"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cemaatlerle yapılan pazarlıklar da bitmeli

Kâzım GÜLEÇYÜZ
10 Şubat 2016, Çarşamba
“İç tehdit ve tehlike” olarak nitelenen cemaatleri “istenen çizgi”ye çekmek için özellikle darbe dönemlerinde onlarla el altından birtakım gizli pazarlıklar yürütme ikiyüzlülüğüne de son verilmeli.

Böylesi pazarlıklar 12 Eylül’de de yapıldı, 28 Şubat sürecinin farklı aşamalarında da. Benzer pazarlıkların, sonraki süreçte, Ergenekon yapılanması olarak kısmen su yüzüne çıkan çetenin veya çetelerin mensuplarınca da devam ettirildiğini gösteren çok ilginç bir haber:

2003 yılında ulusalcı ekipten emekli bir subayın kendilerine gelerek birlikte çalışma teklifi yaptığını belirten bir cemaat mensubu, “Şartları şuydu: Siz Kemalizme saldırmayacaksınız, biz de şeriata saldırmayacağız” diyordu (Yeni Asya, 23 Eylül 2008).

Önceki dönemlerde “devlet adına” veya o izlenim verilerek yapılan pazarlıklarda da hep bu şart koşulmuştu: 

“Kemalizme asla dokunmayın.”

Karşılığında, pazarlığın muhatabı üzerindeki baskı ve takipleri kaldırmaktan, bazı devlet imkânlarını sınırlı ve kontrollü bir şekilde kullandırmaya kadar varabilen bir dizi “rüşvet”ler vaad edilmekteydi. 

“Yem”i yutanlardan, Kemalizm karşıtlığını bırakmanın ötesinde, sıkı ve hızlı Kemalizm savunucularına dönüşenler oldu.

Buna ilâveten, tarikat ve cemaatleri içeriden dönüştürerek zayıflatma ve çökertme taktiğine ağırlık verildi ve bunun için farklı yöntemlere başvuruldu.

Bu yöntemlerle cemaatleri aslî kimliklerinden uzaklaştırma, genleriyle oynayarak dejenere etme taktiklerinin, çok daha tahripkâr sonuçlarıyla birlikte ciddiyetle masaya yatırılıp mercek altına alınması ve tahlil edilmesi lâzım.

Bu ve benzeri taktiklerle cemaat olma niteliği zayıflatılmış ve içi boşaltılmış birliktelikler, resmî ideolojiye dayalı derin yapılar için tehdit olmak şöyle dursun, onların ömrünü uzatan birer unsur haline geliverirler. Ki, asıl tehlike burada.

Onun içindir ki, devlet, siyaset, iktidar, kadrolaşma, zenginleşme, sosyalleşme, kitleselleşme gibi başlıklar, cemaat ve tarikatlar açısından son derece ciddî, hayatî, kritik sınav alanları haâline geldi.

(Bu yazı Cemaatler ve Toplum-Siyaset-Devlet kitabımızdan alındı, s. 57-8)

Tweet: Biz ifrat ve tefrite savrulmadan hadd-i vasat çizgisinde yürüyoruz - http://www.yeniasya.com.tr/video/biz-ifrat-ve-tefrite-savrulmadan-hadd-i-vasat-cizgisinde-yuruyoruz_383706

Okunma Sayısı: 3506
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • demokrat

    10.2.2016 11:22:15

    Sevgili Toygar'a katılıyorum.Copy past'tan vazgeçin.bu cemaat ve tarikat ağı anlayışı(devletten beslenen ve hortumcu)varken satın almalar ve pazarlıklar bitmez.Bu tür kirli ilişkilerde Yeni Asya ismi telaffuz edilemez.Buna dahili ve harici muarızlar bile cesaret edemez.Nurcuların yüz akı olmaya devam...

  • Toygar

    10.2.2016 08:58:27

    "Cemaatler ve Toplum-Siyaset-Devlet kitabı"ndan alıntı olduğu için, artık yazılarınızı okumuyorum. Ne kadar güncel de olsa!.. Zaten kitabınızı satın alıp okuyoruz, okuduk. Okumayanlara da ilanat nev'inden yayın yapılır. Ya da kitap okumaları köşesi hazırlanır, orada yayınlanır. Böylesi daha uygun olur, zannımca!.. Olumlu bir eleştiri kabilinden mukabele görür ümidiyle! Selamlar.

  • özdemiroğlu

    10.2.2016 07:08:40

    Yeni Asya Cemaati böyle kirli bir pazarlık içerisinde hiç bir zaman olmamıştır ve olmayacaktır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı