devlet bu konuda haklı bazı yanlışlar yapsa da demesi beni hayal kırıklïğına uğrattı. Tarihimizde en acı devlet refleksi olan Efendiler Efendisi (sav) in sevgili torunu Hz Huseyin'in katli bugün olsa idi belki de o katliamï lanetleyen alnı secdeliler aynı cevabı verebilirdi. Bakïş açısı siyasi mülahazalar olan bir toplumdan İslami ve insani bir yaklaşım beklenemeyeceğini çok güzel öğrendim. Bir de dayanılması gereken tek mercinin Allah (cc) olduğunu öğrendim. İnşaallah öğrendiklerimi uygulamada da başarïlï olabilirim.

  • Raşit Duran

    5.11.2016 15:08:28

    (6) Nihayet acı ama gerçek bir itiraf 14 yıldır iktidarda olan partinin Vanlı vekilinden geldi. Bir sempozyumda konuşan vekil :""Fazla saltanatlı yaşayan, çok harcayan, israfı olan bir Müslüman burjuva kesimi ve gençliği görüyorum" demiş sonra da "Bizim hükümet dönemi de belki (değil kesin-rd) bunlara yol açtı." Islamı siyasete alet etmenin ve siyasette dini kullanmanın neticesi maksadın aksiyle tokat yemek. Hâlâ "dindar iktidar" deyip alkışlayan, sorgusuz-sualsiz biat eden, haksız hukuksuz ve antidemokratik uygulamalarda hikmet arayan cemaatların(Yeni Asya hariç) takdirine arz ediyoruz. Ayinesi iştir kişinin , lafa bakılmaz/Görünür rütbe -i aklı kişinin eserinde. (Ziya Paşa) 14 senedir bu ülke ve insanına kim hükmediyor, onları hangi politika ile kimler yönetiyordu acaba? Sormak hakkımız değil mi?

  • Raşit Duran

    5.11.2016 11:33:28

    (5) Her şeyin (din dahil) siyasete pervasızca, alet, feda ve kurban edildiği bir siyasi kadronun yönettiği ülke oldu Türkiye. Üzülmemek mümkün değil. Yaşadığımız kaos ve korku ve baskı ortamı ile melun bir girişim bahanesiyle tesis edilen OHAL darbe rejimi ve KHK lar ile bypass edilen Meclis ardından suçlu-suçsuz ayrımı yapmadan toptancı bir zihniyetle mağdur edilen yüzbinlerce aile. Malların müsaderesi, temel hak ve hürriyetlerin gasp edilmesi. Bunların hangisi islami, insani, vicdani, demokrasi, hak ve hukukla izah edilebilir?

  • demokrat

    5.11.2016 11:30:25

    Yahu Bu gazeteye saldıran zavallılara bakın;siyasal dinci geçinen hainler mi,dahilden kaçıp tarikatçi nurculuğa,Bediüzzamansız nurculuğa kucak açanlar mı?biz doğru dini anlatmaya devam edelim.Bize saldıranlar hala bu gazeteye imrenerek bakmaya devam ediyorlar.İnanın...

  • Raşit Duran

    5.11.2016 11:14:40

    (4) Nasıl ki istidat ve kabiliyetlerin inkişafı ancak hürriyet ortamında mümkün olur, aynen bunun gibi menfi fikirlerin ve teşekküllerin menbaı da istidat/diktatörlük ve baskı rejimleridir. Diktatörlük ile idare olunan ülkeler bunun canlı şahitleridir. Hem tek adam tek irade tek otorite ile yönetim tarzı asrın hususiyetine tamamiyle zıt bir vaziyet almaktadır. Böyle yapmak millet ve memleket hayrına zannedilen bir yanılgıdır. Doğru olan şeylerde ittifak ve istişare edelim, yanlışta değil.

  • Raşit Duran

    5.11.2016 11:00:20

    (3) Üstad Hz. nIn "Ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz yaşayamam " sözü hürriyetin maddiyattan (ekmek) önce geldiğini ve önceliğin "hürriyet" te olduğunu ifade ediyor. Halkın fakr-u zaruretini fırsat bilen, bunu, sosyal devletin muktezası diye takdim eden fakat aslında karşılığında halkın hürriyetini satın alıp, iktidarına bağımlı kılan bir siyasî düşüncenin ve devlet idaresinin hüküm sürdüğü bir ülkede yaşıyoruz. Gerçeklere karşı gözümüzü kapatmayalım. Hakkın hatırını ali tutup, hakperest olalım lütfen.

  • Raşit Duran

    5.11.2016 10:43:55

    (2) Çok ciddi ve büyük iddia ve taahhütlerle; AB hedefi, Demokrasi, Adalet, Hürriyet, Hukukun üstünlüğü, 3Y (yasak,yoksulluk, yolsuzluk) ile mücadele için iktidar talep eden ve halkın ekseriyetinin reyi ile iktidara gelen ve 14 yıldır tek başına ülkeyi yöneten siyasi kadronun, bu taahhütlerin hangisini ne oranda yerine getirdiğini, siyasî mülahazadan uzak samimiyetle sorgulamak vatandaşlık görevi ve hakkımızdır. Zira kiracı değil ev sahibiyiz.

  • Raşit Duran

    5.11.2016 10:32:12

    (1) Çok yerinde, haklı ve hakikatli tespitler. Aksini iddia etmek mugalata olur. Hem Yeni Asya'nın bugünkü manşeti de fevkalâde mühim, hem problemimizi hem de çözümü gösterir mahiyette. Başımızdakilerin -inşaallah- aklını başına getirir ve yanlış politikakardan dönemlerine vesile olur. Haksız ve zararlı ihtilaf, hem ülkemize hem alemi İslamın ittihadına dehşetli darbeler vurmaktadır. Maalesef İslâm adına siyaset yapanlar ile dini siyasetine alet eden iktidar, 14 yıllık tek başına iktidarları neticesinde ülkemizi hem dahilde hem hariçte sorun yumağı haline getirdiler. Acı ama gerçek bu.

  • Fatıma

    5.11.2016 10:06:26

    Çok doğru tespitleriniz var. Zaten resmi olmasa da fiili bir başkanlık rejimi hali hazırda var. Anayasa ayak altına alınmış,iktidar kendi borusunu öttürüyor muhalefet sesleri duymuyor zaten muhaliflere seslerini çıkarma hakkı da verilmiyor. Böyle nereye kadar gidecek bu durum. İktidar önüne hiç bakmadan son sürat hızla gidiyor nereye varacağını bilmeden bir gün ani bir fren yapmak zorunda kalacak ama iş işten geçmiş olacak.

  • Garib Doğu

    5.11.2016 09:42:46

    Yeni Asya'ya saldıranlara,''Her lafa cevabımız var. Lakin bir lafa bakarız laf mı diye. Birde söyleyene bakarız adam mı diye.'' cevabı harika.Gerçi edebini bozanlara,ey ekpekül küpekeden tekepküp etmiş ile başlayan cümleyle mukabele emekte bir cevap şeklidir amma, bize yakışan yukarıdaki iki cümlenin ifade ettiği mana ile mukabele etmek daha evladır. Genelde saldıranlar,edep ve ahlak malulu şahıslar olup,İslamın nezih terbiyesinden nasibini almamış zavallılardır. Namert ve karaktersiz insanlardır. Onun için bunlara çoğu zaman cevap vermeye değmez...

  • Mehmet Albayrak

    5.11.2016 07:05:07

    Agziniza sağlık çok doğru tabiki anlayan duyan yaşayan varsa

  • Mustafa BİTER

    5.11.2016 01:19:33

    Siyasal İslamcıların birinci düsturu her şeyi kendi siyasi emellerine alet etmektir.Bugüne kadar soldan-sağa bütün siyasi yelpazeyi kullandılar,Yeni Asya dışında bütün tarikat ve cemaatleri kullandılar,anayasa oylamasını kullandılar,v.s. v.s.. En son Yeni Kapı Ruhu (nasıl bir ruhsa) onuda kullandılar, yakında yine anayasa oylaması var..Şimdi de MHP'yi kullanıyorlar...İşleri bitince de nasıl ki sağdan-sola bütün yelpazede yer alanları bir kalemde silip attılar ve şimdi tamamı suçlu..Yakında MHP'de yine eli kanlı faşist katiller olarak suçlanacak ve ...Boş yere dememiş atalarımız 'kendi düşen ağlamaz' diye...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı